12 Eylül 1980 Darbesi nedir? 12 Eylül Darbesi saat kaçta oldu? Kenan Evren Kimdir?

Türkiye’nin demokrasi tarihindeki kara lekelerden biri olan 12 Eylül 1980 darbesinin üzerinden tam 44 yıl geçti. 12 Eylül 1980 Darbesi nedir?

Kötü muamele, idam, insan hakları ihlâli gibi kavramlarla anılan bu tarihin detayları günümüzde hâlâ merak edilmekte. Darbeden 32 yıl sonra darbecilerin hâkim karşısına çıkmasıyla söz konusu darbenin etkileri tazelenmiş ve söz konusu gece birçok kişi tarafından yeniden araştırılmaya başlamıştı. Peki 12 Eylül kime yapıldı? Detaylar yazının devamında…

12 Eylül Darbesi bilinen bir diğer adıyla 1980 İhtilali, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin 12 Eylül 1980 tarihinde gerçekleştirdiği darbedir. Emir komuta zinciri içinde yapılan bu askeri darbenin resmi isimlendirilmesi ise 12 Eylül 1980 Harekâtı’dır. 12 Eylül Darbesi, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde Silahlı Kuvvetlerin yönetime yönelik yaptığı üçüncü darbe olma niteliği taşır.

Günümüzde dahi konuşulan darbe gecesi için en sık sorulan soruların başında “12 Eylül neden oldu?” sorusu gelir. Bu darbenin olma nedenleri arasında şunlar kabul edilir;

  • Bölücülük
  • Suikastlar
  • Sağ- sol çatışması
  • Katliamlar
  • Sosyal, ekonomik ve siyasi kriz
  • Cumhurbaşkanı seçimi krizi

12 Eylül Darbesi, 1970’lerin sonunda gelişen siyasal ve ekonomik krizler ile baş edemeyen işçi sınıfının örgütlü direnciyle ortaya çıkmıştır.

12 Eylül 1980 gecesinde Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından yapılan darbe, saat 03.00’de başlamıştır. TRT, PTT ve bunlar dışındaki tüm iletişim dairelerine el konulmuştur. Emniyet Genel Müdürlüğü, İçişleri Bakanlığı ve Süleyman Demirel’in (o zamanki başbakan) konutu ele geçirilmiştir. Ardından saat 04.00’te radyolar aracılığıyla tüm ülkeye darbe duyurusu yapılmıştır.

Halka duyurulan ilk bildiride şu ifadeler yer almıştır;

“Girişilen harekâtın amacı; ülke bütünlüğünü korumak, millî birlik ve beraberliği sağlamak, muhtemel bir iç savaşı ve kardeş kavgasını önlemek, devlet otoritesini ve varlığını yeniden tesis etmek ve demokratik düzenin işlemesine mâni olan sebepleri ortadan kaldırmaktır.”

Saat 13.00’te, Genelkurmay Başkanı olan Orgeneral Kenan Evren, canlı yayına çıkar ve yaptığı uzun bir konuşmayla müdahalenin gerekçelerini halka anlatır. Müdahale sonucunda Süleyman Demirel’in başbakanı olduğu hükumet faaliyetlerine ve Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne son verilmiştir. Ayrıca parlamento üyelerindeki dokunulmazlık da kaldırılmıştır. Darbe sonucunda ülkenin her tarafında sıkıyönetim ilan edilerek ülke dışına çıkışlar kapatılmıştır. Ayrıca Orgeneral Kenan Evren, yeni devlet başkanı olmuştur.

Yeni düzende yasama yetkisini kullanmak üzere Milli Güvenlik Konseyi kurulmuştur. Başkanlığında Kenan Evren olan konseyde Jandarma Genel Komutanı ve Kuvvet Komutanları vardır. Parti liderleri ise ilk olarak askeri üslerde gözetim altında tutulmuş, daha sonra serbest bırakılmış, ardından ise kimileri yargılanmıştır. Bu gelişmeleri takiben 1961 Anayasası uygulamadan kaldırılarak yerine Türkiye siyasetinin yeniden tasarladığı bir döneme geçilmiştir. Bu değişiklikler, 7 Kasım 1982 günü kamuoyuna sunulmuştur. Ayrıca %91,37 oy oranıyla Kenan Evren’in cumhurbaşkanlığı ve 1982 Anayasası kabul almıştır.

12 Eylül sonrasında birçok alanda gelişmeler olmuştur. Bunlardan bazıları;

  • Sağ- sol çatışması bitti.
  • Eğitim ve öğretim kesintisiz şekilde devam etti.
  • Yükseköğretim Kurulu’nun kuruluşu gerçekleşti.
  • Enflasyon indirildi.
  • 12 Eylül tarihinden önce olan siyasi partiler tamamen kapatıldı.
  • 1981, Atatürk yılı ilan edilerek yıl boyunca kutlamalar yapıldı.
  • %10 oranında seçim barajı sistemi getirildi.
  • Cumhuriyet Senatosu kaldırılarak bunun yerine tek meclis sistemine dönüş yapıldı.
  • Kürtaj yasağının kaldırılmasına karar verildi.
  • Kamu Kurum ve Kuruluşlarında çalışan personellerin kıyafetlerine yönelik yönetmelik sunuldu.
  • Başörtüsü yasağı getirildi.
  • 1982 Türkiye Anayasası hazırlandı ve kabul edildi.
  • Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu’nun kuruluşu gerçekleşti.

12 Eylül darbesinden sonra halkın durumu da merak edilmiştir. Kenan Evren, gerçekleşen darbenin ardından insanların bankalara hücum etmesinden ve fazla para çekmesinden endişe etmiştir. 15 Eylül Pazartesi akşamında bankalara yatırılan mevduatın çekilenden çok daha yüksek olduğunu öğrenen Evren, bu durumu “halkın yeni yönetime duyduğu güvenin güzel bir örneği” şeklinde yorumlamıştır.

Öte yandan Kenan Evren ve Milli Güvenlik Konseyi üyelerinin 2 Ekim 1980’de yaptığı Van ziyaretinde onları büyük bir kalabalık karşılamıştır. Bu karşılamada halk tezahüratları yapılmış ve kurbanlar kesilmiştir. Kenan Evren, darbeden sonra halk karşısındaki konuşmasını ilk kez Van’da yapmıştır. Ayrıca Evren ve Güvenlik Konseyi’nin darbeden sonra Türkiye’nin birçok ilinde halk tarafından karşılanmaları bundan farksız olmamıştır. Bu süreçte bilhassa “Ya ya ya şa şa şa Evren Paşa çok yaşa!” tezahüratının popüler olduğu bilinir.

12 Eylül Darbesi sonrasında;

  • Resmi rakamlara göre 650.000 kişi gözaltına alınmıştır.
  • Cezaevlerinde 300 kişi hayatını kaybetmiştir.
  • 230.000 kişi, askeri mahkemeler tarafından yargılanmıştır.
  • 48 kişi idam edilmiştir.
  • 1.683.000 kişi fişlenmiştir.

Türkiye tarihine “kara leke” olarak geçen darbenin ardından danışma meclisinin hazırlamış olduğu anayasa, 1982’de %92’lik “evet” oyu almıştır. Kenan Evren ve diğer darbeciler, bu anayasaya “geçici 15.maddeyi” dâhil ederek olası bir yargılanmaya karşı kendilerine dokunulmazlık getirmiştir. Milli Güvenlik Konseyi üyelerinin yargılanmayacağına dair olan 15. Madde, 12 Eylül 2010 tarihinde yapılan referendum ile birlikte anayasadan kaldırılmıştır. Bu şekilde darbecilerin yargılanması durumunun önü açılmış oldu.

Sözü geçen referandumdan bir gün sonrasında ülkenin dört bir tarafında darbeciler ve onların yönergelerini uygulayanlar ile ilgili suç duyurusu yapılmıştır. O dönem hayatta olan Milli Güvenlik Konseyi üyelerinden biri olan Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya ile ilgili Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma başlatılmıştır.

Tahsin Şahinkaya ve Kenan Evren hakkındaki iddianame, yetkili mahkeme tarafından 10 Ocak 2012 tarihinde kabul edilen darbeciler, “Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın tamamını veya bir kısmını değiştirmeye veya ortadan kaldırmaya ve anayasa ile teşekkül etmiş olan Türkiye Büyük Millet Meclisini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasına engel olmaya cebren teşebbüs etmek” faaliyetiyle suçlanmıştır.

Darbeci generaller ise sağlık gerekçesiyle duruşmalara katılmamıştır. Ancak video konferans aracılığı ile savunmalarını yapmışlardır. Evren ve Şahinkaya, üzerlerine yönelik atılan suçlamaları kabul etmemiş ve kurucu iktidar olduklarını ifade etmişlerdir. Ayrıca söz konusu mahkemelerin kendilerini yargılayamayacağını da eklemişlerdir.

Darbeciler üzerine yapılan yargılamanın sürdüğü dönemde Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesi yasayla kapatılmış ve söz konusu dosya, Ankara 10. Ağır Ceza Mahkemesine devredilmiştir. Mahkeme, takvimler 18 Haziran 2014’ü gösterdiğinde darbecileri, 1979 yılında verdikleri muhtırayla “anayasa ve TBMM’yi ortadan kaldırmaya ve görevini yapmasını engellemeye teşebbüs”, 1980’deki darbeyle de “anayasayı tağyir, tebdil veya ilgaya ve bu kanun ile teşekkül eden TBMM’yi ıskat ve cebren men” suçlarını işlemeleri sebebiyle “ağırlaştırılmış müebbet hapis” cezasına çarptırmıştır. Takdiri indirimle söz konusu ceza, müebbet hapse çevrilmiş ve darbecilerin rütbelerinin sökülmesinde karar kılınmıştır.

Türkiye Cumhuriyeti 7. Cumhurbaşkanı Kenan Evren, 17 Temmuz 1917’de Manisa Alaşehir’de doğdu. 12 Eylül 1980 Askeri Darbesi ile gündeme oturan Evren, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin 17. Genelkurmay Başkanı olarak görev yapmıştı Kenan Evren, ilk ve orta eğitimine ilk olarak Manisa’da başladı ve sonrasında sırasıyla Balıkesir ile İstanbul’da devam etti. Liseyi İstanbul’da okuyan Evren Maltepe Askeri Lisesi’nden mezun oldu.

1938 yılında Kara Harp Okulu’nu bitirdikten sonra 1949 yılında Harp Akademisi’ni bitirdi. Evren, 1949 yılında kurmay yüzbaşı olurken, daha sonrasında Genelkurmay Eğitim Şubesi kısım amirliği ve 1. Ordu Harekat Dairesi başkan yardımcılığı yaptı. Türk Silahlı Kuvvetleri’nde birçok bölümde görev aldı. Özellikle Kore Türk Tugayı’nda, Harekât ve Eğitim Şube Müdürlüğü’nün yanı sıra Kurmay Başkanlığı’nı şekilde yürüttü. Türkiye’ye döndükten sonra kurum içerisinde yükselen Evren, 1964 yılında tuğgeneral, 1967’de tümgeneral oldu. 1970’te korgeneralliğe yükseldi. 2. Kolordu komutanlığı, Kara Kuvvetleri Komutanlığı Denetleme Kurulu başkanlığı görevlerine getirildi. 1977 yılında “Kanlı 1 Mayıs” olaylarından sonra dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı Namık Kemal Ersun’un darbe yapacağı bilgisi üzerine Süleyman Demirel tarafından 200 asker ile beraber emekli edilmesiyle Kenan Evren’e Genelkurmay Başkanı olma yolu açıldı. Orgeneral Kenan Evren, beklenmedik biçimde 5 Eylül 1977 tarihinde Kara Kuvvetleri Komutanı oldu. 1977-78 yıllarında Kara Kuvvetleri Komutanlığı yapan Evren, 6 Mart 1978’de Genelkurmay Başkanlığına atandı. Genelkurmay Başkanı olan Evren, 1979 yılında ülkenin yönetilmesi adına dönemin Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk’e uyarı yazısı gönderdi. Genelkurmay Başkanı Kenan Evren, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Nurettin Ersin, Hava Kuvvetleri Komutanı Tahsin Şahinkaya ve Jandarma Genel Komutanı Sedat Celasun’dan oluşan Milli Güvenlik Konseyi, 12 ylül 1980’de yönetime el koydu.

Kenan Evren, gerçekleştirdiği darbe sonrasında MGK ve Genelkurmay başkanlığının yanı sıra devlet yönetimini de üstlendi. “Türkiye’nin iç ve dış düşmanları bulunmaktadır. Bunu yanında devletin başlıca organlarının işlemez duruma getirildi ve siyasal partilerin kısır çekişmeler içinde bulundu. Ülke savaş eşiğine geldi” açıklamasını yaptı. Bunun üzerine TBMM ve hükümeti feshetti, bütün ülkede sıkıyönetim ilan etti. 1982 Anayasası, 7 Kasım 1982 tarihinde yapılan referandumda yüzde 91.37’lik ‘evet’ oyuyla kabul edildi. Evren, yeni anayasanın 1. geçici maddesi uyarınca, yedi yıllık bir süre için Türkiye’nin 7. cumhurbaşkanı sıfatını kazandı. Devlet Başkanlığı görevinin yanı sıra Milli Güvenli Konseyi ve Genelkurmay Başkanlığı görevini de devam ettirdi. Görevlerinden zaman içerisinden istifa eden Evren, 9 Kasım 1989 tarihinde Cumhurbaşkanlığı görevinden de ayrılıp, koltuğunu Turgut Özal’a bıraktı. Darbeden 32 yıl sonra dönemin kuvvet kademesinden hayatta kalan iki isim Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya hakkında dava açıldı. Tedavi gördüğü GATA’dan video konferansla savunma yapan Evren, “Biz o gün doğru olanı yaptık. Bugün de olsa aynı şekilde ihtilal yapardık” dedi. Evren ve Şahinkaya müebbet hapis cezasına çarptırıldı, rütbelerinin sökülmesine karar verildi. 9 Mayıs 2015 tarihinde beyin ölümünün gerçekleşmesiyle Gülhane Askeri Tıp Akademisi’nde (GATA) 98 yaşında öldü. Evren, 1980 darbesi sonrası sarfettiği “Asmayalım da besleyelim mi?”, “Adaletli olsun diye ‘bir sağdan bir soldan astık” gibi ifadelerle de anılıyor.

Kaynak: