Dr. Cihan YALÇIN,
SRG Mühendislik Danışmanlık Ltd Şti, ADÜ TEKNOKENT, Kurucu Genel Müdür
Mikroşebeke nedir, neden önemlidir?
Mikroşebeke, belirli bir alandaki tüketicilere yerinde kurulu yenilenebilir enerji kaynakları, depolama sistemleri ve akıllı kontrol yazılımlarıyla elektrik sağlayan, gerektiğinde ulusal şebekeden bağımsız çalışabilen bir enerji altyapısıdır.
Bu sistem, OSB’lerin enerji arz güvenliğini, maliyet istikrarını ve karbon ayak izini doğrudan etkileyen üç stratejik unsuru bir araya getirir.
2022’de yaşanan doğalgaz arz krizi ve ardından gelen elektrik kesintileri, OSB’lerin enerji bağımlılığının ne kadar kırılgan olduğunu ortaya koydu. Mikroşebeke sistemleri sayesinde OSB’ler, şebekede yaşanan kesintilerden etkilenmeden üretimi sürdürebilir; fazla enerjiyi depolayabilir veya ticarete konu edebilir. Aynı zamanda yenilenebilir enerji oranını artırarak Yeşil Mutabakat hedeflerine de somut katkı sağlar.
Dünya’dan başarılı mikroşebeke uygulamaları
“Avustralya’nın Peel Business Park projesi, sanayi bölgeleri için enerji bağımsızlığının öncü örneklerinden biridir. 1,2 MW’lık güneş santrali ve 2,5 MWh’lik batarya depolama sistemiyle kurulan bu mikroşebeke, işletmelerin elektrik maliyetini %30’a kadar düşürmüştür. Kamu ve özel sektör ortaklığında geliştirilen bu model, aynı zamanda karbon emisyonlarını da önemli ölçüde azaltmıştır.
Çin’in Changzhou Yeşil Sanayi Parkı ise yapay zekâ destekli bir enerji yönetim sistemiyle dikkat çeker. 6 MW’lık hibrit batarya sistemi ve 1,6 MW’lık güneş enerjisi kapasitesiyle donatılan park, üretim verilerini, hava durumunu ve tüketim tahminlerini entegre ederek optimum enerji planlaması yapar. Bu sayede sanayi parkı, “neredeyse sıfır karbonlu” üretim hedefine ulaşma yolunda ilerlemektedir.
İngiltere’deki Symmetry Park Lojistik Üssü, Rolls-Royce tarafından geliştirilen 2 MW’lık entegre mikroşebeke sistemiyle hem elektrik hem ısı üretimini tek bir yapıda birleştirmiştir. Enerji Hizmeti Anlaşması (Energy-as-a-Service) modeliyle işletilen sistem, kullanıcı firmalara yatırım yükü getirmeden ucuz ve kesintisiz enerji sağlamaktadır.
Bu örneklerin ortak noktası nettir: mikroşebekeler, enerji maliyetini düşürmekle kalmaz; şebeke dışı dayanıklılık, karbon azaltımı ve yatırım cazibesi gibi çok boyutlu faydalar üretir.
Türkiye OSB’leri için uygulanabilir model
Türkiye’de 360’tan fazla OSB’nin çoğu, kendi dağıtım altyapısına ve tüketim profiline sahiptir. Bu, mikroşebeke kurulumları için önemli bir avantajdır.
Önerilen model üç temel bileşenden oluşur:
- Yerinde Üretim: OSB çatılarına ve uygun arazilere kurulacak güneş panelleri (örneğin 20–30 MW kurulu güç) gündüz tüketiminin önemli bir kısmını karşılayabilir. Rüzgâr, biyokütle veya kojenerasyon sistemleri bu üretimi destekleyebilir.
- Enerji Depolama: 5–10 MWh kapasiteli batarya sistemleri, üretim fazlasını depolayarak gece tüketiminde kullanılabilir. Bu sistemler, talep bedellerini düşürür ve şebeke kesintilerinde kesintisiz üretim sağlar.
- Akıllı Yönetim: SCADA ve enerji yönetim sistemleri (EMS) gerçek zamanlı veri analiziyle üretim, depolama ve tüketimi dengeleyebilir. Talep tarafı katılımı sayesinde işletmelerin yük profilleri esnek hale getirilir; böylece enerji optimizasyonu, sanayicinin doğrudan cebine yansır.
Bu yapı, OSB’lerin enerji piyasasında aktif oyuncuya dönüşmesini sağlar. Gerektiğinde ulusal şebekeye enerji satışı yapılabilir, depolama sistemleriyle frekans dengeleme hizmetleri sunulabilir. Böylece OSB, yalnızca tüketici değil aynı zamanda hizmet üreticisi olur.
Yönetim ve finansman modelleri
Uygulamada üç farklı işletme modeli mümkündür:
- OSB’nin kendi işletimi: OSB, kendi mikroşebekesini kurar ve yönetir. Kontrol OSB’de kalır, gelir doğrudan bölge bütçesine yansır.
- Kamu-Özel Ortaklığı: Peel Business Park örneğinde olduğu gibi özel bir yatırımcı, mikroşebekeyi kurup belirli süre işletir; OSB firmalarına uygun tarifeyle enerji satar.
- Enerji Kooperatifi Modeli: OSB katılımcıları ortak yatırım yaparak hem üretici hem kullanıcı olur, fazla enerjiden elde edilen gelir paylaşılır.
Finansman; yeşil fonlar, kalkınma ajansları, Dünya Bankası kredileri veya enerji performans sözleşmeleri aracılığıyla sağlanabilir. Özellikle PPA (Power Purchase Agreement) modeli, yatırım yükünü özel sektöre devredip OSB’nin yalnızca enerji satın alıcı rolünü üstlenmesini sağlar.
Sonuç: Mikroşebekeler bir seçenek değil, zorunluluk
Enerji artık sadece üretimin bir girdisi değil, rekabet gücünün belirleyici faktörüdür. Mikroşebekeler sayesinde OSB’ler, maliyet istikrarı kazanacak, kesinti risklerini azaltacak ve karbon hedeflerine katkıda bulunacaktır. Dünya örnekleri göstermektedir ki bu sistemler, sanayinin sürdürülebilirliğini güvence altına alırken yatırımcılar için de yeni fırsatlar yaratmaktadır.
Türkiye’de OSB’lerin bu dönüşümü başlatması, yalnızca enerji maliyetlerini düşürmekle kalmayacak; bölgesel kalkınmanın, çevresel sorumluluğun ve teknolojik bağımsızlığın da anahtarı olacaktır. Artık mesele “enerjiyi ucuza almak” değil, enerjiyi akıllıca üretmek, yönetmek ve paylaşmaktır.
Kaynak: Sanayi Gazetesi