Her yıl olduğu gibi bugün de Sakarya Meydan Muharebesi’nde şehit ve gazi olan kahramanlar özlem ve minnetle anılıyor. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde Yunan ordusuna karşı verilen mücadeleden Türk ordusu zaferle çıkmıştır. Sakarya Meydan Muharebesi ile 1683 Viyana bozgunundan beri devam eden Türk geri çekilmesi durdu.

SAKARYA MEYDAN MUHAREBESİ’NİN ÖNEMİ VE TARİHİ
Sakarya Savaşı 22 gün 22 gece sürmüş 23 Ağustos 1921 tarihinde başlamış ve 13 Eylül 1921 tarihinde sona ermiştir. Sakarya Meydan Muharebesi ile milletimizin 1683’te Viyana kapılarından başlayarak Anadolu’ya doğru 238 yıllık gerileyişi son bulmuştur. Zafer kazanan Türk Ordusu ve Milli Mücadele Hükümeti’ne yurtta ve Dünya’da gösterilen saygı artmıştır. Kazanılan zaferin ordumuza verdiği moral ve yapılan hazırlıklar sayesinde 26 Ağustos 1922’de Başkomutanlık Meydan Muharebesi zaferi ile Anadolu düşman işgalinden kurtarılmıştır. Mustafa Kemal Atatürk ünlü “Hattı Müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır. Bu satıh bütün vatandır. Vatanın her karış toprağı vatandaş kanıyla sulanmadıkça vatan terk olunamaz.” sözünü bu savaşa atfen TBMM’de söylemiştir. Muharebenin ardından Miralay Fahrettin Bey, Miralay Kâzım Bey, Miralay Selahattin Adil Bey ve Miralay Rüştü Bey, Mirliva rütbesine terfi etti ve Paşa oldu. Mustafa Kemal Paşa, TBMM tarafından Müşir rütbesine terfi ettirildi ve Gazi unvanı verildi.

Sakarya Savaşı 22 gün 22 gece sürmüş 23 Ağustos 1921 tarihinde başlamış ve 13 Eylül 1921 tarihinde sona ermiştir.
- 5 ağustos 1921’de Kanun ile birlikte Mustafa Kemal’e Başkomutanlık yetkisi süresiz uzatılmıştır.
- – Kurtuluş Savaşı’nın son savunma savaşı olarak bilinir.
- – İtalyanlar Sakarya Savaşı’ndan sonra Anadolu topraklarını tamamen boşaltmışlardır.
- – Rusya aracılığı ile Kafkas cumhuriyetleri ile Kars Antlaşması imzalanmış ve doğu sınırı belirlenmiştir.
- – İngiltere ile esir mübadelesi anlaşması imzalanmış ve Malta’daki Türk Esirler serbest bırakılmıştır. Fransa ile Ankara Antlaşması imzalanmıştır.
- – Ukrayna ile dostluk Antlaşması imzalanmıştır.

MUHAREBE
TBMM Ordusu, Kütahya-Eskişehir Muharebelerindeki yenilgisinden sonra cephe kritik bir duruma düşmüştü. Cepheye gelerek durumu yerinde gören ve komutayı eline alan TBMM Başkanı ve Başkomutan Mustafa Kemal Paşa ile İcra Vekilleri Heyeti Başkanı Fevzi Paşa, Batı Cephesi birliklerinin Yunan ordusuyla arada büyük bir mesafe bırakılarak Sakarya Nehri’nin doğusu’na çekilmesine ve savunmayı bu hatta devam ettirmesine karar verdiler.

Gazi Mustafa Kemal Paşa, “Hatt-ı müdafaa yoktur; sath-ı müdafaa vardır. O satıh bütün vatandır. Vatanın her karış toprağı vatandaş kanıyla sulanmadıkça vatan terk olunamaz. Onun için küçük, büyük her cüzütamı (birlik), bulunduğu mevziden atılabilir. Fakat küçük, büyük her cüzütam ilk durabildiği noktada, tekrar düşmana karşı cephe teşkil edip muharebeye devam eder. Yanındaki cüzütamın çekilmeye mecbur olduğunu gören cüzütamlar, ona tabi olamaz. Bulunduğu mevzide nihayete kadar sebat ve mukavemete mecburdur. ” emrini vererek muharebeyi geniş bir alana yaydı. Böylece Yunan kuvvetleri de karargâhlarından uzaklaşıp bölünmüş olacaktı.

TBMM, 3 Ağustos 1921’de Genelkurmay Başkanı İsmet Paşa’yı azlederek, aynı zamanda Başvekil ve Millî Müdafaa Vekili de olan Fevzi Paşa’yı bu makama da atadı.

22 Temmuz 1921’de Sakarya Nehri Doğusu’na çekilmeye başlayan Türk ordusu, güneyden kuzeye 5. Süvari Kolordusu (Çal Dağı güneyinde), 12., 1., 2., 3., 4. Gruplar ve Mürettep Kolordu birinci hatta olacak şekilde tertiplendi. Çekilişin hızlı bir şekilde tamamlanmasından sonra Yunan birlikleri taarruz pozisyonu için tam 9 gün Türk birlikleri ile karşılaşmadan yürüdü. Bu yürüyüşün hangi yöne doğru olduğu Türk keşif birlikleri tarafından tespit edilerek cephe komutanlığına bildirildi. Bu savaşın kaderini belirleyecek stratejik hatalardan biri oldu. Yunan taarruzu baskın olma özelliğini kaybetti. Ancak 14 Ağustos’ta ileri harekata geçen Yunan ordusu, 23 Ağustos’tan itibaren 3. Kolordusu ile Sakarya Nehri doğusundaki Türk kuvvetlerini tespit, 1. Kolordusu ile Haymana istikametinde, 2. Kolordusu ile Mangal Dağı güneydoğusunda kuşatıcı taarruza başladı. Fakat bu taarruzlarında başarısız oldular.

KURTULUŞ SAVAŞINDA TÜRK SAVUNMA SANAYİİ
Türkiye’de savunma sanayiinin (Osmanlı Türkçesi: İmalat-ı Harbiye) kurulmasına yönelik ilk girişim Osmanlı İmparatorluğu dönemine dayanır. 17. yüzyıla kadar güçlü bir konumda olan savunma sanayii, 18. yüzyıldan itibaren Avrupa’daki teknolojik gelişmelerin dışında kaldı ve I. Dünya Savaşı’ndan itibaren etkisini tamamen kaybetti. Türk kuvvetlerinin durumu şöyledir: 96.326 er, 5.401 subay, 54.572 tüfek, 825 makinalı tüfek, 196 top, 1.309 kılıç, 32.137 hayvan, 1.284 araba ve 2 uçak. Yunan kuvvetlerinin durumu da şöyledir: 120.000 er, 3.780 subay, 57.000 tüfek, 2.768 makinalı tüfek, 386 top, 1.350 kılıç, 3.800 hayvan, 600 adet 3 tonluk kamyon, 240 adet 1 tonluk kamyon, 18 uçak.

TÜRK KURTULUŞ SAVAŞININ MÜJDECİSİ OLDU
Bozgun halinde kaçan Yunan askerleri, Sakarya Nehri’nde boğuldu. Tarihin akışını değiştiren bu zafer, Türk halkının esarete izin vermeyeceğini bir kez daha dünyaya ilan etti. Bu büyük başarı üzerine 19 Eylül 1921 günü TBMM tarafından, Başkomutan Mustafa Kemal Paşa’ya “Mareşal” rütbesi ve “Gazi” unvanı verildi. Türk ordusunun, Yunan ordusunu hezimete uğrattığı Sakarya Meydan Muharebesi, Türk Kurtuluş Savaşı’nın zaferle sonuçlanacağının en büyük müjdecisi oldu.
Kaynak: Haber Merkezi