Yapay zekâ çelik sektöründe nasıl rol oynayacak?

Yapay zekâ, küresel sanayi sektörlerinde dönüşüm yaratmaya devam ederken, Türkiye’deki çelik üretim tesisleri de bu dönüşüme ayak uyduruyor.
Türkiye'nin ham çelik üretimi Kasım ayında arttı! Türkiye'nin ham çelik üretimi Kasım ayında arttı!

Arzu AYDOĞDU PEHLİVAN

Türkiye’deki çelik tesisleri, otomasyon sistemleriyle dünya standartlarında rekabet ederken, yapay zekânın üretim süreçlerini optimize etme, maliyetleri düşürme ve çevresel sürdürülebilirliği artırma potansiyelini değerlendiriyor.  Türkiye Çelik Üreticileri Derneği Genel Sekreteri Dr. Veysel Yayan, Sanayi Gazetesi’ne Türkiye’de çelik sanayisinde yapay zekâ kullanımına ilişkin önemli değerlendirmelerde bulundu. Dr. Veysel Yayan, Türk çelik tesislerinin, otomasyon sistemleri açısından dünya ile rekabet edebilir düzeyde olduğunu belirtti. Bu kapsamda, yapay zekâ teknolojilerinin potansiyelinden faydalanmanın önündeki engelleri ve gelecekteki olası gelişmeleri ele aldı.

Türkiye’deki çelik tesislerinin otomasyon sistemleri açısından dünya ile rekabet edebilecek düzeyde hatta bazı ülkelerle kıyaslandığında, teknolojik altyapı bakımından daha ileri seviyede olduğunu dile getiren Dr. Veysel Yayan, “Ülkemizde, Seviye-1 sistemlerinden başlayarak, Seviye-4 ve bulut tabanlı uygulamalara kadar, tüm sistemlere entegre tesislerimiz bulunuyor. Bulanık mantık uygulamaları ile tesislerimizde kalite, malzeme ve enerji verimliliği optimizasyonları gerçekleştiriliyorken maliyet ve üretim planlama süreçleri, bakım ihtiyaç analizleri de otomasyon sistemleri aracılığıyla gerçekleştiriliyor. Öte yandan, yapay zekâ teknolojileri, küresel çapta birçok alanda hızla yaygınlaşsa da henüz geliştirme aşamasındadır. ChatGPT veya DeepSeek gibi yapay zekâ uygulamaları, çelik sektörü açısından büyük bir potansiyel taşısa da sistem emniyeti ve iş güvenliği gibi kritik unsurlar, tam anlamıyla güvence altına alınmadan fabrikalarda geniş çapta kullanılmaları çeşitli riskler doğurabilir. Bu nedenle, Türk çelik sektörü şu anda yapay zekâ kullanımında öncelikli olarak güvenli ve kontrollü entegrasyon süreçlerine odaklanıyor. Gelecekte yapay zekanın daha gelişmiş ve güvenilir hale gelmesiyle, Türk çelik endüstrisinin bu teknolojiyi daha etkin bir şekilde kullanarak küresel rekabette avantaj sağlaması bekleniyor” ifadelerini kullandı.

Yapay zekânın, çelik üretim süreçlerinde henüz doğrudan kullanılmadığını, ancak karar destek mekanizmalarında sınırlı olarak yer aldığını belirten Yayan, “Gelecekte yapay zekanın, en yüksek kaliteye sahip çelik üretimini sağlamak için en uygun reçeteleri oluşturabileceği ve kalite kontrol süreçlerini otomatikleştirerek kameralar ve sensörler aracılığıyla girdileri ve ürün kalitesini analiz ederek maliyetleri düşürebileceğini öngörüyoruz” dedi. Yayan, yapay zekanın akıllı planlama ile bakım süreçlerini iyileştirirken arıza tahminleri yaparak bakım ihtiyacını azaltabileceğinin altını çizerek “Biyometrik analizler ile tehlikeli durumları önceden tespit ederek iş güvenliğini artırmak da mümkün. Böylece, çalışanların güvenliği sağlanırken üretkenlik de artırılmış olacak” diye ekledi.

Yapay zekânın sektöre sağladığı avantajlara ve dezavantajlara değinen Dr. Yayan, yapay zekâ uygulamalarının henüz güvenilirliğini ispatlamadığını ve sistemin güven tesis edilmesinin önemine dikkat çekti. Dr. Yayan, “Yapay zekâ uygulamaları kendini net olarak ispatladıktan ve güvenilirliği sağladıktan sonra üretim süreçlerinin optimizasyonunda, malzeme ve enerji verimliliğinin artırılmasında, maliyet azaltım çalışmalarında ve satın alma işlemlerinin optimize edilmesinde fayda sağlayabilir. Çelik tesisleri ağır ve tehlikeli işler kategorisindeki tesisler olduklarından yapay zekâ kullanımı ile tesisin çalıştırılması, iş güvenliği risklerine neden olabilir. Bu nedenle sisteme güven tesis edilmelidir. Bu risklerin net bir şekilde belirlenmesi, çelik sektöründe yapay zekânın uygulama düzeyinin daha da yaygınlaşmasına ve gelişmesine katkı sağlayabilir” ifadelerine yer verdi.

Yapay zekânın istihdam üzerindeki etkilerini de değerlendiren Yayan, “Günümüzde yapay zekâ kullanımının istihdam üzerinde olumsuz etkisinden ziyade, verimlilik artışıyla rekabet gücünün artırılması söz konusu. Önümüzdeki yıllarda beklenen gelişmelere paralel olarak istihdam üzerinde olumsuz etkiler gözlenebilir. İç lojistik, kalite bantları ve kumanda odalarında personel azaltımı görülebilir. Bu sistemlerin kurulması ve optimize edilmesi için otomasyon ve bilgisayar yazılım ve bakım personelinin yetiştirilmesi ve geliştirilmesi gerekiyor” şeklinde konuştu.

Dr. Yayan, sözlerine şu şekilde devam etti: “Mevcut otomasyon sistemleri ile kalite kontrol, malzeme ve enerji verimliliği alanlarında ciddi ilerleme kaydedilmiş durumda. Ancak yapay zekânın daha etkin bir şekilde kullanılabilmesi için sistemlerin güvenilirliğini kanıtlaması gerekiyor. Bu sayede maliyetlerde azalma sağlanabilir ve Türk şirketleri ihracatta avantaj elde edebilir. Türk çelik sektörünün bu potansiyeli gerçekleştirebilmesi için yapay zekâ uygulamalarına yatırım yapmaya devam etmesi gerekiyor. Böylece hem iç pazarda hem de uluslararası arenada rekabetçilik artırılabilir.”

Yapay zekâ uygulamalarının çevresel sürdürülebilirlik üzerinde olumlu etkileri olacağını ifade eden Yayan, “Az malzeme veya enerji kullanarak üretim yapmak, çevresel sürdürülebilirliği destekleyerek karbon ayak izini azaltır. Kalite artışı ile birlikte, malzeme ve enerji verimliliğindeki artış sonucunda bu konularda ilerleme kaydedilir. Bu durum hem sektörün hem de çevrenin faydasına olacak,” dedi. Ayrıca, yapay zekânın çevresel hedeflere ulaşmada önemli bir araç olabileceğinin de altını çizen Dr. Yayan, “Karbon emisyonlarını azaltma hedefi doğrultusunda, yapay zekâ ile optimize edilmiş üretim süreçleri, sanayinin daha sürdürülebilir hale gelmesine yardımcı olabilir” şeklinde sözlerine devam etti.

Dr. Yayan, önümüzdeki 5-10 yıl içinde yapay zekânın sektör içerisinde daha yaygın hale gelmesi için güvenilir sistemlerin kurulması gerektiğini vurgulayarak sözlerine şu şekilde devam etti: “Ulaştığımız başarılı sonuçların sektörde paylaşılması ve ihtiyaç duyulan nitelikli insan gücünün yetiştirilmesi, yapay zekânın entegrasyonu için kritik öneme sahip. Bu noktada, sektörün iş birliği yaparak ortak eğitim programları geliştirmesi büyük fayda sağlar. Yapay zekâ sektörde gelecekte bazı yenilikçi uygulamalara da kapı açacağını düşünüyoruz. Çelik fabrikalarının doğası gereği her bölümde mümkün olmasa da bazı ünitelerde karanlık fabrika uygulamaları başlatılabilir ve sistemler insansız olarak çalıştırılabilir. Ayrıca, CO2 optimizasyonu, entegre tedarik zinciri planlaması, satış operasyon plânlaması, enerji tüketim optimizasyonu, tedarik risk analizi, bakım plânlaması fiyatlandırma optimizasyonu, alan ve stok yönetimi, pazarlama, kalite kontrol, iş güvenliği ve lojistik gibi alanlara entegrasyon sağlanarak, organizasyon yapısına katkıda bulunabilir.”

 Dr. Yayan, Türk çelik sektörünün yenilikçi uygulamalara açık bir yapıda olduğunu ve dünya genelindeki gelişmeleri yakından takip ettiğini ifade ederek, “Sektöre faydası olacağına inandığı ve rekabet gücünü artıracağına ikna olduğu her uygulamayı tatbik etmeye istekli, teknoloji yoğun, öncü bir sektör. Yapay zekâda da gelişmeler yakından takip edilen ve destek karar mekanizmalarında faydalanılan uygulamalardır. Kendini ispat ettiğinde de tüm diğer otomasyon sistemlerinde olduğu gibi uygulamaya geçilecek yapılar olacak” şeklinde sözlerine son verdi.

Kaynak: Sanayi Gazetesi