OSB’lere Haksız BSMV Uygulaması

Banka ve sigorta muameleleri vergisinin (BSMV) dayanağı, 6802 sayılı Gider Vergileri Kanunudur (GVK).  BSMV’ye ilişkin hükümler, 6802 sayılı Kanunun 28 inci ve 33 üncü maddeleri arasında düzenlenmiştir.

Kanunun 28 inci maddesinde, “Banka ve sigorta şirketlerinin 10/6/1985 tarihli ve 3226 sayılı Finansal Kiralama Kanununa göre yaptıkları işlemler hariç olmak üzere, her ne şekilde olursa olsun yapmış oldukları bütün muameleler dolayısıyla kendi lehlerine her ne nam ile olursa olsun nakden veya hesaben aldıkları paralar banka ve sigorta muameleleri vergisine tabidir.” düzenlemesi yer almaktadır. Bu hükme göre, BSMV’nin konusu, banka ve sigorta şirketlerinin yapmış oldukları bütün muameleler dolayısıyla kendi lehlerine her ne nam ile olursa olsun nakden veya hesaben aldıkları paralardır. Bu açıklamalardan anlaşılacağı üzere, BSMV’de vergiyi doğuran olayın meydana gelmesi için bir muamele yapılması ve bu muamele sonucunda lehe para kalması şartlarının birlikte gerçekleşmesi gerekmektedir. Örneğin, OSB’ye kredi kullandıran veya teminat mektubu düzenleyen bankanın, nakden veya hesaben almış olduğu kredi faizi ve teminat komisyonu ücreti verginin konusudur. Eğer sağlanan yararın bir maliyeti varsa, bu maliyet yarardan mahsup edilecek ve kalan tutar BSMV’nin konusu olacaktır.   

Aynı Kanunun mükellefi düzenleyen 30 uncu maddesi, “Banka ve sigorta muameleleri vergisini banka ve bankerlerle sigorta şirketleri öder. Sigorta aracıları tarafından yapılan sigorta işlemlerinde de verginin mükellefi sigorta şirketleridir.” şeklindedir. Bu maddede, BSMV’nin mükellefinin banka ve sigorta şirketleri olduğu ve işlem yaparak elde ettikleri yararın/meblağın vergisini ödeyecekleri açıklanmıştır. Ayrıca, Gider Vergileri Genel Tebliği’nde de (Seri No: 89); söz konusu Kanunun mükellefi belirleyen 30 uncu maddesine göre, BSMV’yi banka ve sigorta şirketlerinin ödeyeceği belirtilmiştir.

Nitekim, İzmir Vergi Dairesi Başkanlığı tarafından verilen bir özelgede[1], “Öte yandan, 4562 sayılı Kanunun 21 inci maddesinde; ‘OSB tüzel kişiliği, bu Kanunun uygulanması ile ilgili işlemlerde her türlü vergi, resim ve harçtan muaftır.’ hükmü bulunmaktadır. Bu düzenleme ile Organize Sanayi Bölgesi tüzel kişiliğine tanınan muafiyet, vergi, resim ve harç mükellefiyeti doğrudan doğruya bu tüzel kişiliğe terettüp eden mükellefiyetle ilgilidir. Daha açık bir ifade ile Organize Sanayi Bölgelerinin verginin mükellefi olması halinde söz konusu muafiyetin uygulanma imkânı bulunmaktadır.” şeklinde belirtilen görüşte; OSB’lerin BSMV mükellefi olmadığı ve olsaydı bu durumda da muafiyetten yararlanacağı açıklanmıştır.

Öte yandan 4562 sayılı Organize Sanayi Bölgeleri Kanununun (OSBK) 12’nci maddesinde OSB gelirleri sayılmış, 14 üncü maddesinde OSB’lerin kredi kullanabileceği hükme bağlanmıştır. Kanunun 14 üncü maddesinde belirtilen OSB gelirleri ve bu gelirlerle doğrudan veya dolaylı bağlantılı olan bankacılık işlemleri, OSBK’nın uygulanmasıyla ilgili işlemlerdendir. Dolayısıyla bu işlemlerden BSMV kapsamına giren var ise OSBK’nın 21 inci maddesine göre her türlü vergi, resim ve harçtan, yani BSMV’den muaf kabul edilmesi gerektiği açıktır.

Bu görüşe, Bankalar Birliği’nin bir yayınında[2] yer verilen; “4562 sayılı Organize Sanayi Bölgeleri Kanununun 21 inci maddesine göre; Organize Sanayi Bölgeleri tüzel kişiliği, bu kanunun uygulaması ile ilgili işlemlerinde her türlü vergi, resim ve harçtan ve dolayısıyla BSMV’den muaftır.” şeklindeki görüşünü de eklemek gerekir.

Bir OSB’nin kullandığı kredi nedeniyle ödediği faiz üzerinden banka tarafından kesinti yoluyla tahsil edilerek beyan edilen ve ödenen BSMV’nin hesaplanacak tecil faiziyle birlikte iade edilmesi istemiyle vergi idaresi aleyhine açılan davada, mahkemece özetle; 4562 sayılı Kanunun, 3 üncü maddesinin (b) bendinde yapılan organize sanayi bölgelerinin tanımına yer verildikten sonra, Kanunun 14 üncü maddesinin dördüncü fıkrasında, organize sanayi bölgelerinin ihtiyaç duyulması halinde başka iç kaynaklar ile dış kaynaklardan kredi kullanabileceklerinin öngörüldüğü, 21 inci maddesinin birinci fıkrasında ise, organize sanayi bölgeleri tüzel kişiliğinin, bu kanunun uygulanması ile ilgili işlemlerde her türlü vergi, resim ve harçtan muaf olduğunun hükme bağlandığı, 4562 sayılı Kanunun 21 inci maddesinin yukarıda yer verilen birinci fıkrası hükmünde öngörülen muafiyet karşısında, davacıdan tahsil edilen verginin iadesi edilmesi gerektiği gerekçesiyle ödenen verginin davalı idareden alınarak davacıya OSB’ye verilmesine karar verilmiştir. Bu kararın davalı idare tarafından temyizi üzerine, Danıştay temyiz talebinin reddiyle kararı onamıştır.

BSMV’nin konusunun bankaların her ne şekilde olursa olsun yapmış oldukları işlemler dolayısıyla kendi lehlerine her ne nam ile olursa olsun nakden veya hesaben aldıkları paralar olması ve bu verginin mükellefinin bankalar olması, ayrıca, BSMV’nin bir işlem vergisi olarak 4562 sayılı Kanunun 21 inci maddesi kapsamında olması sebepleriyle bankalar tarafından OSB’lere BSMV yansıtılması ve tahsil edilmesi hukuken mümkün değildir.

Hukuki durum yukarıda açıklandığı gibi olmakla birlikte, bazı OSB’lerin gelir idaresine ödenmemiş olan BSMV kesintilerinin iadesi ve bundan böyle BSMV kesintisi yapılmaması yönünde yapmış oldukları başvurulara bankalarca verilen cevabi yazılarından bankaların, mükellefi oldukları BSMV’yi OSB’lere yansıtmaya devam edecekleri anlaşılmaktadır. Bu durumda, OSB’lerin ilgili olduğu Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, temsilcisi OSBÜK ve OSBDER’in Gelir İdaresi Başkanlığı nezdinde girişimlerde bulunarak bankaların, mevzuata aykırı ve hakız şeklide OSB’lere BSMV yansıtılması uygulamasına son verilmesi sağlanmalıdır.  

İzmir Vergi Dairesi Başkanlığı Mükellef Hizmetleri KDV ve Diğer Vergiler Grup Müdürlüğü, 02/03/2012 tarihli ve B.07.1.GİB.4.35.17.01-35-02-273 sayılı özelgesi. (Bu olayda banka ve sigorta muameleleri vergisinin mükellefi kredi kullandırma işlemini yapan bankalardır. Bankaların kredi işlemlerinin söz konusu muafiyet kapsamında değerlendirilmesi mümkün bulunmamaktadır. Buna göre, söz konusu kredi işlemleri dolayısıyla bankalar tarafından lehe alınan paraların banka ve sigorta muameleleri vergisine tabi tutulması gerekmektedir şeklinde görüş bildirilmiştir.