Pompa sektörü iklim kanunu ile dönüşüyor

Türkiye’nin ‘İlk İklim Kanunu’ TBMM’de kabul edildi. Pompa sektörü de bu dönüşümün görünmez kahramanları arasında yer alıyor.

Konuyla yakından ilgilenen ve iklim krizine dönük STK’lar ve üniversitelerle çalışmalarda bulunan Duyar Pompa Genel Müdürü Faik Öner, Sanayi Gazetesi’ne açıklamalarda bulundu.

Nuran AYAR

20 madde, 2 geçici madde ve 3 farklı kanunda değişiklik içeren kanun teklifi ile İklim Değişikliği Başkanlığı’nın görev ve sorumlulukları belirlendi. Ekonominin, şehirlerin, tarım ve gıda başta olmak üzere kritik sektörlerin iklim krizinden en az etkilenmesi için yapılacak düzenlemeleri içeren kanun teklifi ile yerel ve ulusal eylem planlarının hazırlanması sağlanacak. Sektörlerin uluslararası rekabet gücünün artırılması için daha temiz ve daha verimli bir üretim süreci yasal güvenceye alınacak. Türkiye Yeşil Taksonomisi kurulacak, Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması devreye alınacak.

Kanunla birlikte, yeşil finansman ve teşvikler ile düşük karbonlu yatırımlar desteklenecek. Sanayi, enerji, tarım ve ulaşım gibi sektörlerde yeşil dönüşüm teşvik edilecek. Net Sıfır Emisyon hedefi doğrultusunda emisyon azaltım politikaları uygulanacak. Bunlarla birlikte pek çok dönüşüme hazırlık oluşturan kanun, emisyon tüketimine dönük idari cezaları da kapsıyor.

İklim Kanunu, sanayi, enerji, tarım ve ulaşım gibi yüksek emisyonlu sektörleri doğrudan etkileyerek yeşil dönüşümü hızlandırıyor. Pompa sektörü ise bu dönüşümün görünmez kahramanları arasında yer alıyor. Zira verimli pompa sistemleri, sanayide elektrik tüketiminin önemli bir bölümünü oluşturan ekipmanlardan biri olarak, karbon ayak izini doğrudan azaltma potansiyeline sahip.

Duyar Pompa Genel Müdürü Faik Öner, yüksek verimli pompaların, enerji sarfiyatını minimize ederken, aynı zamanda işletme maliyetlerini düşürerek sürdürülebilir bir geleceğe katkı sunduğunu ifade etti.

Sera gazı emisyonlarının düşürülmesini ve enerji verimliliğini teşvik eden kanunun, Türkiye sanayisinde kullanılan elektriğin %20’sini sarf eden pompa sistemlerini de etkilediğini belirten Duyar Pompa Genel Müdürü Faik Öner, verimli pompa sisteminin, düşük emisyon salınımının anahtarı olduğunu vurguladı.

Yüksek verimli pompa sistemlerinin enerji sarfiyatının düşürülmesini sağlayarak, emisyon salınımının azalmasına destek olduğunu dile getiren Öner, “Verimli pompa, karbon ayak izini azaltır. Kanunla birlikte büyük ölçekli sanayi tesislerinde karbon emisyonlarının izlenmesi zorunlu hale geliyor. Duyar Pompa olarak bu dönüşümün bir parçası olduğumuzun bilinciyle hareket ediyoruz. Verimliliği yüksek pompa sistemlerimizle sektörün karbon nötr hedeflerine ulaşmasına katkı sağlıyoruz” ifadelerine yer verdi.

Hidrolik yük kayıplarını minimize edecek şekilde tasarlanmış ve debi-basınç gereksinimlerine tam uyum sağlayan pompa sisteminin, optimum performans sergileyerek gereksiz enerji tüketiminin önüne geçtiğini vurgulayan Öner, “Akışkanın transferi sırasında hidrolik verimi maksimize ederken, motor ve tahrik sistemleriyle birlikte toplam sistem verimliliğini artırır. Eğer pompa yanlış noktada seçilirse motor ve hidrolik verimliliğinin yüksek olmasının avantajları neredeyse ortadan kalkar. Sistemin ihtiyacına uygun pompanın seçim sürecinde verimliliğini etkileyen faktörlerin bilinmesi, enerji tüketiminin asgari seviyeye inmesinin yolunu açar” cümlelerini kullandı.

Öner, sözlerini şöyle sürdürdü: “Frekans kontrollü sirkülasyon pompalarından da örnek vermek gerekirse, ısıtma periyodunun %98’ine karşılık gelen kısmı yük ihtiyaçlarında frekansı düşürerek, pompanın gerçekte ihtiyaç duyulan değere daha yakın bir noktada çalışmasını sağlar. Böylece gereksiz enerji tüketiminin önüne geçilir. Duyar ailesinin ortak ürünü olan, OPUS serisi Islak Rotorlu Sirkülasyon Pompasında ayrıca, mevcut dönemde kabul edilen EEI≤0,23 standardından öteye geçerek, EEI≤ 0,20 verimlilik elde ettik. Önümüzdeki yıllarda zorunlu tutulacak olan bu değeri şimdiden uygulamaya başladık. Hidrofor sistemlerindeyse ‘Frekans Kontrollü’ hidrofor sistemleri motor hızını kontrol ederek pompa performansını, sistem ihtiyaçlarına göre çok geniş bir aralıkta ayarlayıp optimum çalışma sağlar. Duyar Pompa üretimi olan hidrofor sistemlerimizde %40’a kadar enerji tasarrufuna erişmek mümkün. Ayrıca eş yaşlandırma özelliğiyle uzun ömürlü kullanım imkânı da bulunuyor.”

Pompa sisteminin ihtiyaca uygun seçilmesiyle sadece enerji tasarrufu elde edilmediğini belirten Öner, “Pompanın verimli olması halinde uzun ömürlü kullanım imkânı sağlamak mümkündür. Sürdürülebilir teknolojilerin tercih edilmesiyle, tüm sektörlerdeki dönüşümün adım adım ilerlemesi sağlanabilir. Yenilenebilir enerjilerin tercih edilmesi, su ve enerji tasarrufunun sağlanması, geri dönüşümün artırılmasıyla 2030 ve 2053 Karbon nötr hedeflerine ulaşmak zor değil” dedi.

TBMM Başkanlığı’na sunulan Türkiye’nin ilk ‘İklim Kanunu’ teklifi ile iklim değişikliğiyle mücadelede genel ilkeler belirlendi.
Teklife göre, eşitlik, iklim adaleti, katılım, entegrasyon, sürdürülebilirlik, şeffaflık, adil geçiş ve ilerleme yaklaşımları esas alınacak. Kamu kurum ve kuruluşları ile gerçek ve tüzel kişiler, kamu yararı gözetilerek alınacak tedbirlere ve düzenlemelere süresinde uymakla ve bunları uygulamakla yükümlü olacak. Teklif ile ekonominin iklim bazlı olumsuz sonuçlara dirençli hale getirilmesi sağlanacak. Sektörlerin uluslararası rekabet gücünün artırılması için daha temiz ve daha verimli bir üretim süreci yasal güvenceye alınacak. Kanun teklifi yalnızca sanayi sektörlerini değil; şehirleri, tarımı, hayvancılığı ve yeşil alanları da koruyan bir yaklaşımla hazırlandı.

Teklifte İklim Değişikliği Başkanlığı’nın görev ve sorumlulukları netleştirildi. Kurumlar arası koordinasyon, faaliyetler ve standartlar başkanlıkça belirlenecek. Başkanlık, sera gazı emisyonlarının azaltımı ve iklim değişikliğine uyum faaliyetlerine ilişkin ilerlemeleri izleyecek. Karbon fiyatlandırmasına ilişkin piyasaya dayalı mekanizmaları düzenlemek de Başkanlığın yetkisinde olacak. Emisyon Ticaret Sistemi (ETS), Başkanlık tarafından kurulacak ve bu kapsamda tahsisatların dağıtımı yapılacak.

Ulusal Katkı Beyanı, net sıfır emisyon hedefi ile İklim Değişikliği Başkanlığı’nın yayımladığı strateji ve eylem planları doğrultusunda sera gazı emisyonları azaltılacak. Strateji ve eylem planları dönemsel olarak ulusal ölçekte hazırlanacak, uygulanacak ve uygulanması izlenecek. Yerel İklim Değişikliği Eylem Planları, en geç 31 Aralık 2027 tarihine kadar hazırlanacak.  Yerel iklim değişikliği eylem planları; sera gazı emisyonlarının azaltımı ve iklim değişikliğine uyum amacıyla her ilin bütüncül bir planı olacak şekilde vali koordinasyonunda; büyükşehirlerde büyükşehir belediyesi, diğer illerde il belediyesi ve il özel idaresi, ilgili kurum ve kuruluşların katılımıyla hazırlanacak veya hazırlatılacak. Karara bağlanmak üzere İl İklim Değişikliği Koordinasyon Kurulu’na sunulacak. Sektörel etkilenebilirlik ve risk analizleri; strateji ve eylem planlarına esas teşkil etmek üzere iklim modelleri kullanılarak dönemsel olarak Başkanlık tarafından hazırlanacak ve güncellenecek.

Döngüsel ekonomi hedefleri ve sıfır atık uygulamaları çerçevesinde ürünlerin yeniden kullanımı, atıkların yan ürün, alternatif ham madde olarak kullanılması ve geri dönüşüm, geri kazanım ile elde edilen ürünlerin zorunlu kullanım oranları belirlenecek. Net sıfır emisyon hedefinin sağlanmasına yönelik emisyonların dengelenmesi için orman, tarım, mera ve sulak alanlarda karbon yutağı kayıplarını engellemek üzere ilgili kurum ve kuruluşlar tedbirler alacak. İklim değişikliğinin etkilerine karşı su kaynaklarının etkin yönetimi sağlanacak. Kanun teklifinde belirtilen uygulama ve planlama araçlarına ilişkin hazırlama ve uyarlama yükümlülükleri ilgili kurum ve kuruluşlarca en geç 31 Aralık 2027 tarihine kadar yerine getirilecek.

Kaynak: Sanayi Gazetesi