Ceylan KÖSEOĞLU
Üretimin tozunu ve kokusunu yutan sanayiciler, disiplin ve ilham ile bütünleşen atölyelerinde ebedi olarak keşfin peşinden giderler. Nasırlaşmış ellerle hayallerin somut bir objeye dönüşmesine aracılık eden üretim serüveni, memleketin geleceğini aydınlatan bir yol gibidir. Türkiye’nin üreten gücüne güç katan sanayicilerine vizörden baktığımız Nasıl Başardı? serimizde Sanayi TV ekibinden Muhabir Ceylan Köseoğlu ve Görüntü Yönetmeni Mustafa Ayabakan bu hafta, Çanakkale OSB Yönetim Kurulu Başkanı Fahrettin Ersoy’un misafiri oldu. Çocukluğunda Çanakkale’de yaşamanın hayalini kuran Ersoy, hayalinden asla vazgeçmedi aksine ona sıkı sıkıya tutunarak şu anki konumuna geldi. Fahrettin Ersoy çocuk yaşta evden ayrılmanın zorlu ve keyifli yanlarını, hayatının bilinmeyen yönlerini Sanayi TV ile paylaştı..

“ÇOCUKLUĞUM ÇAMURUN İÇİNDE GEÇTİ”
1968 yılında Çan’da bir çiftlik evinde dünyaya gözlerini açan Fahrettin Ersoy aslında şimdilerde herkesin isteyip de yaşayamadığı bir hayatı dolu dolu yaşamış. Çocukluğu neredeyse çamurla toprakla oynayarak geçmiş. Köyde büyümenin hem avantajını hem de dezavantajını yaşadığını ifade eden Ersoy, “Köyde biliyorsunuz şehir hayatı gibi bir sosyal ortam yok. Bizler de futbol oynardık, dereye girerdik. Televizyon ve radyo yoktu, sosyal medya yoktu çok güzel bir çocukluk geçirdik. O zamanlar tek dertlendiğimiz şey okula yürümekti. Bilirsiniz köy yerinde okullar biraz uzak olur. Bizim evimiz de okula uzaktı. Yürüyerek gider gelirdik. Sabahın soğuk ayazında kalkıp o yolu yürümek çocuk yaşta eziyet gibi gelirdi. Şimdi dönüp baktığımda iyi ki o günleri yaşamışım diyorum” dedi.

PAZARDA YUMURTA SATTI
Köy hayatının zorlu koşullarından gelen bir çocuk olarak Fahrettin Ersoy’un eğitim hayatı da hızlı bir sirkülasyon içerisinde geçti. Çanakkale’nin küçük bir kasabasında ailesinin çiftliğinde iş temposuna da alışan Ersoy, ilkokul ve ortaokulu hızla bitirip ticaret hayatına geçti. Küçük yaşlarda başlayan ticaret hayatına değinen Ersoy, “Ticaret hayatına soyunma merakım çok erken yaşta başlamıştı. Zaten çiftçi ve hayvancılıkla uğraşan bir aileden geliyorsun. İster istemez bir merak ve heves oluşuyor insanda. Babamın yanında yumurta satmaya gitmeye başlamıştım. O zamanlarda Çanakkale’de yumurta pazarları vardı oraya gidip yumurtaları satmaya çalışmak kendi harçlığımı çıkartmak büyük bir keyifti. Sıkılmıyordum aksine bu iş çok hoşuma gidiyordu ki hatta artık kendi başıma bir şeyler yapmalıyım, Çanakkale’ye yerleşmeliyim diye düşünmeye başlamıştım” ifadelerine yer verdi.

“ÇOCUK AKLIMLA BABAMI MAHKEMEYE VERDİM”
Hem ticaret aşkı hem de Çanakkale aşkına daha fazla dayanamayan Fahrettin Ersoy, ehliyet almaya karar veriyor. Köy yerinde çok fazla problem olmayan ehliyetsiz araç kullanımı köy dışında Fahrettin Bey’e sıkıntı yaratmaya başlayınca o da çocuk aklıyla çözüm olacağını düşünerek yaşını büyütmek istemiş. Fahrettin Ersoy, hikâyenin devamını şöyle aktarıyor: “16 yaşına geldiğim zaman köy dışına çıktığımda polis yakalıyordu.

E küçüğüm yaşım tutmuyor ehliyet de alamıyorum, bu benim için bir iki üç derken sorun olmaya başlamıştı. Ne yaparım nasıl çözerim derken bir avukat ile görüştüm. Artık ehliyetimi de alıp Çanakkale’ye gitmek istiyordum. Neyse, velhasıl yaşımı büyütmek için meğer babamı mahkemeye vermişim haberim yok. Tabii babamlar da öğrendi, evde bir süre kıyamet koptu. Babam dedi ki, bu yaşta beni hâkim karşısına çıkarttın falan bir süre başım ağrımıştı sırf yaşımı büyüteceğim diye.”

“ÇANAKKALE ÖZLEMİNE DAYANAMADIM”
Çanakkale sevdasına daha fazla dayanamayan Ersoy, askerliğini de aradan çıkartınca asker dönüşü soluğu Çanakkale’de aldı. Kendi başına bir şeyler başarmak isteyen Ersoy, dedesinden kalan iş yerlerini ve aile çiftliğini arkasında bırakmak istedi. Çanakkale’de ilk bulduğu inşaat işinde çalışmaya başladığını söyleyen Fahrettin Bey, “Ufaktan inşaat işine başladık. İnşaatta kazandığım paraları harcamadım birikim yaptım. Zaten yaş küçük aileden ayrılmışız yanımızda biraz para var ama har vurup harman savuramayız. Her neyse, yaptığımız inşaat işlerinden birinin altını market yaptık. İlk kendi işim marketle başladı aslında. Daha sonra üzerine koyarak, basamak basamak ilerledim. Süt ve peynir sektöründe kimse yoktu o zamanlarda ben de bu alana yoğunlaştım. Hatta o kadar büyüdüm ki bakkallar odası yönetimine girdim” şeklinde konuştu.

HAYALDİ, BAŞKAN OLDUK
Çanakkale’yi çocukluğunda arazilerinin tepelerinde oturup hayalleriyle o kadar çok içselleştirmiş ki Fahrettin Bey, şimdilerde Çanakkale OSB Yönetim Kurulu Başkanlığı’nı yapıyor. Şu anki görev pozisyonuyla ilgili ifadelere yer veren Ersoy, “Çanakkale OSB’ye başkan olarak geldikten sonraki ilk işim buranın alt yapısındaki internet oldu. İnternetin hızını üst seviyelere çıkarttık. Ardından telefon hatları, sularla ilgili problemler vardı onları çözüme kavuşturduk. Bu sorunların çözümünden sonra OSB’mizi büyütme alanında çalışmalar yapmaya başladık. Çünkü ben buraya başkan olarak geldiğimde yüzde 40 boş alan vardı. Buraları hep tavsiye ile doldurmaya çalıştım. Çok şükür güzel bir şekilde ilerlemeye başladık, yatırımcılarımız da gelmeye devam ediyor. Hatta geçtiğimiz günlerde Belçika ve Alman ortaklığı ile yürütülen orkide çiçek üzerine bir laboratuvar kurma projesi var. Bunun için bizim OSB’mizin seçilmesi beni hayli gururlandırıyor. Çanakkale limanı, ulaşımı, şehirlere yakınlığı açısından avantajlı bir konumda. Dolayısıyla yatırımcının ilk tercihlerinden biri burası oluyor” cümlelerini kullandı.