Depreme dirençli sanayide çarklar dönüyor!

6 Şubat’ta yaşanan deprem Organize Sanayi Bölgelerini ve bölgenin sanayi üretimini olumsuz etkilese de çarklar dönmeye devam ediyor.
Depreme dirençli sanayide çarklar dönüyor! Depreme dirençli sanayide çarklar dönüyor!

6 Şubat’ta meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremlerden olumsuz etkilenen bölgelerin sanayisi, toparlanma mücadelesini sürdürmeye devam ediyor.  Deprem her ne kadar Türkiye’nin sanayi sektörünü derinlemesine etkilese de bölgedeki sanayi tesislerinin büyük bir kısmı, gösterilen çabalar ve devlet destekleriyle yeniden üretime başladı.

Sevgi PİLGİ

6 Şubat depremlerinin üzerinden 2 yıl geçti. Depremin ekonomik maliyetinin 100 milyar doların üzerine çıktığı tahmin ediliyor. Depremlerden etkilenen şehirlerin sanayi kuruluşları, bir yandan halkın yaralarını sarmak için seferber olurken diğer yandan sanayi kuruluşlarının yeniden toparlanabilmesi için önemli çalışmalar yürüttü. Depremden etkilenen 11 ilde 37’si işletmede olmak üzere toplam 59 OSB bulunuyor. Bu OSB’lerdeki 5 bin 185 firmada 559 bin 930 kişiye doğrudan istihdam sağlanıyor. Deprem bölgesindeki OSB’lerin toparlanması devam ediyor. 

6 Şubat depreminin ardından bölgedeki işletmelerin büyük çoğunluğu faaliyetlerini durdurmak zorunda kaldı. İş yerlerinin çoğu yıkıldı ya da ağır hasar aldı. Ayakta kalan yerler ise bazı zorluklarla karşılaştı. İşletmeler büyük kayıplar yaşarken, toparlanma süreci hala devam ediyor. Fiziki yıkımın ötesinde, iş gücü kaybı, göç dalgası ve müşteri azalması gibi sorunlar, işletmelerin eski gücüne kavuşmasını geciktiriyor. Ancak sağlanan destekler ve bölgenin yeniden yapılanma çabaları, ilerleyen yıllarda ekonomik iyileşmenin mümkün olduğunu gösteriyor.

Depremden ziyade kendilerini en çok karsızlığın olumsuz etkilediğini söyleyen Erkenez Organize Sanayi Bölgesi (ERKOSB) Bölge Müdürü Hamza Sarı, “100’e yakın firmamızda 200’ün üzerindeki firmadan 100’e yakını ciddi anlamda hasar aldı. Bunların da bugün itibariyle orta hasarlı ve ağır hasarlı yıkılan 30’un üzerinde var. Orta hasarlı da 70’e geldi. 50 civarında orta hasar güçlendirme raporu verdik.  Bu bölgeye baktığınız zaman Hatay olsun, Malatya olsun diğerlerini topladığınızda sanayide en büyük OSB Erkenez OSB.  En büyük zararı gören de bizim OSB zaten. Orta hasarlı olsun, depremden sonra ekleyecekleri formlar olsun sanayicimize 70’in üzerinde ruhsat verdik. Deprem sebebiyle hasar görmüş sanayi binalarından orta hasar verilenleri güçlendiriyoruz.  Bölge olarak 2025 yılı sonuna kadar toparlanacağımızı düşünüyorum” dedi.

İhracat rakamlarını yakalamaya çalıştıklarını söyleyen ERKOSB Bölge Müdürü Hamza Sarı, “Erkenez OSB küçük bir OSB değil. Bizim alanımızda 700’e yakın parsel var.  İhracat rakamlarımız bile deprem öncesi döneme yaklaştı ama istihdamı tam sağlayamadık. Deprem öncesinde istihdam 35 binin üzerindeyken şu an 34 bin civarlarına anca ulaşabiliyor. Deprem öncesinin yüzde 5-6 altındayız” dedi.

Yıkılan binaların büyük bir kısmının tekstil sektöründe faaliyet gösteren firmalar olduğunu söyleyen Hamza Sarı, “Bunların bir kısmı hiç üretime başlayamadı. Sektörden tamamen çıkan firmalar oldu. Ama burada asıl sebep yetiştirememe ya da ayağa kalkamamak değil asıl sebep tekstildeki maliyet avantajının kaybolması ve karlılığın olmaması. Erkenez OSB’nin Türkiye’nin en fazla elektrik tüketen 2. OSB olduğunu düşünüyoruz. Ama bizim bir dağıtım lisansımız yok ve bu lisansı almaya çalışıyoruz. En azından deprem bölgesindeki firmalar bunu alarak kendine bir maliyet avantajı oluşturmak istiyor. Devletimiz 2 yıl kadar primlerin ödemesini ertelemişti. Primlerin tekrar geri ödemesi geldi. Bu da artık sanayicimizde ciddi bir finansman yükü olarak çıkacak. Bu da sanayicimizi zorlayan bir etken” şeklinde konuştu.

Güçlendirme ruhsatının 40’ın üzerinde olduğunu dile getiren Sarı, şunları söyledi: “Deprem sebebiyle hasar görmüş sanayi binalarının orta hasar verilenlerini güçlendiriyoruz. Şu anda işlemler devam ediyor. Yasal mevzuat 5 Nisan’a kadar devam ediyor. Biz o zamana kadar güçlendirme yapacağız. 2025 yılının sonuna kadar toparlanacağımızı düşünüyoruz. Ama depremin dışında tekstil sektörünün karsızlığını ayrı tutuyorum. Hem depremin olması hem de özellikle tekstil sektöründe karlılığın hızla düşmesi bizi daha fazla etkileyen bir konu. Bina yapılır sonuçta ama karsızlığın olması bizi asıl sıkıntıya sokan durum.”

 Elbistan OSB’nin zeminin sağlam alana kurulduğu için zarar gören fabrika olmadığını sadece birkaç fabrikada hafif hasar meydana geldiğini söyleyen Elbistan Organize Sanayi Bölgesi Bölge Müdürü Yunus Tab, “Onlar da kısa zaman içerisinde onarıldı. Elbistan, depremin merkez üssü olması sebebi ile yıkımın çok fazla olması ve kış mevsiminden dolayı hava şartlarının çok kötü olması bu nedenle gelen deprem yardımlarını depolayacak ve gelen gönüllülerin barınmasını sağlayacak yer kalmaması Elbistan OSB’nin sağlam olması nedeniyle hem gelen yardımlar mevsim şartlarından etkilenmeden hem de yardıma gelen gönüllülerin barınması OSB tarafından sağlandı. OSB yardım ve barınma üssü olarak bir nevi Elbistan’ın kurtarıcısı oldu” cümlelerini kullandı.

Elbistan’ın depremin merkez üssü olması sebebi ile yıkılan ve ağır hasar alan yapı sayısının 5 bin 600 civarı olduğunu söyleyen Elbistan OSB Bölge Müdürü Yunus Tab, “Geçen iki yılda arama kurtarma faaliyetlerinin son bulmasıyla yıkılan yapıların enkazları kaldırılıp sonra da ağır hasar alan yapıların yıkım ve enkaz kaldırma çalışmaları başladı ve şehrimiz şantiye alanına dönüştü. Konut ve işyeri inşaatları devam ediyor” dedi. Yunus Tab, OSB’nin deprem zamanında AFAD tarafından yardım ve barınma için kullanıldığını hem Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü hem de işletme sahipleri tarafından yapıların detaylı olarak incelendiğini ve tehlike arz eden bir durumla karşılaşılmadığını vurguladı.

Yaşanan depremlerde bölgedeki yıkımın çok büyük olması sebebi ile inşaat, makine ekipman ve işgücü sıkıntısı ortaya çıktığını söyleyen Tab, “Bölgedeki OSB’lerde üretim sürecini olumsuz etkiledi. Deprem bölgesinde yer alan işletmeler üretimi tekrar deprem öncesi haline getirmek ve bölge ekonomisini tekrar canlandırmak için gayret etmekte olup önümüzdeki 2-3 yıl içerisinde deprem dönemi öncesine getirecekler. Deprem sonrası bölgenin teşviklerde 6. Bölgeye yükseltilmesi bölgeyi yatırım cazibe merkezine dönüştürecek” ifadelerine yer verdi. 2 yıllık süreçte bölgede yaşanan ekonomik değişiklikleri anlatan Yunus Tab, şunları söyledi: “Yaşadığımız depremlerin yıkımı çok büyük olup depremin yıkımı sadece yapılarda değil deprem bölgesinde yer alan OSB’lerde deprem nedeni ile şehri terk edip gittikleri bölgede iş bulmaları nedeni ile büyük iş gücü kaybına yol açtı. İş gücünün yeterli olmaması sebebi ile işçilik maliyetleri artmış bu da mal ve hizmet maliyetlerini arttırmakta aynı zamanda bölgede deprem nedeniyle yıkılan konut sayısının fazla olması sebebiyle kalan konutların kira fiyatlarının fahiş düzeyde artmasına sebep oldu. Bu da işgücünün geri dönüşünü olumsuz etkiledi.”

Depremde Adıyaman Organize Sanayi Bölgesi’nde 14 tane fabrikanın yıkıldığını, 28 tane fabrikanın da hasar gördüğünü söyleyen Adıyaman Organize Sanayi Bölgesi (ADOSAB) Yönetim Kurulu Başkanı Abdulkadir Çelenk, “Deprem sonrası yıkılan fabrikaların 11 tanesi yeniden yapıldı ve 3 tanesi halen enkaz halinde. Hasarlı olan fabrikalarımızın çoğu güçlendirme yaparak faaliyetlerine devam etmeye başladılar. Deprem sonrası var olan fabrikalarımız hemen toparlandı ve iş başı yaptılar. Deprem sonrası fabrikaların çoğu güçlendirme yaparak depreme dayanıklı hale getirdiler. Ancak yine de prefabrik olarak yapıldığı için depreme ne kadar dayanıklı olduğu belli” ifadelerine yer verdi.

 OSB’de yeni yapılan fabrikaların çoğunlukla çelik yapıları tercih ettiklerini söyleyen ADOSAB Yönetim Kurulu Başkanı Abdulkadir Çelenk, “Bu şekilde gelecekte olabilecek depremlere karşı önlemlerini aldılar. OSB’miz ilin ekonomisini üstlenmiş tüm sektörlerde özellikle emek yoğun işler, (konfeksiyon, mobilya, gıda) üretim yapılıyor. OSB’nin 6 Şubat önceki sürecine geri dönebilmesi için barınma sorununun tamamen çözülmesi ve şu anda sıkıntı çekilen işçi sorunun hal olması için bu konutların bitmesi gerekiyor. Bu da yaklaşık olarak 1 yıl sürer. Deprem sonrası bölgemizde işçi sorunu hat safhadadır. Fabrikalarımız %60 – %70 civarlarında kapasite ile üretimlerine devam ediyorlar. Bu da Tokilerin ücret politikasıyla ilgilidir. İnşaat sektörü çok hızlı devam ettiği için oradaki işçi yevmiyelerine asgari ücretin 3 katı kadar fazla ücret ödemektedirler” şeklinde konuştu.

Depremden sonraki 2 yıl içinde bölgenin hızlı bir şekilde toparlandığını söyleyen İslâhiye Organize Sanayi Bölge Müdürü Mesut Kamacı, Organize Sanayi Bölgesindeki firmaların depremden sonra deprem riskine karşı daha sağlıklı ve dayanıklı yapılar yapmaya özen göstermekle birlikte daha bilinçli inşaatlar yaptırdıklarını vurguladı. Kamacı, “Bölgemizde depremden sonra hızlı bir şekilde toparlanarak 2 yıl içinde güçlendirme yapılan 2 fabrikamız üretime başladı, 3 fabrika daha üretime geçerek Organize Sanayi Bölgemizde toplamda çalışan sayısı 650 kişiye ulaştı.  Bölgemizde 323 dönümlük ilave alan açıldı ve 7 firmaya yer tahsisi yapıldı. Bu tahsislerden sonra bölgemizde toplamda 36 firmamız oldu. Bölgemizdeki toplam 36 firmamızın hepsinin üretim aşamasına gelerek bölgenin ekonomiye katkı sağlaması 2027 yılına kadar süreceği öngörülüyor” ifadelerini kullandı.

2 yıllık süreçte bölgede depremden sonra istihdamın 300’e kadar düştüğünü, deprem sonrasındaki 2 yıl içinde yeni yapılan yatırımlar ve açılan fabrikalar ile birlikte şu an 650 kişinin istihdam edildiğini söyleyen İslâhiye OSB Bölge Müdürü Mesut Kamacı, “İslâhiye Organize Sanayi Bölgemizde yaşanan depremden hemen önce 29 firmamız bulunuyordu. Bunlardan 10 firma üretimde, 13 firma inşaat halinde, 5 firma proje aşmasında olup, toplamda 450 kişi istihdam edilmekteydi. Depremden sonraki 2 yıl içinde bölgemiz hızlı bir şekilde toparlandı. Bölgemizde 323 dönümlük ilave alan açıldı ve 7 firmaya yer tahsisi yapıldı. Bu tahsislerden sonra bölgemizde toplamda 36 firmamız oldu. Depremde hasar alan üretimdeki 2 fabrikalarımızda ve inşaat halindeki 5 fabrikalarımızda güçlendirme ve deprem dayanıklılığı çalışmaları yapıldı” cümlelerine yer verdi.

2 yıllık süreçte ilk etapta sarsıldıklarına rağmen 2020’deki depremden sonra il olarak hızlı bir şekilde toparlandıklarını dile getiren Elâzığ Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu Başkanı Suat Öztürk, “TOKİ’ler yapıldı. Vatandaşların birçoğu evlerine yerleşti. Bundan dolayı 2023’de meydana gelen Kahramanmaraş depremlerinde bu defa tersine göç başladı ve Elazığ’a ortalama 200-250 bin kişi gelmiş oldu. Bizler OSB Yönetimi olarak bu zor süreçte bile yatırımcı getirme konusunda gerekli çalışmaları yaptık ve tabiri caizse tekstil firmalarının devlerini ilimizde OSB’ye yatırım yapmaya ikna ettik. Gerekli inşaat aşamaları tamamlandı ve üretime geçildi. Bu da İstihdam sayısını oldukça arttırdı. Bu konuda da depremlerden dolayı ilimize gelen depremzedelere iş imkânı oluştu.  Elâzığ OSB’de yatırımları devam eden inşaat firmalarımız var bunların yatırım bedelleri yaklaşık 500-600 milyon dolar civarındadır. Şu anda çalışan sayımız 14 bin 500 olup, inşaatı bitecek olan firmalar ve tekstil kentimizin faaliyete başlamasıyla birlikte 2025 yılı sonun 25 bin olacağını düşünüyoruz. Karma OSB olduğumuz için inşaat malzemeleri üretimi yapan firmalar oldukça yoğun çalışıyorlar. TOKİ’lere malzeme yetiştiremez durumdalar. 2025 yılının da aynı yoğunlukta geçeceğini düşünüyoruz” şeklinde konuştu.

Depremde Elâzığ Organize Sanayi Bölgesi’nde de hasar alan firmalar olduğunu söyleyen Elâzığ OSB Yönetim Kurulu Başkanı Suat Öztürk, konu ile ilgili kendi içlerinde bir heyet oluşturduklarını ve firmaları tek tek gezerek hangi firmada ne gibi hasarlar oluştuğunu tespit ettiklerini ifade etti. Hasarlı yapıları Çevre ve Şehircilik il Müdürlüğü’ne bildirdiklerini söyleyen Suat Öztürk, ekipler ile birlikte firmaların tekrardan ziyaret edilip gerekli tespitler yapılarak hasarların giderildiğini sözlerine ekledi.

Gerekli önlemler ve düzenlemeler yapıldığını dile getiren Öztürk, sözlerini şöyle tamamladı: “Acil durum ekipleri kuruldu. Bizler Elâzığ olarak 2020 yılındaki depremin yaralarını sarmaya çalışırken maalesef 6 Şubat 2023 yılında yıkımı çok büyük olan Kahramanmaraş depremleri ile daha da çok sarsıldık. Çok şükür il olarak Elâzığ’da fazla can kaybı olmadı ancak nerdeyse sağlam bina kalmadı diyebiliriz. Elâzığ OSB, Doğu ve Güneydoğu’da hızla büyüyen ülke ekonomisine çok ciddi katkılar sağlayan OSB’lerden biridir. Ülkemizin maalesef deprem kuşağı içerisinde yer aldığı düşünülerek yapılacak olan yapıların ona göre yapılması hususunda herkes üzerine düşeni yapmalı” dedi.

Kaynak: Sanayi Gazetesi