Prof. Dr. Özkan: “Enerjiye muhtacız, vatandaşımız bunu yerli olarak yapmalı”

Prof. Dr. h.c.  Ayşe Özkan, 2024 yılının güneş enerjisi kurulu gücünü değerlendirdi.

Sevgi PİLGİ

Türkiye’nin güneş enerjisinde büyük bir ilerleme gösterdiğini söyleyen Prof. Dr. h.c.  Ayşe Özkan, Türkiye’de artık GES bulunmayan il kalmadığını vurguladı.

Türkiye toplam elektrik kurulu gücü olan 114.751 MW’lık gücün en temiz ve en sağlıklı enerji kaynağı olan güneş enerjisi kurulu gücü Kasım 2024 verileriyle 19.157 MWe ile %16,69’luk bir yere sahip iken bunun 17.331 MWe’ı lisanssız ve 1.826 MWe’ı lisanslı santrallere ait. Santral adedine göre dağılıma bakarsak toplam kurulu güç 30 bin 288 adet santralde oluşuyor. Güneşten sonra en temiz ve en sağlıklı enerji kaynağı olan rüzgâr enerjisi kurulu gücü toplam kurulu güç içinde 12.446 MW ile %10,85’lik bir yere sahip. 

10 Mart 2012’den bu yana yürürlüğe giren Lisanssız Elektrik Üretim Yönetmeliği ile başlayan yolculukta 12 yılda varılan toplam kurulu enerji kurulu gücümüzün %16,69’lara ulaştığını söyleyen Ayşe Özkan, “Güneş enerjisindeki ilerlemeyi küçümseyemesek de yeterli de bulamıyoruz.  Güneş enerjisi konusunda teknolojinin üretici güneş fakiri Almanya’da yıllık 900 saat ortalama güneşlenme süresi mevcut iken ülkemizde bu oran yıllık 2750 saatlik ortalamadadır. Yani Kuzeyde 1800 saat, Güneyde 3600-4200 saatler ile yıl ortalaması 2750 saat güneşlenme süresi olan ülkemizin enerji ihtiyacının 12 yılda tamamının artık güneşten üretilir hale gelmiş olmasını ve hatta yenilenebilir enerji kaynaklı enerji ihraç edebilir seviyelere geçmiş olmayı arzulardık” dedi.

Türkiye’de GES bulunmayan il kalmadığını söyleyen Özkan, “Artvin ve Iğdır gibi özellikle Doğu Anadolu Bölgesi için çok kıymetli olan ovalık alanlar dikkate alınarak GES kapasitesi verilmiştir. Elbette oranın da her yeri ovalık değildir. Bu nedenle son yıllarda oralarda da kapasiteler verilmiş ve artık başta kamu olmak üzere kurumlar bu bölgede GES yapımına başlamıştır. Hakkâri Türkiye’nin güneşlenme süresinin en yüksek olduğu ve güneş ışın kalitesinin en yüksek olduğu bir ilimiz olmasına rağmen özellikle güvenlik endişeleri ile geç zamanlara kadar güneş enerjisi talebi olmamıştır. Ancak son yıllarda orada da GES yapımı başlamıştır. Yine ilk zamanlar 2018’lere kadar Trabzon ve Zonguldak illerine kapasite verilmiyordu.  Bunun sebebi bir yandan bölgedeki kömür işletmeleri dolayısıyla zemin sorunu dikkate alınırken bir yandan da Trabzon’da çok sayıdaki HES ile yeterince enerji santrali mevcuttu. Bununla şebekeler de bir o kadar yük altındaydı. Ancak son dönemde modalaşan barajlar ve göller üzerine yapılan yüzer GES’lerde Trabzon’da da adım atılmış ve bu tür GES çalışmaları başlamıştır. Bana sorarsanız bu yüzen GES konusu çok tartışılması gereken bir konudur. Türkiye’nin buna ihtiyacı yoktur. Aslında barajlarımız ve göllerimiz doğal güzellik ve canlı yapısıyla daha başka amaçlarla kullanılmalıdır. Örneğin turizm ve balıkçılık gibi. İddia edildiği gibi yüzer GES suların buharlaşmasını korumaz tersine suya yakın mesafede camlar ısındığı için su yüzeylerini olduğundan daha fazla ısıtır ve buharlaşmayı artırır ve hızlandırır. Yüzer GES yerine arazi GES yapmak ülkemiz için çok daha anlamlıdır. GES arazileri biliyorsunuz hiç başka bir amaca kullanılamayan yani kuru sulu ya da özel herhangi bir tarım yapılamayan kıraç arazilerdir. Yani 5. sınıf marjinal arazilerdir bunlar. Ülkemizde bu sınıftan yeterince arazi vardır. Hatta buralara GES yapımı doğru inşa edilirse erozyon gibi bir takım doğal afetleri bile durdurabilir. Yeter ki doğru sınıflandırma yapılsın ve doğru inşaat modelleri kullanılsın” cümlelerine yer verdi.

Güneş enerjisi planlamaları yapılırken güneşlenme süresinin yanında güneş ışınlarının kalitesinin de önemli olduğunu vurgulayan Özkan, “Örneğin güneşlenme süresi olarak Antalya ile Van ve Hakkâri bölgeleri benzeri sürelere sahip olsa bile Hakkari’de güneş kalitesi Antalya’dan daha fazla olduğundan güneş enerjisi oralarda daha iyi olur. Antalya’da nem ve sanayileşme ve büyükşehir olmanın etkisi ile oluşan atmosferdeki kirlenme güneş ışınlarının kırılmasına ve yeryüzüne kırık dağınık bir şekilde difuz ışınlar olarak gelmesi ışın kalitesini düşürmektedir. Van ve Hakkâri bölgesinde ise dik açılı ve temiz atmosfer geçişi ile yeryüzüne ulaşan güneş ışıkları ışınlanmayı daha kaliteli kılmaktadır. Bunun sonucu dağlık tepelik alanlardaki ışınlar sahil bölgelerine göre daha iyi kaliteli ve yoğun olup daha fazla enerji üretir” ifadelerine yer verdi.

Değinilmesi gereken önemli konulardan birinin de yapımı tamamlanamamış güneş enerjisi santralleri olduğunu dile getiren Özkan, “Ülkemizde kapasite tahsisi verilmiş yani Çağrı Mektubu dediğimiz ilk kapasite izinlerini almış ancak yapımı gerçekleşmemiş çok sayıda güneş enerjisi santral planı vardır. Bu planların bir kısmı proje onaylarını dahi almıştır hatta inşaatları başlamış ancak tamamlanıp sisteme bağlanmaları için verilen süreler yetmediği için yatırımlar yarım kalmıştır. Bu yatırımlar küçümsenmeyecek seviyede çoktur ve ilgili kurumlarda kurtarılmayı beklemektedir. Zira bunlar her ne kadar özel yatırım da olsa milli sermayenin bir parçasıdır. Bunların çoğu pandemi nedeniyle yapılamamış ancak şu an var olan süre uzatma kuralları ya da uygulamaları bunların kurtarılmasına ve yatırımın tamamlanmasına yetmemiştir. Devletimizden beklentimiz tüm bu kapasite tahsis izinleri alınmış yani Çağrı Mektubu verilmiş santral projelerine yapımlarını tamamlayıp devreye alınmaları izninin verilmesidir. Bu yatırımların ciddi bir kısmı sahalarda inşaatı bile bitmek üzere iken kalmıştır. Bunlarla ilgilenilmezse bu yapımların kaldırılması bile milli servete bir kayıp olarak yansırken kaldırılmazsa da arazilerde çöplük oluşumu olarak kalacaktır. Devletimizden bu yönde beklentimiz esastır.  Hatta bu durum istatistiklerde planlanmış GES’ler ile devreye alınmış GES’ler arasında ciddi bir uçurum oluşturduğu için bizim sektördeki başarısızlığımızın bir göstergesi olarak yansımaktadır. Oysa bunların çoğu pandemi döneminin bir ürünüdür. Sektör bu soruna acil bekliyor.  Sonuçta enerjiye muhtacız, bırakalım da vatandaşımız, yerli yatırımcı olarak bu üretimi yapsın” şeklinde konuştu.

Kaynak: Sanayi Gazetesi