Mustafa AYABAKAN
Üretimin tozunu ve kokusunu yutan sanayiciler, disiplin ve ilham ile bütünleşen atölyelerinde ebedi olarak keşfin peşine düşerler. Nasırlaşmış ellerle hayallerin somut bir objeye dönüşmesine aracılık eden üretim serüveni, memleketin geleceğinin aydınlatılmasında kılavuz olan Kuzey Yıldızı gibidir. Türkiye’nin üreten gücüne güç katan sanayicilerine vizörden baktığımız Nasıl Başardı? Sanayi TV ekibi bu hafta, Çanakkale OSB’de yer alan Gastech firmasının kurucusu ve Genel Müdürü Yunus Karakaş’ı konuk etti. Yunus Bey, çocukluk ve gençlik yıllarındaki en özel anları Sanayi TV editör arkadaşlarımız Ceylan Köseoğlu ve Mustafa Ayabakan ile paylaştı…
Yunus Karakaş, aslen Bulgaristan göçmeni Çanakkaleli bir iş insanı. 1982 yılında İstanbul Beykoz’da dünyaya gözlerini açtı ve lise yıllarına kadar orada yaşamını sürdürdü. Aslında Karakaş’ın İstanbul ile olan hikayesi atalarına kadar dayanıyor. Dedesinin askerlik için geldiği Anadolu Kavağından sonra İstanbul’dan ayrılmayıp orada hayatını kurması ve nesiller boyunca devam etmesi Yunus Karakaş’ın İstanbul’daki hikayesinin başlangıcı. Deniz sevdalısı bir evde büyüyen Karakaş, “Biz deniz görmeden yapamayız, boğaz manzaralı mütevazı bir evde büyüdüm. Denize olan sevdamı öyle kolay anlatamam” dedi.

“ÇALIŞMAK, KEYİFLİ BİR OYUN”
Dedesinin çalışması ve azmine hayran bir çocuk olarak büyüyen Karakaş’ın eğitim hayatı da bir hayli disiplinli bir şekilde geçmiş. Kendisine rol model aldığı dedesi için “sert ve kuralcı bir adamdı. İlkokul beşinci sınıftayken bir gün çok hastayım diye okula gitmemiştim. Annem bunu saklamıştı, dedem duyup bize kızmasın diye. Eskiden böyle bir algı vardı çünkü ne olursa olsun ateşler içerisinde de yansanız o okula gidilecek” dedi.

Öğrenim hayatını devlet okullarında tamamlayan Karakaş, henüz gençken dedesi ile inşaatlara gitti. İçine doğduğu hayatın şartları ne getirdiyse onu yaptı. Yaşıtları mahallede misket oynarken Yunus Karakaş, ticaretin tohumlarını çoktan atmaya başlamıştı. Karakaş, o günleri “Bizim ailemizde üretmek, çalışmak hep var oldu. Çocukken sorarlar ya hani büyüyünce ne olacaksın diye, benim pek bir seçme şansım olmadı. Dededen gelen bir şey vardı o da sürekli üretmek. Ben mesela 12 yaşındayken dedem ile inşaat alanlarına, satın almaya, çimento almaya giderdim. Dedem ile bu işleri yapıyor olmak benim için aslında keyif aldığım bir oyundu. Çünkü işi ustasından öğreniyordum, fırında pişiyordum. Ticaret ve iş dünyasına ilk girişim bu şekilde oldu” şeklinde ifade etti.

TÜRK İNSANI ASLA PES ETMEZ
Üniversiteye kadar tatillerde dedesi ve babasıyla ticaret hayatına devam eden Karakaş, üniversite eğitimini tamamladıktan sonra kendi ayakları üzerinde durmaya karar vermiş. Avrupa’daki bir ürünün Türkiye distribütörlüğünü yapan bir şirkette çalışmaya başlayan Karakaş, risk almadan hiçbir şeyin olamayacağını söylüyor. Buna bir örnek anlatan Karakaş, “Bir gün okulda dört tane sınavım vardı ama hiç çalışmamışım arkadaşlarım da öyle. Baktık hava mükemmel, bu havada sınava girilmez ve biz de okulu kıralım diye anlaştık. Biz dört kafadar ektik okulu bastık gittik Kadıköy’e. Öyle özel bir planımız da yoktu sinemaya gittik, yedik içtik bir sürü şey. Velhasıl okula döndük baktık sınav falan olmamış. Risk nedir risk işte budur” diye konuştu. Hikâyenin devamında kendi şirketini açmaya nasıl başladığını anlatan Karakaş, “Beş altı yıl bir şirkette çalıştım. Şirket, şu anda üretmiş olduğum son ürünü Avrupa’dan getiriyordu o zamanlar. Uzun bir süre orada çalıştıktan sonra gördüm ki bunu üretmek zor bir mesele değil. Kaldı ki zor olsa ne olabilir. Türk insanı öyle kolayca pes etmez” cümlelerini kullandı.

ÜRETMEK BİZİM LANETİMİZ
2000’li yıllarda Türkiye’de doğalgazın olmadığını ve ülkeye doğalgaz gelmeseydi yine bir şeyler üreteceğini söyleyen Karakaş, “O dönemlerde İstanbul, Ankara ve Bursa’da sadece sanayi bölgelerinde doğalgaz vardı. Böyle kısıtlı bir alanda da enstrüman ihtiyacına pek gerek olmuyordu. Fakat sonrasında hükumetin enerji politikasının değişmesi benim işimi bir hayli kolaylaştırdı. Türkiye’nin her yerine doğalgaz götürülmesi benim işimdeki talebi artırdı. Hükumet böyle bir politika değiştirmeseydi herhalde Ezine’de peynir üretirdim. Sonuçta esas amaç bir şey üretiyor olmak. Üretmek, çalışmak bizim lanetimiz, ruhumuzda var” şeklinde konuştu.

NEDEN ÇANAKKALE OSB?
İlk üretim hayatına İstanbul’da başlayan Yunus Karakaş, işler iyi gitmeye başlayınca daha fazla büyümeye karar verdi. Çareyi, üretim yerini İstanbul’dan Çanakkale’ye taşımakta bulduğunu ifade eden Karakaş, “Daha fazla büyümek isteyince bir takım yasal mevzuatlar ve sıkıntılar da baş göstermeye başladı. Ben de çareyi memleketim olan Çanakkale’ye gelmekte buldum. Çanakkale OSB ile yollarım o zaman kesişti. İstanbul’daki ofis bir yandan devam ederken biz de Çanakkale’deki üretim tesisini 2019’da tamamlayıp faaliyetlere başladık. Neredeyse otuza yakın ülkeye ihracat yapıyoruz. Gerek OSB gerek Çanakkale’nin avantajlı konumu ve altyapısı ile yurtdışında kendimizi daha çok göstereceğiz” dedi.