Dr. Levent SÜMER, PMP, MRICS
Levent.sumer@smrstrategy.com
Bu temel prensip üzerine inşa ettiğim modellemeler, 4P yaklaşımını (Public–Private–People–Partnership) referans alan yeni bir finansman paradigmasına dönüştü. Öte yandan finansal teknolojilerle birlikte dönüşen finans dünyası merkezileşmeden uzak ancak tokenleştirme gibi dijitalleşen finansal araçları odağına alan bir çerçevede yeniden kurgulanmaya başladı.
Bugün gelinen noktada gerek üretici gerekse tüketici açısından paranın yükselen maliyeti bankalar yoluyla mülk edinmeyi neredeyse imkânsız hale getirdi ve paylı mülkiyet yaklaşımını merkeze alan ve bunu dijital ortamda daha da likit haline getiren yaklaşımlar zorunlu da olsa benimsenmeye başlandı. Gayrimenkul sertifikalarının yeniden gündeme gelişi, bu vizyonun somutlaşmaya başladığını gösteriyor.
Kitaplarımda sıklıkla vurguladığım üzere, ekonomik sürdürülebilirlik, toplumsal kapsayıcılıkla ve katılımcı bir yaklaşımla mümkün ve paylı mülkiyet modelleri, yatırımcıyı sadece izleyici değil, katılımcı haline getiriyor.
Gayrimenkul, geleneksel olarak büyük sermaye gerektiren, likiditesi sınırlı ve katılımı zor bir yatırım alanıydı. Oysa yeni nesil finansman enstrümanları sayesinde bu tablo değişiyor. Özellikle tokenleştirme, yani gayrimenkul varlıkların blokzincir teknolojisiyle dijital paylara bölünmesi, sadece yatırımcıya değil, projenin kendisine de büyük esneklik sağlıyor. Küçük yatırımcılar artık büyük projelere çok daha düşük giriş bariyerleriyle dahil olabiliyor. Bu, sermayenin taban yayılması anlamına da geliyor.
Tokenleştirme, bir varlığın blokzinciri üzerinde dijital bir temsilinin oluşturulması sürecidir. Bu süreç, tahviller, hisse senetleri gibi menkul kıymetler; sanat eserleri ve gayrimenkul gibi fiziksel varlıklar ile kimlik ve veri gibi maddi olmayan varlıklar dahil olmak üzere çeşitli yatırım araçlarına uygulanabilir. Tokenleştirme işleminde, gayrimenkulün değeri fraksiyonlara bölünür ve bu süreç akıllı sözleşmeler kullanılarak otomatik hale getirilir. Bu sayede gayrimenkul değeri daha küçük birimlere ayrılır ve yatırımcılar bu birimleri tek başlarına ya da kolektif olarak tokenler aracılığıyla satın alabilirler. Blokzincir teknolojisinin sağladığı yüksek likidite, fraksiyonel mülkiyet, şeffaflık, esneklik, işlem süresinin kısalması ve güvenliğin artması gibi avantajlar gayrimenkul sektörüne entegre edilebilir.
Tokenleştirmenin gayrimenkul sertifikası yapılarıyla birleştiği bir gelecek vizyonunda, konut projelerinden lojistik tesislerine, öğrenci yurtlarından sanayi bölgelerine kadar çok geniş bir yelpazede bireylerin “dijital pay sahibi” olması mümkün hale geliyor. Üstelik bu sadece yatırım değil, yönetime katılım, oy hakkı, temettü paylaşımı gibi imkanlarla zenginleşebilir.
Elbette bu dönüşümün başarılı olabilmesi için dört temel koşul var: düzenleyici netlik, teknolojik güvenlik, yatırımcı farkındalığı ve yatırımın tabana yayılması. Tokenleştirmenin regülasyonla uyumlu şekilde geliştirilmesi, yatırımcı haklarının korunması ve bu sistemleri yönetecek platformların teknik yeterliliği büyük önem taşıyor.
Bugün, Türkiye’nin gayrimenkul finansman ekosisteminde önemli bir dönüm noktasındayız. Gayrimenkul sertifikaları gibi araçları tabana yayıp dijital teknolojilerle tokenleştirebilirsek yalnızca konut krizini hafifletmekle kalmayıp, yatırımları daha yaygın ve adil hale getirebiliriz. Yeter ki inovasyonu yalnızca teknoloji olarak değil, insan merkezli bir değişim olarak kurgulayalım.
2022 yılı itibariyle dünyada tokenleştirilmiş gayrimenkul piyasasının büyüklüğü 3,8 milyar Amerikan doları olarak gerçekleşmiş olup, bu rakamın 2034 yılına kadar 26 milyar dolara ulaşması beklenmektedir.
Paylaşım temelli, teknoloji destekli ve toplum odaklı finansal modellerle gayrimenkul yatırımını yeniden tanımlamanın zamanı geldi. Çünkü bu sadece bir yatırım modeli değil, aynı zamanda daha kapsayıcı bir ekonomik düzenin ilk adımı olabilir.
Emlak Konut gayrimenkul sertifikası tanıtımında “damlaya damlaya ev olur” dedi. Ben de bu damlaları dijitalleştirerek gayrimenkulün tokenleştirilmesi diye yeni bir ürün tanıtıp yeni sloganımız “Küçük Birikimlerle Ev Almanın Dijital Yolu” olsun diyorum.
Neden olmasın?
Kaynak: Sanayi Gazetesi