Türkiye uzay yarışında! Savunma sanayii başarısı uzaya taşınıyor

Türkiye’nin uzay ekosistemi, Milli Uzay Programı hedefleri doğrultusunda her geçen gün daha da güçleniyor.

Sevgi PİLGİ

Milli uydu şirketinin kurulmasıyla, uydu ekosistemindeki kamuya ait yapılar tek çatı altında toplanarak koordinasyonun artırılması, insan kaynağı ve altyapıların verimli kullanılması hedefleniyor. Bu adımla Türkiye’nin uzay alanında daha rekabetçi hale gelmesi ve uluslararası pazarda güçlü bir konuma ulaşması öngörülüyor.

Savunma sanayisinde ulaşılan başarının uzay teknolojilerinde de yakalanabilmesi için güçlü bir ekosistem inşa edilmesi hedefleniyor. Bu amaçla Sanayi ve Teknoloji Bakanlığına bağlı Türkiye Uzay Ajansı (TUA) kurulurken, bu alandaki teknoloji geliştirme çalışmaları için gerekli altyapının tesisi, nitelikli insan kaynağının geliştirilmesi ve iş birliği ortamının oluşturulması amacıyla uzay teknolojileri odaklı bir teknopark devreye alınacak. Türkiye’nin uzay politikaları için ihtiyaç duyulan teknoloji geliştirme faaliyetleri, önemli ölçüde bu teknoparkta gerçekleştirilecek. Ankara’da kurulacak bu teknoparkta yürütülecek yenilikçi teknolojilerle, Türkiye’nin küresel uzay ekonomisinden daha fazla pay alması bekleniyor.

Türkiye Uzay Ajansı (TUA) öncülüğünde Ankara’da uzay teknolojileri odaklı bir teknopark kurulması planlanıyor. Bu teknopark, Türkiye’nin uzay politikaları için ihtiyaç duyulan teknoloji geliştirme faaliyetlerinin merkezi olacak ve küresel uzay ekonomisinden daha fazla pay almasına katkı sağlayacak.

Türkiye’nin uzay ve uydu alanındaki çalışmaları devam ediyor. BİLSAT, RASAT, GÖKTÜRK uyduları ve metre altı çözünürlüklü milli görüntüleme uydusu İMECE ile Türkiye, kendi yer gözlem uydusunu ve yer istasyonunu tasarlayıp üretebilen ülkeler arasında yer alıyor. TÜRKSAT 6A’nın yerli imkanlarla geliştirilmesi, milli uydu markasını oluşturma yönünde önemli bir adım olarak görülüyor.

Milli uydu şirketinin kurulmasıyla, uydu ekosistemindeki kamuya ait yapılar tek çatı altında toplanarak koordinasyon artırılacak, insan kaynağı ile altyapıların verimli kullanılması sağlanacak. Bu çalışmalarla, Türkiye’nin uzay alanında daha rekabetçi hale gelmesi ve uluslararası pazarda güçlü konuma ulaşması öngörülüyor.

Yerli üretimle geliştirilen uydu sistemlerinin disiplinler arası iş birliği oluşturacağını ve uluslararası pazarda yüksek katma değerli ihracat fırsatları sunacağını söyleyen Kırklareli Üniversitesi Teknokent Genel Müdürü Doç. Dr. Selin Özden, uydu teknolojilerinin, yazılım mühendisliğinden malzeme bilimine, yapay zekâdan enerji sistemlerine kadar pek çok farklı alanda bilgi birikimi oluşturacağını ve yenilik getireceğini ifade etti.

Uydu teknolojilerinin altyapısının geliştirilmesiyle dışa bağımlılığın azaltılmasının sağlanacağını ifade eden Doç. Dr. Selin Özden, yeni iş olanaklarının da yaratılacağını vurgulayarak, “Teknoloji geliştirme bölgelerinde faaliyet gösteren girişimlerin hem yerli hem uluslararası düzeyde Ar-Ge yetkinliklerini artırmalarına olanak sağlayacak. Ayrıca, kamu-üniversite-sanayi iş birliğini güçlendirecek bu alandaki yenilikçi projeler; akademisyenlerin bilgi üretimini ticarileştirmesine, öğrencilerin nitelikli projelerde yer alarak yetişmesine ve girişimcilerin özgün çözümler geliştirmesine zemin hazırlayacak. Uydu teknolojilerine yapılacak yatırımlar uzun vadeli bir kalkınma vizyonunun parçası. Türkiye’de bu alandaki gelişmeler; küresel teknoloji pazarında rekabetçi bir konuma ulaşması açısından belirleyici. Teknoloji geliştirme bölgelerinin bu sürece aktif olarak dahil edilmesi, ülkemizin Ar-Ge ve inovasyon ekosisteminin sürdürülebilir bir teknoloji altyapısının inşasına güçlü bir katkı sağlayacak. İleri mühendislik bilgisi gerektiren bu çalışmalar, Teknoloji Geliştirme Bölgelerinde faaliyet gösteren Ar-Ge firmaları için motivasyon kaynağı olacak ve inovatif bir ekosistemin oluşmasına katkı sağlayacak. Uzay sanayisinin gelişmesi için ülkemizde önemli ölçüde altyapı mevcut. Özellikle son yıllarda teknoparklar ve üniversiteler bünyesinde uzay teknolojisine yönelik Ar-Ge faaliyetleri artış göstermiş ve bilgi birikimi güçlenmiştir. Ülkemizde bu alanda faaliyet gösteren gelişmiş tesisler, uydu üretme ve test etme kapasitesine sahip” cümlelerine yer verdi.

Milli uydu şirketiyle, stratejik bağımsızlık ve küresel rekabetin hedeflendiğini söyleyen Serhat Teknopark Genel Müdürü Prof. Dr. Metin Duyar, “Kurulması planlanan milli uydu şirketinin temel amacı; Türkiye’nin uydu teknolojilerinde sahip olduğu Ar-Ge, üretim ve operasyonel kabiliyetlerini tek bir çatı altında toplayarak, bu alandaki dağınık yapıyı bütünleştirmek ve yerli-milli uydu ekosistemini küresel ölçekte rekabet edebilir bir yapıya kavuşturmak” dedi.

Uydu üretimi, fırlatma sistemleri, yer istasyonları, yazılımlar gibi birçok alt sistemin yerli olarak geliştirilmesinin hız kazanacağını söyleyen Metin Duyar, dışa bağımlılığın azalacağını, Türkiye’nin yerli uydularını sadece kendi ihtiyacı için değil, aynı zamanda uluslararası pazara sunma fırsatı da bulacağını ifade etti.

Teknoloji Geliştirme Bölgelerinin (TGB), milli uydu şirketinin başarısı ve uzay sanayisinin gelişimi için stratejik birer inovasyon merkezi olduğunu vurgulayan Duyar, şu cümleleri kurdu: “TGB’ler, uzay teknolojileri alanında faaliyet gösteren start-up’ların ve KOBİ’lerin büyümesini destekliyor. TGB’ler, yenilikçiliğin ve ticarileşmenin motor gücüdür. Türkiye’de mevcut uzay sanayi altyapısı bu bölgelerle entegre edildiğinde hem ulusal hem küresel ölçekte rekabet edebilecek bir uzay sanayi ekosistemi inşa edilebilir.”

Kurulacak milli uydu şirketinin, yalnızca teknik bir yapı değil; aynı zamanda teknolojik bağımsızlık, stratejik koordinasyon ve ekonomik büyüme hedeflerini bünyesinde barındıran bütüncül bir kalkınma aracı olduğunu söyleyen Serhat Teknopark Genel Müdürü Prof. Dr. Metin Duyar, “Milli Uydu Şirketi’nin kurulması, Türkiye’nin uzay teknolojileri ekosistemine çok boyutlu ve stratejik katkılar sağlayacak. Bu katkılar sadece teknik kapasitenin geliştirilmesiyle sınırlı kalmayacak, aynı zamanda ekonomik, kurumsal, güvenlik ve uluslararası rekabet boyutlarında da etkili olacak” dedi.

Milli Uydu Şirketi’nin kurulmasıyla birlikte Türkiye’nin uydu teknolojileri alanındaki ihracat potansiyelinin önemli ölçüde artmasının beklendiğini söyleyen Prof. Dr. Metin Duyar, “Bu şirket, Türkiye’nin hem yüksek katma değerli teknolojik ürünlerini global pazarlara sunmasını kolaylaştıracak, hem de bölgesel uzay pazarı aktörleriyle daha güçlü ticari ilişkiler kurmasına imkân verecek. Milli bir şirketin kurulması, Türkiye’nin devlet destekli, kurumsal güvene sahip bir aktör olarak algılanmasını sağlayacak; bu da özellikle gelişmekte olan ülkelerde güvenilir çözüm ortağı olarak konumlanmasını kolaylaştıracak. Türkiye, Batılı ülkelere kıyasla daha düşük maliyetlerle yüksek kaliteli uydu sistemleri sunabilir. Bu avantaj, özellikle bütçesi sınırlı ama teknolojik altyapıya ihtiyaç duyan ülkeler için cazip hale geliyor. Milli Uydu Şirketi, Türkiye’nin sadece kendi teknolojik ihtiyaçlarını karşılamasını değil, aynı zamanda uzay teknolojileri alanında bölgesel lider ve küresel tedarikçi olmasını hedefleyen bir vizyonun kurumsallaşmış halidir. Bu yapı sayesinde Türkiye, uydu sistemleri ihracatında yeni bir çağın kapılarını aralayabilir” ifadelerine yer verdi.

Kurulması planlanan ‘Milli Uydu Şirketi’nin Türkiye’de uydu teknolojilerinde elde edilen AR-GE ve üretim kabiliyetlerinin ticarileştirilmesi ile ulusal güvenliğe katkı sağlanmasının mümkün olduğunun altını çizen Duyar, “Uydu sistemleri, roket bileşenleri, yer istasyonları gibi ileri teknoloji ürünlerin tasarım, üretim ve testlerinin yapılabileceği yüksek teknoloji altyapıları bu teknoparkta yer alacak. Bu teknopark sayesinde Türkiye, hızla büyüyen küresel uzay ekonomisinden daha fazla pay alabilir.  Ankara’da kurulacak uzay teknoparkı, Türkiye’yi sadece teknoloji kullanan değil, geliştiren ve ihraç eden bir ülke konumuna taşıyabilir. Böylece Türkiye, küresel uzay ekonomisinde oyun kurucu olma potansiyelini güçlendirecek” şeklinde konuştu.

 Milli Uydu Şirketi’nin, Türkiye’nin uzay teknolojileri ekosistemine çok yönlü ve stratejik katkılar sağlayacağını söyleyen İskenderun Teknik Üniversitesi Teknoloji Geliştirme Bölgesi Yönetici A.Ş. (TeknoparkİSTE) Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Mehmet Duruel, “Öncelikle, uydu üretiminden fırlatma hizmetlerine, yer istasyonlarından yazılıma kadar olan tüm süreçlerin entegre bir yapıda yürütülmesi mümkün hale gelecek.  Milli Uydu Şirketi Türkiye’nin uzaydaki egemenliğini güçlendirecek ve ulusal güvenlik stratejilerini destekleyecek önemli bir aktör haline gelecek” dedi.

 Prof. Dr. Mehmet Duruel, “Milli Uydu Şirketi’nin kurulması, Türkiye’nin uzaydaki stratejik bağımsızlığı açısından kritik bir dönüm noktası. Türkiye’nin bu alanda kendi sistemlerini geliştirmesi, işletmesi ve ihraç edebilmesi; dışa bağımlılığı azaltmakla kalmayacak, aynı zamanda kriz anlarında karar alma ve uygulama süreçlerinde tam özerklik sağlayacak” ifadelerine yer verdi.

Teknoloji Geliştirme Bölgelerinin, Türkiye’nin uzay ve uydu sanayisinde rekabetçi bir yapı oluşturabilmesi için vazgeçilmez bir role sahip olduğunun altını çizen Duruel, “TGB’ler, Ar-Ge odaklı girişimlerin, üniversitelerin ve özel sektörün aynı çatı altında etkileşim içinde çalışabildiği, bilgi ve teknoloji transferinin kolaylaştığı dinamik alanlardır. Milli uydu şirketinin kurulmasıyla birlikte bu şirketin çevresinde oluşacak yan sanayi, alt sistem üreticileri, yazılım firmaları ve hizmet sağlayıcılar için TGB’ler doğal bir kümelenme merkezi olacak” dedi.

Türkiye’nin uzay ve uydu teknolojilerinde son yıllarda attığı adımların, yerli ve milli kapasitenin artırılması konusundaki iradeyi ortaya koyduğunu söyleyen İskenderun Teknik Üniversitesi Teknoloji Geliştirme Bölgesi Yönetici A.Ş. (TeknoparkİSTE) Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Mehmet Duruel, “Kurulması planlanan milli uydu şirketinin temel amacı, Türkiye’nin sahip olduğu insan kaynağı, altyapı ve Ar-Ge yetkinliklerini tek çatı altında toplayarak; daha etkin, sürdürülebilir ve rekabetçi bir uydu ekosistemi oluşturmak. Bu yapı sayesinde hem kamu hem özel sektör projeleri daha hızlı, verimli ve koordineli bir biçimde hayata geçirilebilecek” dedi.

Türkiye’nin, uydu şirketi ile birlikte kendi uydusunu tasarlayan, üreten, test eden sayılı ülkeler arasında daha sağlam bir yer edinmeyi hedeflediğini vurgulayan Prof. Dr. Mehmet Duruel, “Uzun vadede Milli Uydu Şirketi ile Türkiye, küresel uzay ekonomisinde daha güçlü ve söz sahibi bir aktör haline gelecek. Kurulması planlanan Milli Uydu Şirketi, Türkiye’nin son yıllarda geliştirdiği AR-GE ve üretim kabiliyetlerinin ticarileştirilmesinde anahtar bir rol üstlenecek. TÜBİTAK UZAY, TUSAŞ, ASELSAN, CTech ve benzeri kurumların yürüttüğü projelerle geliştirilen özgün alt sistemler, yazılımlar ve platformlar, bugüne kadar büyük ölçüde proje bazlı ve kamuya yönelik olarak kullanıldı. Ancak bu kabiliyetlerin, müşteri odaklı, rekabetçi ve sürdürülebilir bir ticari yapıya dönüşmesi için merkezi bir yapılanma şarttı. Milli Uydu Şirketi tam da bu ihtiyaca cevap verecek” cümlelerine yer verdi.

Ankara’da devreye alınacak olan uzay teknolojileri odaklı teknoparkın, Türkiye’nin küresel uzay yarışında daha görünür, daha etkili ve daha rekabetçi bir aktör olmasının önünü açacağını söyleyen Duruel, “Uzay sanayi; ileri mühendislik, yazılım, malzeme bilimi, yapay zekâ, veri analitiği gibi birçok yüksek teknoloji alanını kapsayan, disiplinler arası bir yapı gerektiriyor. Bu nedenle bu alanın gelişebilmesi için özgün ekosistemler ve ihtisaslaşmış teknoparklar büyük önem taşıyor. Ankara’da kurulacak bu teknopark, başta Milli Uydu Şirketi olmak üzere; savunma sanayii firmaları, üniversiteler, start-up’lar ve AR-GE merkezlerinin bir araya gelebileceği odaklı bir inovasyon merkezi olacak” şeklinde konuştu.

Küresel uzay ekonomisinin hacminin 2023 itibarıyla 500 milyar doların üzerinde olduğunu ve bu rakamın 2040’a kadar 1 trilyon doları aşmasının beklendiğini söyleyen Duruel, şu ifadelere ver verdi: “Bu pastanın büyük kısmı artık sadece fırlatma değil; uydu hizmetleri, veri analitiği, yazılım tabanlı sistemler, uzay temelli IoT çözümleri ve yer istasyonları altyapısı gibi alanlara kayıyor. Türkiye’nin bu alanlarda geliştirdiği teknolojileri ticarileştirmesi ve ihraç edebilmesi, uzmanlaşmış bir teknopark altyapısıyla çok daha mümkün hale gelecek. Özetle uzay teknolojileri alanında kurulacak ihtisas teknopark, Türkiye’nin ‘uzayda bağımsız ve ticari bir aktör’ olma vizyonunda önemli bir kilometre taşı.”

Kaynak: Sanayi Gazetesi