Ceyda BÖLÜNMEZ ÇANKIRI
AK Parti İzmir Milletvekili
AK Parti Yerel Yönetimler Başkan Yardımcısı
İzmir; Türkiye turizmi ve sanayisinin en önemli, ilçeleriyle birlikte yetişmiş kaliteli iş gücü, ulaşım ve lojistik avantajları, organize sanayi bölgeleri, üretim, hizmet ve ticaretteki gücüyle sanayi, turizm, tarım, madencilik, ticaret alanlarında yatırımcılar ve iş insanları için cazip fırsatlar barındıran bir şehirdir.
Rakamların ve istatistiklerin ışığında, İzmir’de 14 OSB, 2 serbest bölge, 4 teknopark, büyük sanayi firmalarının yoğunlaştığı bölgeler ve her ilçeye yayılmış çok sayıda küçük sanayi sitesi kentin imalat gücünü oluşturuyor.
Son yıllarda, üniversitelerin araştırma çıktılarının ekonomik kazanıma dönüştürülmesi, sektöre sağladıkları teknoloji ve bilgi transferi, yetiştirdikleri araştırmacıların sanayiye katkıları ve oluşturdukları yenilik ekosistemi düşünüldüğünde, ülkemizin kalkınmasına üst düzeyde katkı sağladığı bir gerçektir.
Bu katkının başında ise AR-GE ekosisteminde önemli role sahip olan üniversiteler vardır. TÜBİTAK, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı başta olmak üzere AR-GE desteği sağlayan bakanlıklar, KOSGEB, TTGV ülkemizdeki başta üniversiteler olmak üzere AR-GE ve yenilik faaliyetlerine destek sağlamaktadır.
Yükseköğretim Kurulu, üniversitelerimizin AR-GE’de yenilikçi bir yapıyı kurgulamalarına ve araştırma kapasitelerinin geliştirilmesi bağlamında adımlar atmış olup, AR-GE ekosistemimize sundukları destekleri artırabilmelerine yönelik uygulamaları hayata geçirmiştir.
İzmir Kalkınma Ajansı (İZKA) tarafından Ege Üniversitesi iş birliğiyle, İzmir’in AR-GE ve yenilik açısından mevcut durumunu ortaya koymak üzere hazırlanan “İzmir Yenilik Göstergeleri ve Yenilik Ekosisteminin Analizi” çalışması, İzmir Yenilik Ekosistemi’nin son 5 yılda önemli ölçüde geliştiğini rakamlarla ortaya koymuştur. Bu gelişmeler sonucunda İzmir, araştırma-geliştirme (AR-GE) ve yenilik (inovasyon) dendiğinde ülkemizde ilk akla gelen şehirlerden biri haline gelmiştir.
Bölgesel veya kentsel yenilik ekosistemleri, belli bir bölge veya şehirde AR-GE ve yenilik kapasitesinin geliştirilmesi, yayılması ve kullanılmasını etkileyen ekonomik, sosyal, politik, kurumsal vb. tüm faktörlerin toplamı olarak ifade ediliyor. Yenilik ekosistemleri firmalar, üniversiteler, araştırma merkezleri, teknoloji geliştirme bölgeleri, destekleyici kamu kurumları, ticaret ve sanayi odaları, organize sanayi bölgeleri gibi kuruluşlardan ve bunların ortak çalışmalarından oluşuyor.
İzmir Yenilik Göstergeleri ve Yenilik Ekosisteminin Analizi, İstanbul, Ankara, Kocaeli, Bursa başta olmak üzere coğrafi olarak 18 ili kapsayan ve 7 adet Düzey 2 bölgesi ile karşılaştırmalı analizleri içeriyor. Analiz, 5 yıllık veriyle geliştirildi. Çalışmada bölgesel yenilik ekosistemi içinde yer alan kurum ve kuruluşlar, bunların sağladıkları hizmetler ve birbirleri ile ilişkileri analiz edildi ve ekosistemin gelişimi interaktif olarak kullanılabilen İzmir Yenilik Ekosistemi Ağ Haritası’nda ortaya konuldu.
Analiz sonuçlarına göre, son 5 yılda İzmir yenilik ekosisteminin yüzde 50 civarında büyüdüğü ve AR-GE ve yenilikte İzmir’de önemli ilerlemeler kaydedildiği tespit edildi. İşletmelerin AR-GE ve yenilik açısından kapasite ve durumları analiz edilerek bundan sonra İzmir bu alanda yapılacak çalışmaların odaklanması gereken alanları belirlendi.
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımız yaklaşık 9,5 milyon metrekare arazi üzerinde, toplamda farklı ölçeklerde 800 şirketin faaliyet göstereceği, uzun vadede doğrudan ve dolaylı etkileriyle beraber 40 binden fazla istihdam oluşturacak İzmir Teknoloji Üssü projesini hızla hayata geçirmeye çalışıyor. Firmalarımız özellikle AR-GE ve yüksek teknoloji yatırımları için İzmir’i tercih etmeye başladılar.
İzmir’de; odalar ve borsalar, üniversiteler, organize sanayi bölgeleri ve AR-GE zenginliği fazlasıyla mevcut. Kentimizde gelişen sanayinin yanında, üniversitelerin AR-GE birimleriyle sanayi kesimine destek verdiği ekosistem araştırmaları ileri düzeyde akıl üretmekte.
Üniversitelerin yanı sıra özel sektör AR-GE birimlerinin akıl hizmeti verdiği İzmir kent sanayisi de buna bağlı olarak, yerinde yatırım, koruyucu yatırım, çevresel yatırımlarla ekonomik olarak büyümesini sağlayabilmektedir. Bu konuda gerek merkezi yönetimin, gerekse yerel yönetimin hem araştırma camiasına, hem de sanayi camiasına verdiği destek, İzmir’de ekosistemin yerinde incelemesine bağlı olarak gelişmesini de beraberinde getirmektedir.
Bu da gösteriyor ki sanayileşme sadece yatırım yapılarak elde edilebilen, tek başına bir kentin gelişimi değildir.
Sanayileşme ile birlikte o şehirdeki bütün canlıların var olmasının, var olduğu alanların korunması, birlikte yaşamak ve birlikte gelişmek, birlikte ekonomik olarak güç olabilmektir.
Günümüzde teknolojiler daha hızlı ortaya çıkmaya ve daha hızlı gelişmeye başladı. Son dönemde 3D (üç boyutlu) yazıcılar, yapay zekâ, robotik, blockchain (blok zinciri), biyoteknoloji, nanoteknoloji gibi teknolojiler, özel sektör için yenilik ve fırsat dalgaları oluşturuyor ve rekabet için bir zorunluluk haline geldiler. Bu teknolojilere ülke olarak daha hızlı uyum sağlamalıyız. İzmir’in mevcut altyapısı ve insan kaynağıyla bu değişimin öncülüğünü yapmaya hazır olduğunu gösteriyor.
İzmir’deki ekosistem odaklı araştırmaların, ortak bilimsel akıl, sonuçların ve uygulamaların, sanayisi gelişmekte olan bütün illerimizde de olması dileğiyle…