Seçil YILDIZ
Geçen hafta sonu Kapadokya’da gerçekleştirilen Uluslararası Jeotermal Konferansı-IGIS’e katıldım. Jeotermal sektörünün tüm dikeyleri ile alındığı toplantının çıktıları; üzerinde düşünmeye, çalışmaya değer..
Jeotermal Yatırımcıları Derneği-Jemyad tarafından başarı ile tamamlanan konferansta, jeotermal enerjinin yanı sıra, jeotermal tarım, jeotermal turizm ve Net Sıfır Hedefimiz doğrultusunda ülkemizin jeotermal kaynaklarının enine boyuna tartışıldığı konferanstaki en önemli çıktıları aşağıda sizin için sıraladım.
☑ Türkiye, kurulu jeotermal kapasitesi açısından Avrupa 1.si ve Dünya 4.sü.
☑ Ülkemizin jeotermal haritasına baktığımızda birçok bölgelerimizin farklı seviyelerde jeotermal kaynaklara sahip olduğunu görüyoruz.
☑ Jeotermalde tüm dünyada yıllık 800 GW’lık yatırım yapıldığı takdirde 2050 yılında tüm dünyadaki enerjinin %15’i jeotermalden üretilmiş olacak.
☑ Yıllık 800 GW’lık yatırım ise yılda ilave 6.000 terawat elektrik üretimi demek ki bu ABD ve Hindistan’ın toplam elektrik üretimine eşit. ABD ve Hindistan’ın, şu anda dünyanın toplam GDP’sinin yaklaşık üçte birini ürettiği düşünüldüğünde, jeotermal kaynaklardan elektrik üretiminin önemi daha net anlaşılabilir.
☑ Ülkemizde şu andaki kurulu kapasite 1.734 MW ve bunun 40.000 MW’a kadar çıkabilme ihtimali tartışılan konular arasında.
☑ Jeotermal kaynaklar, sadece elektrik için değil; modern, topraksız tarım için de bir o kadar önemli.
☑ Dünyadaki su kaynaklarının hızla tükendiğini ve belirli enlemlerin altındaki bölgelerin önümüzdeki 10 yıllarda su fakiri olacağı göz önünde bulundurulduğunda jeotermal seracılığın önemi daha net anlaşılacaktır.
☑ Jeotermal, akıllı tarım uygulamaları ile topraksız, susuz ve pestisit kullanmadan daha çok ve daha verimli üretim de mümkün.
☑ Son olarak, jeotermal turizm için ülkemizin birçok bölgesi verimli bir zemin oluşturuyor. İzlanda’da sadece bir lagoon (jeotermal yüzme alanı), yılda 1,5 mn adet turist çekiyor ve 500 bin nüfuslu İzlanda yılda 3-4 mr USD jeotermal turizm geliri elde ediyor.
☑ Turizm gelirlerinin cari açığa katkısı tartışmasız çok kritik. Jeotermal tarım ile yapılacak ihracat da cari açığımıza bir o kadar katkı yapabilir.
☑ Güzel bir master plan ve Kamu-Özel Sektör iş birliği ile jeotermal kaynaklarımızdan elde ettiğimiz gelirleri artırmak, ülkemizin GDP’sini artırmak ve cari açığını azaltmak çok mümkün.
☑ Jeotermal kaynaklarımız, ülkemizi ileriye taşıyacak, sürdürülebilir kalkınmamıza önemli ölçüde katkı sağlayacak, lokomotiflerimizden biri şüphesiz.
☑ Dünya 4. olarak jeotermal kaynaklarımızdan elde ettiğimiz verimi artırmak için; yine Sürdürülebilir Dönüşüm’ün 3 paydaşının el ele çalışması ve bankalarca finanse edilebilir yapıların kurulması çok kritik. Bunun için de ülkemizin tüm büyük projelerinde olduğu gibi; ülkemizin gelecek planları doğrultusunda projeleri masaya yatırmak ve daha tasarım anından Regülatör, Yatırımcı ve Finansör olarak yapıyı bir arada kurmak elzem.