Konkordato bulutları ortalığı sardı! 2024 yılı 2018’den kötü mü olacak?

Üzücü haberleri sessiz izlemek başka insanların hikayesini dile dolamak başka elbette.. Fakat gel gör ki söylemekle olmuyor çoğu şey hele ki şirket yönetimi konu olunca başkasının söylediklerine kulak vermek bizim patronlara göre değil ne yazık ki. Her şeyi en iyi bilen en iyi icra eden en iyi denetleyen en ince detayı düşünen bıla bıla bıla …

Hatırlar mısınız bundan beş altı yıl önce de konkordato karabulutları sarmıştı ortalığı. Ticaret sicil verilerine göre 2018’de toplam 1549 şirket-kişi’ye konkordato talebi üzerine mühlet verildi. 2018 ve 2019 yılları neredeyse 2000 e ulaşmıştı bu rakam.

2023 ise 519 iken 2024 ilk yarısında 605 ilan var. Böyle giderse 2018 benzeri bir sonuçla 24 ü kapatacağız görünüyor. Yasal değişiklikler, kötüye kullanım, kanun boşlukları falan fişman lafları söylemek mümkün iken ben tam tersi konuyu yine bildiğim doğruya getireceğim.

Biz kendimizi de parayı da tanımıyoruz.
Sıfırdan iş kurarak alın teriyle çabayla Milyon dolarlık hale getirmek ruhumuzda var. Binlerce örneği var. Lakin bu para bu sistem kalıcı olmuyor sürdürülebilir olmuyor çoğu zaman ve başladığımız yere geri dönüyoruz. Bazen başlangıçtan da beter eksilere düşüyor kendimizi borçlu bırakıyor alacaklıları da bizimle yanmaya götürüyoruz.

Kredi kullanarak büyümek yatırım yapmak mantıklı yani iyi borç alarak büyümek mantıklı fakat bir taraftan bunu yapıp diğer taraftan operasyonel giderler ve özel hayatta muslukları açık bırakmak çözülemeyen havuz problemini pimi çekilmiş el bombası misali kucağımıza bırakıyor.

Yapılandırma, af yetmiyor. Büyük Resim içindeki her pixelin önemi var yoksa gözünüzde netleşmez. Nakit Akışının gerçekte ne olduğunu sular seller gibi ezbere bilmemiz gerekiyor. Hastanedeki farklı branşlar gibi üniversitenin farklı fakültelerindeki dersleri önemsemek gerekiyor.

Genetik mirasımız, mücadeleci fethedici keşfedici olabilir fakat zirveye hızlı çıktığı gibi hızlı dibi boylayan sessizce altta yatan bir yapımız da var.

Her övgüyü kendinde toplamak isteyen ve “karar alma cesareti” ni bodoslama dalmak olarak algılayan zihin yapımız sayesinde stres baskı borç yükü yönetilemez hale geliyor. Enflasyon bugün düşse yarın yine çıkar, döviz düşkünlüğümüz Amatem’de tedavi görse yine her an hortlayacak potansiyele sahiptir.

Dünyada 200 yılı aşkın süredir ayakta kalan binlerce şirketten öğrenecek çok şeyimiz var elbette lakin bilen adama bir şey öğretmezsiniz. Bu arada Öğrenmek demek Eğitim almak demek değildir. Davranış değiştirmek demektir ÖĞRENMEK.

Göstermelik hamleler geçici çözümler klinik belirtileri hafifletir ama kalıcı iyileşme sağlamaz. Hastayı kaybederiz.

Yoğun bakım sürecine varmadan olayları doğru analiz etmek ve davranış problemlerini ortaya net koymak ve hastanın da bunları kabul etmesi şarttır.

Yoksa KONKORD hızıyla ATO ve İTO’nun listelerinden düşersiniz. Alacaklılarınızın duaları da size ahirete kadar eşlik eder.

Her şeyi bir kişi bilemez.
Rakamlar gerçeği anlatmaktan çekinmez.