Dilek Kaya
Türkiye Gazeteciler Konseyi ABD Temsilcisi ve Birleşmiş Milletler Muhabiri
Genel Sekreter Guterres’in sunduğu reform vizyonu kağıt üzerinde mantıklı. Peki, ya sahada karşılığı var mı?
Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres, geçtiğimiz günlerde Genel Kurul’da yine çıktı kürsüye ve yine reform dedi. “Yetkiler sizindir, biz sadece uygularız” diye konuştu. Kulağa sade, dürüst ve samimi geliyor ama iş uygulamaya gelince BM’nin reform söylemleri de tıpkı yayınladığı binlerce rapor gibi tozlu raflara kaldırılıyor.
UN80 Girişimi kapsamında sunulan yeni reform paketi, BM sisteminin yapısal sorunlarına parmak basıyor. 40 binden fazla karar, binlerce rapor, on binlerce toplantı, ortada ciddi bir belge trafiği, karmaşa ve tekrar var. Bunu Guterres de itiraf ediyor. İtiraf etmek güzel. Ama artık birilerinin sorması gerekiyor: Bu kadar yıldır bu sistemin başında olanlar bugüne kadar neredeydi?
BÜROKRASIYE VE REFORM KARGAŞASI
Guterres’in “Daha az toplantı, daha az rapor” çağrısı birçok gazetecinin ve diplomatın kulağına şarkı gibi gelmiş olabilir. Ama kimse kendini kandırmasın. BM gibi bir yapı, toplantı üretmeden duramaz. Her bir başlık için üç ayrı toplantı, dört oturum ve bir de rapor kaçınılmaz hale gelmiş durumda. Dahası, çoğu üye devlet bile hangi kararın hala geçerli, hangisinin yürürlükten kalktığını bilmiyor.
Yapay zeka destekli yetki kayıtları öneriliyor. Peki, çok değil birkaç yıl önce aynı salonda “dijital dönüşüm” için benzer vaatler verilmedi mi? Dönüşüm güzel de, dönüşmeyen tek şey yine karar alma biçimleri.
FINANSMAN DAĞINIK, ETKI PARÇALI
Genel Sekreter’in konuşmasında en dikkat çeken bölümlerden biri finansman düzeniyle ilgiliydi. 2023’te gelen fonların yüzde 80’i gönüllü katkılar. Bunların da yüzde 85’i zaten belirli alanlara şartlı olarak geliyor. Yani parayı veren, gündemi de belirliyor. BM ise bağımsız hareket etmek bir yana, fonların izin verdiği ölçüde adım atabiliyor.
Guterres “parçalanmış finansman, parçalanmış uygulama, parçalanmış etki” dedi. Bu cümleye itiraz etmek mümkün değil. Ama yine aynı soruya geliyoruz: Bu tabloyu değiştirmek için bugüne kadar somut ne yapıldı?
SÜRDÜRÜLEMEZLIKTEN BAHSETMEK YETMIYOR
BM personelinin özverili çalıştığına kimsenin itirazı yok. Ancak “mevcut kaynaklarla devam edemeyiz” demek de tek başına anlamlı değil. BM’nin en büyük zaafı, gerçekçi bir planlama yapmadan sürekli büyüyen gündemlerle kendini boğması. Sonuçta personel yetişemiyor, görevler yerine getirilemiyor ve raporlar okunmadan rafa kalkıyor.
Guterres’in “Yetkiler birer araçtır, amaç değil” sözü yerinde ama eksik. Çünkü bu araçlar yıllardır vitrin süsü gibi kullanılıyor. Ama bir yere gittiği, bir şey değiştirdiği pek görülmüyor.
SON SÖZ: REFORM ARTIK BIR TERCIH DEĞIL, HAYATTA KALMAK IÇIN ZORUNLULUK
Guterres’in reform çağrıları, BM sisteminin kronik hastalıklarını bir kez daha görünür kıldı. Ama bu reformlar, eğer sadece toplantı sayısını azaltmak ve rapor formatını sadeleştirmekten ibaret kalacaksa, dünya halklarının BM’ye duyduğu güveni tazelemeye yetmez.
Artık samimi bir yüzleşme ve gerçekten cesur adımlar gerekiyor. Çünkü dünya değişiyor, krizler büyüyor ama BM hala aynı kelimeleri dönüp dolaşıp yeniymiş gibi sunuyor. Reform artık bir tercih değil, hayatta kalmak için zorunluluk.
Kaynak: Sanayi Gazetesi