Türk ordusuna yeni güç: PARS İZCİ zırhlı araçları envantere girdi

Türkiye’nin savunma sanayisindeki önemli adımlarından biri daha atıldı. Kara Kuvvetleri Komutanlığı’nın keşif yeteneklerini artırmak amacıyla tasarlanan, “mekanize piyadenin ufku gören gözleri” olarak bilinen 6×6 ve 8×8 PARS İZCİ Özel Maksatlı Taktik Tekerlekli Zırhlı Araçlar envantere katıldı. Milli Savunma Bakanlığı tarafından yapılan bilgilendirme toplantısında, bu modern zırhlıların ilk kez Kara Kuvvetleri’nin hizmetine girdiği duyuruldu.
Türk ordusuna yeni güç: PARS İZCİ zırhlı araçları envantere girdi Türk ordusuna yeni güç: PARS İZCİ zırhlı araçları envantere girdi

Türkiye’nin savunma sanayisindeki atılımları devam ediyor. Kara Kuvvetleri Komutanlığı’nın envanterine yeni katılan 6×6 ve 8×8 PARS İZCİ Özel Maksatlı Taktik Tekerlekli Zırhlı Araçlar, ordunun keşif ve durumsal farkındalık yeteneklerini üst seviyeye taşıyor. Bu modern zırhlılar, “mekanize piyadenin ufku gören gözleri” olarak nitelendiriliyor ve sahada önemli bir güç çarpanı oluşturacak.

Bu yeni nesil araçlar, Türk savunma sanayisinin önde gelen şirketlerinden FNSS tarafından Özel Maksatlı Taktik Tekerlekli Zırhlı Araçlar (ÖMTTZA) Projesi kapsamında üretildi. Kara Kuvvetleri’nin özel ihtiyaçları doğrultusunda sensör, radar ve komuta sistemleriyle donatılan PARS İZCİ, beş farklı varyant olarak geliştirildi. Bu varyantların dördü, ordunun keşif takımı unsurları için özel olarak tasarlandı.

PARS İZCİ zırhlı araçları, hızlı ve kaliteli keşif görevlerini anlık olarak gerçekleştirebilen komuta kontrol sistemi sayesinde operasyonel bir kuvvet çarpanı olarak öne çıkıyor. Yüksek durumsal farkındalık kabiliyeti, kullanıcılarına taktiksel avantaj sağlarken, her türlü arazi koşulunda üstün hareket yeteneği sunuyor.

PARS İZCİ araç ailesi, personel taşıma amaçlı mayın korumalı araçlarla aynı seviyede balistik ve mayın korumasına sahip. Gövdesi modüler zırh sistemleriyle donatılan araçlar, kullanıcının görev ihtiyacına göre koruma seviyesinin ayarlanabilmesine olanak tanıyor. Bu esnek yapı, düşük ve yüksek yoğunluklu muharebe alanlarında etkin bir şekilde kullanılabilmesini sağlıyor.

Türk mühendisliği ve yüksek yerlilik oranıyla üretilen bu araçlar, en gelişmiş teknolojileri bünyesinde barındırarak Türk Silahlı Kuvvetleri’ne stratejik bir üstünlük kazandırıyor.

KAYNAK: Haber Merkezi