Arzu AYDOĞDU PEHLİVAN
Türkiye ekonomisi için kilit rol oynayan organize sanayi bölgeleri ve sanayi siteleri, son zamanlarda artan yangın olaylarıyla karşılaşıyor. Endüstriyel Yangınlarla Müdahale Bilim Uzmanı Mustafa Emre İmrel ve Kocaeli Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Dairesi Başkanı Ömer İslamoğlu, sanayide meydana gelen yangınlarla ilgili Sanayi Gazetesi’ne değerlendirmelerde bulundu.
İmrel, yangın türlerinden başlıca sebeplere, mevcut mevzuatın yetersizliğinden itfaiyeciliğin durumuna kadar birçok kritik noktaya değinirken, İslamoğlu da Kocaeli’deki sanayi yangınlarının artışına ve alınması gereken somut adımlara dikkat çekti. Yangınların temelinde yatan en büyük sorunun korunma önlemlerinin alınmaması ve dikkatsizlik olduğunu söyleyen İmrel, özellikle çalışan eğitimlerinin niteliği ve denetim mekanizmalarının yetersizliğine vurgu yaptı.

DİKKAT VE TEDBİR BİRİNCİL AŞAMA
Saha ve tez çalışmasından elde ettiği istatistiklere değinen Mustafa Emre İmrel, sanayi yangınlarında sektörel bazda metal sektörü, ağaç, kâğıt, mobilya, plastik, petrokimya ile boya ve kozmetik sektörlerinin öne çıktığını ve özellikle solvent bazlı üretim yapan fabrikalarda yangın riskinin daha yüksek olduğunu dile getirdi. Kocaeli Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Dairesi Başkanı Ömer İslamoğlu ise Kocaeli özelinde son 5 yılda OSB’lerdeki yangınlarda artış gözlemlediklerini belirtti. İslamoğlu, “Bu yangınların sebepleri çoğunlukla makine ve elektrik kaynaklıdır. Sektörlere göre bir dağılım göstermemekte olup her sektörde bu yangınlar olabilmektedir” dedi.
Yangınların başlıca sebepleri arasında ise korunma önlemlerinin alınmaması ve dikkatsizlik ilk sıralarda yer alıyor. İmrel, çalışanlara verilen yangın eğitimlerinin yetersizliğine dikkat çekerek, “Firmalarımızda bu eğitimleri yapılıyor ama bunun öncelikle işletmenin faaliyet gösterdiği alana göre teorik olarak ne olduğunu çalışanlara izah edilmesi akabinde pratik uygulamayla yangın ekipmanlarının, söndürücülerin, hidratların nasıl kullanılacağına dair detaylı eğitimlerinin verilmesi gerekiyor” ifadelerini kullandı. İmrel, iş güvenliği uzmanlarının eğitimlerinin daha teknik bir içerikle geliştirilmesi gerektiğini vurguladı.
İTFAİYECİLİK TEK BİR MERKEZDE TOPLANMALI
“Türkiye’de itfaiyecilik meslek grubu sayılmıyor, yardımcı hizmetler sınıfında yer alıyor. Burada bir düzenleme yapmak lazım, meslek grubuna dahil etmemiz lazım çünkü her türlü afet acil duruma müdahale edebiliyorlar” diyen İmrel, itfaiyecilerin mesleki formasyonlarının geliştirilmesi için 25 yıl normal çalışma sürelerine ek olarak 5 yıl yıpranma payı gibi düzenlemelere ihtiyaç olduğunu belirtti. Ayrıca, Belediyelerin mali imkân ve kaynaklarının farklılık göstermesinin itfaiye hizmetlerinin sunumunda yer yer farklı seviyelerde hizmet kalitesine yol açabildiğini ifade eden İmrel, bazı bölgelerde yangın güvenliği çözümlerinin gelişmişken, bazılarında ise iyileştirme ihtiyacı doğduğunu söyledi. İtfaiye gruplarının bir “İtfaiye Genel Müdürlüğü” çatısı altında toplanması gerektiğini savunan İmrel, bu merkezileşmenin, tüm bölgelere daha etkin araç ve ekipman desteği sunarak, itfaiyenin yetkinliğini artıracağını belirtti. Ayrıca, İstanbul ve Kocaeli’deki itfaiye eğitim merkezlerinin tüm Türkiye’ye hitap edecek şekilde dönüştürülmesi gerektiğini ifade etti.
Ömer İslamoğlu ise, Kocaeli’deki OSB’lerde meydana gelen veya gelecek yangınlara müdahale süresi ve etkinliği açısından Kocaeli Büyükşehir İtfaiyesi’nin yeterli durumda olduğunu belirtti. İslamoğlu, “Her OSB’nin kendi sınırları içerisindeki işletmelerin ağırlıklı faaliyet alanlarına göre tasarlanmış ve olası yangınlara müdahale edebilecek seviyede eğitimli personel, araç ve ekipmanı bulunan itfaiye teşkilatlanmasını kurması müdahale süresi ve etkinliği açısından çok önemlidir” dedi. Büyük çaplı sanayi yangınlarında ise Türkiye Afet Müdahale Planı (TAMP) ile uyumlu olarak koordinasyon sağlandığını ve İl Risk Azaltma Planı (İRAP) kapsamında OSB’lerle ortak çalışmalar yürütüldüğünü ekledi.

OTOKONTROL SİSTEMİ UYGULANMALI
Yangın güvenliği denetimlerinin sıklığı ve içeriğine dikkat çeken İmrel, OSB içerisinde kendi itfaiye grubu olan yerlerde 4 yılda bir yangın yeterlilik belgesinin yenilendiğini ancak belediye sınırları içerisindeki firmalarda ruhsat alındıktan sonra ikinci bir denetim yapılmadığını belirtti.
“Hem OSB sınırlarında hem de belediye sınırları içerisindeki denetlemenin belli bir periyoda konulması şart” ifadelerini kullanan İmrel, firmalar büyüdükçe yangın önlemlerinin de artırılması gerektiğini vurguladı. İmrel, bir otokontrol sisteminin devreye sokulması gerektiğini ifade ederek, sözlerine şu şekilde devam etti: “İl ve ilçelerde faaliyet gösteren firmalara ilişkin veriler, ilgili bakanlık tarafından temin edilerek itfaiye gruplarının denetimden sorumlu ekipleriyle paylaşılabilir. Bu ekipler, haftalık programlar çerçevesinde günlük 2-3 firma olacak şekilde planlı denetimler gerçekleştirebilir.
Böylece yıllık bazda kapsamlı ve sürdürülebilir bir denetim planı oluşturulmuş olur. Bu yapının oturmasıyla birlikte süreç zamanla bir otokontrol mekanizmasına dönüşür ve düzenli olarak işler hale gelir. Ayrıca, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından yürütülen denetimlerin, yangın güvenliği açısından itfaiyenin bu alanda uzmanlaşmış birimi tarafından gerçekleştirilmesinin, daha etkin ve teknik açıdan sağlıklı sonuçlar doğuracaktır”.

Ömer İslamoğlu, çoğu işletmenin yangın güvenliği konusunda yasal zorunlulukları yerine getirme eğiliminde olduğunu, ancak uygulamada yangın söndürme cihazlarının bakımsızlığı, elektrik tesisatlarındaki uygunsuzluklar, acil çıkış yollarının engellenmesi ve personel eğitimindeki eksiklikler gibi sorunların sıkça rastlandığını dile getirdi. İslamoğlu, denetimlerin sıklaştırılması, yaptırımların caydırıcı hale getirilmesi ve eğitim faaliyetlerine yatırımın artırılması gerektiğini vurguladı. Ayrıca, OSB’ler bünyesinde kurulacak itfaiye teşkilatlarının şehir itfaiyesi ile koordineli çalışarak denetim ve eğitim faaliyetlerini yürütmesi gerektiğini belirtti.

BÜTÜN OSB’LERDE YER ALMALI
Türkiye’de Sanayi Bakanlığı’na bağlı 366, Tarım Bakanlığı’na bağlı 42 olmak üzere toplam 408 Organize Sanayi Bölgesi bulunuyor. İmrel, bunların kaç tanesinde kendi itfaiye grubu olduğuna dair net bir veri olmadığını belirtirken, Gebze Plastikçiler OSB, GOSB, Makine İhtisas ve GEBKİM gibi büyük OSB’lerin kendi itfaiye gruplarının olmasının önemine dikkat çekti.
İmrel, sözlerine şu şekilde devam etti: “Bütün OSB’lerde bunu kurmak son derece önemli, bunu teşvik etmek lazım. OSB itfaiyeleri kendi bölgesindeki katılımcılara hizmet verirken bölge dışı yangınlara da müdahale edebilmesi için yönetim iznine tabi tutuluyor. Bu durum belediyeler ile yapılacak ortak protokoller ve merkezileştirilmiş bir yapı ile çözülebilir”.
BELGESİNİ YENİLEMEYENLERİN RUHSATI ASKIYA ALINMALI
Yanıcı ve patlayıcı madde üreten veya depolayan tesislerdeki yangın riski, diğer işletmelere göre farklılaşıyor. İmrel, Binaların Yangından Korunması Yönetmeliği’ndeki tehlike sınıflandırmalarının genel bir çerçeve çizdiğini, ancak içeriğinin denetleyen kuruma kaldığını belirtti. Özellikle bu tür tesislerde köpüklü yangın söndürme sistemlerinin zorunlu hale getirilmesi gibi emredici hükümlerin mevzuatta yer alması gerektiğini vurguladı.
Yangın yükü denetimlerinin, ruhsat sürelerinin belirli periyotlarla yenilenmesi ve bu yenileme sürecinde itfaiye denetimlerinin zorunlu hale getirilmesi gerektiğini söyleyen İmrel, sözlerine şu şekilde devam etti:
“Belgesini yenilemeyen ve gerekli yangın önlemlerini almayan işletmelerin iş yeri çalışma ruhsatlarının askıya alınması, ayrıca sigorta şirketlerinin yeterlilik belgesi bulunmayan firmaları yangına karşı sigorta kapsamına almaması gibi uygulamalarla oluşturulacak düzenli denetim mekanizması, yangın riskini azaltarak etkin bir otokontrol sistemi sağlayacaktır. Böylelikle bu düzenlemenin; olası yangınlara bağlı milli servet kaybının ve işsizliğin önüne geçeceği öngörülmektedir.”
YENİ TEKNOLOJİLERE ÖNCELİK VERİLMELİ
Yangına ilk bir dakika içerisinde yapılan müdahalenin tüm tesisin yok olmasını engelleyebileceğini vurgulayan İmrel, yangın algılama sistemlerinin, merkezi alarmı devreye sokarak yangının yerini tespit etmesi ve otomatik söndürme sistemlerinin devreye girmesi, teknolojinin sağladığı önemli avantajlar arasında olduğunu söyledi.
Ömer İslamoğlu ise OSB’lerde yangın güvenliği açısından yeni nesil teknolojilerin kullanım düzeyinin artırılması gerektiğini belirtti. Erken algılama ve etkili müdahale sistemlerinin yaygınlaştırılmasının, can ve mal güvenliğini önemli ölçüde artıracağına dikkat çeken İslamoğlu, bu doğrultuda teknik altyapının güçlendirilmesi, ilgili personelin eğitimi ve mevcut mevzuatla uyumlu uygulamaların hayata geçirilmesinin büyük önem taşıdığını ifade etti.
“ORTAK YANGIN GÜVENLİĞİ PLATFORMU KURULMALI”
Ömer İslamoğlu, OSB yönetimleri ve sanayiciler arasındaki yangın güvenliği iş birliğinin hayati önem taşıdığını belirterek çeşitli iş birliği modelleri ve adımları önerdi. Bu modeller arasında, Ortak Eğitim ve Seminer Programları kapsamında OSB yönetimi ve itfaiye teşkilatının iş birliğiyle periyodik eğitimler ve uygulamalı tatbikatlar düzenlenmesini öne sürdü.
Ayrıca, Ortak Denetim ve Risk Değerlendirme Komisyonları oluşturularak OSB yönetimi, itfaiye ve sanayicilerden oluşan bir yapı ile risk analizleri yapılması ve işletmelere özgü önlemlerin belirlenmesi gerektiğini ifade etti.
Tüm işletmelerin katılımıyla Ortak Acil Durum Müdahale Planları ve Tatbikatları hazırlanması ve düzenli tatbikatlarla bu planların test edilmesi de öneriler arasında yer aldı. İslamoğlu, farkındalığı artırmak için bilinçlendirme kampanyalarının, yasal düzenlemelerin ve teşviklerin güçlendirilmesi, erken uyarı ve izleme sistemlerinin yaygınlaştırılması ve proaktif risk yönetimi kültürünün yerleştirilmesi gerektiğini de ekledi.
Stratejik adımlar olarak ise Ortak Yangın Güvenliği Platformu kurulmasını, pilot projelerin desteklenmesini ve toplumsal sorumluluk programlarının hayata geçirilmesini önerdi.
Kaynak: Sanayi Gazetesi