Kişi vardır makamı onurlandırır; Kişi var makamla onurlanır..

Türkiye Yatırım ve Kalkınma Bankası’ndan Seçil Yıldız, kaleme aldığı yazısında, makamların geçiciliğine ve bireysel değerin önemine dikkat çekerek, asıl başarının kişinin yetkinlikleriyle bulunduğu pozisyona değer katması ve uzun vadeli etki yaratmasıyla ölçüldüğünü vurguluyor.

Seçil Yıldız

Türkiye Yatırım ve Kalkınma Bankası

Hiç kuşkusuz karadaki en güçlü canlı olan ve rakipsiz olan fillerin, en önemli hazineleri yüzyıllarca suya ulaşmak için geliştirdikleri ‘hafıza’ları. Fil Hafızası lafı buradan geliyor.

Filler, iklim değiştikçe suyu azalan bölgelerden sulak bölgelere giderken belirli yolları takip ediyorlar ve bu da yüzyıllar boyunca ‘hafıza’ kaslarının gelişmesine katkıda bulunuyor.

Filler, büyük aileler şeklinde yaşıyor. Genelde de ailenin reisi ailenin 60-70 yaşındaki en yaşlı dişisi oluyor.

Anaerkil bir şekilde yaşlı fil annenin/teyzenin/anneannenin mihmandarlığında fil bebekler de doğa ile başa çıkmayı öğreniyor; su yollarını öğreniyor, besin yollarını öğreniyor.

Fil ailelerinde, kolonilerinde hayatta kalabilmek için en önemli yeti “hafıza”. Ki bu da “tecrübe” ile nesilden nesile aktarılıyor. O yüzden fil ailelerinin reisi, ailenin en yaşlıları oluyor.

Hayvanlar aleminin en zeki hayvanı ise hiç kuşkusuz şempanze. Japonya’da bir deneyde bir şempanzeye önce 1 ile 9 arasındaki rakamlar farklı sıralamalarla farklı yerlerde gösteriliyor. Sonra bu rakamların üzeri kapatılıyor. Şempanze çok hızlı bir şekilde rakamları buluyor. İşin ilginci şempanze bu rakamlar, şempanzeye anlık gösterilip kapatılıyor ve şempanze çok hızlı bir şekilde yine rakamları sırasıyla buluyor.

Bu “kısa hafıza” dediğimiz; anlık görsellerin çok hızlı hatırlanması çocuklarda erişkinlere göre çok daha gelişmiş. Erişkinler, yaşlılar ise daha yavaş ve daha kalıcı hafıza gerektiren işlerde iyiler.

Filler, şempanzeler, çocuklar, erişkinler..

Kimi “hafıza”, kimi “tecrübe” timsali; kimi “hız”, “anlık hafıza” timsali..

Her işin gerektirdiği yetkinlik farklı. Öte yandan tek bir işte farklı yetkinlikler de gerekebiliyor. Gence, tecrübeliye, belleke ihtiyaç olan farklı sekanslar var..

Bu kadar şeyi niye yazdım?

Teknoloji çağında hıza verilen değer,  “tecrübe”yi çok hızlı yerinden etmesin diye..

Hız önemli; ama kısa mesafe gitmek için, uzun mesafeler “tecrübe” ile “derinlik” ile “bellek” ile alınır.

Hız ile “hızlı kazan” (quick win) elde etmek mümkün; tecrübe ile “kalıcı kazan”..

Buradan şuna bağlayayım:

Çok sevdiğim bir büyüğüm, senelerce kurumunda üst düzey bir görevde yer aldı. O görevdeyken etrafında el pençe divan duran ekipler, emekli olunca yüzüne bakmamış. Bir araya geldiğimizde çok tatlı bir şekilde “bunca iltifat bana değil, koltuğaymış” demişti.

Kendisini çok sevdiğim için hiçbir şey söylemedim. Ancak çalıştığımız dönemde kendimize yatırım yapıp; kendimizi geliştirirsek, bir değer üretirsek “koltuk”tan bağımsız bu saygıyı, taltifi ömür boyu görmek mümkün.

Yani, bulunduğumuz makamları “onurlandıran” kişi olmak lazım. Üreten, değer katan, makamı makam yapan kişi olmak lazım..

Gençler, çok sevdiğim Z kuşağı ne gerek var emeklilikte, yaşlılıkta güzel anılmaya, sayılmaya, iltifata diyebilir. Öyle değil arkadaşlar; en çok belki o yaşlarda yapıldıklarımızla anılmaya ihtiyaç duyuyoruz.

Makamlar geçici; aslolan “makam”a kattığınız, aslolan “siz”siniz..

İşinizi yaparken sadece “işi yapmaya” bakmayın; değer katın; siz makamınızı onurlandırın.

Kaynak: Sanayi Gazetesi