
Tekstil sanayisinin başlangıcına bakıldığında Selçuklu ve Osmanlı dönemlerine kadar uzandığı görülmektedir. 16 ve 17. yüzyıllarında geniş ve ileri seviyede üretimin yapılması rekabet gücünün artırsa da makineleşme ve Sanayi Devrimi’ni kaçırmak rekabet ve üretimi sıkıntıya uğratmıştır. 1930’lu dönemlerde ülkenin ilk kurulan sanayi dalı olan tekstilin ham maddesi olan pamuk, Türkiye’de yetiştirilmesi yüksek olmasıyla bu alana büyük atılımların yapılmasına yol açmıştır. Gelişen teknolojiler ve ulaşım kolaylıkları neticesinde kitle üretimine dönüşerek fabrikalaşan tekstil sektörü gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler için vazgeçilemez sanayi kolları arasında yer almaktadır.
Tarihsel Bakış
18. yüzyılda başlayan Sanayi Devrimi ile büyük atılımlarını gerçekleştiren tekstil, dönemin şartları ve teknolojik yenilikleri doğrultusunda Batı endüstrilerinin ana faaliyet alanları olmayı başarmıştır. Dünyada yaşanan çoğu sanayi dönemlerini kaçıran Türkiye, uzun zaman boyunca tekstil üretiminde bulunsa da kitleleşme ve makineleşme atılımı gösteremediği için rekabet gücünü kaybetmiştir. Günümüzdeki az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler tekstil ihracatında önemli bir rol oynamaktayken gelişmiş ülkeler ise ithalatçı konumunda yer almaktadır. İhracat rakamlarında genellikle büyüme kaydeden Türkiye, 1980 sonrası ihracat odaklı büyüme politikalarıyla uygulanan teşviklerle ekonomiye katkı sağlamıştır.
Devlet Teşviklerinin Katkısı
İlk teşvik uygulamalarında ülke sermayesinin yetersiz bulunması teşvik politikalarının oluşmasında belirleyici etken olmuştur. 2. Dünya Savaşı sonrasında yaşanan ekonomi politikalarının değişmesi teşvik politikalarının da değişmesine neden olmuş ve yabancı sermayenin teşviki ön plana çıkmıştır. Serbest piyasa anlayışının yaygınlaştırıldığı 24 Ocak Kararları ile sanayiciyi ihracata yönlendirme sağlanırken tekstil, otomotiv ve demir-çelik sektörlerine öncelik tanınmıştır. Sonrasında yaşanan gelişmelerin temeli uluslararası kuruluşlarla kurulan ilişkilere dayanmaktadır. Dünya Ticaret Örgütü (World Trade Organization – WTO) üyeliği, Avrupa Birliği ile imzalanan Gümrük Birliği Antlaşması doğrultusunda uygulamalarda değişikler yaşanmıştır. Bugün yürürlükte olmayı sürdüren teşvik paketinin amacı ise katma değeri yüksek sektörlerin üretimini artırmasıdır. Bölgesel teşvik uygulamalarını en gelişmiş ve az gelişmiş olmak üzere 6 bölgeye ayıran pakette İstanbul, Aydın, Adana, Afyonkarahisar Bayburt ve Adıyaman gibi şehirler yer almakta ve yatırıma açık oldukları Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından yayımlanmaktadır.
Coğrafi Konum Avantajı
Türkiye coğrafi yapısı ve konumu gereği tekstil için gerekli ham maddeleri açısından zenginlik taşımaktadır. Konum itibariyle lojistik maliyetlerinin düşük olması da hem yerli hem de yabancı sermeye için tercih sebebi olmaktadır. Tekstil ve alt gruplarının dış ticaret hacminde yarattığı ivme ve fayda sektörü Türkiye ihracatında itici güç olarak görülen sektörler arasına taşımaktadır. İhracatta önemli konuma sahip olan Türkiye, üretimde kullanılan makineler ve kimyasal maddeler açısından dışa bağımlılığını sürdürmektedir. Pamuk üretimi alanındaki yüksek artışlar neticesinde maliyetlerinin karşılanamaması üretimde önemli bir azalış yaşanmış ve zaman içerisinde dışa bağımlı hale gelinmiştir. Dünya geneline bakıldığında önemli rakipler arasında yer alan Çin, Hindistan ve Pakistan pamuk üretimlerini gerçekleştirmektedir. Alt grup maddeleri arasında yer alan suni ve sentetik elyaf üretiminde de üretim kapasitesinde azalma yaşanmaktadır. İplik, dokuma, örme, boya ve baskı işlemlerini kapsayan sektör, teknik tekstil ürünler, ev tekstili gibi çeşitli grupları da faaliyet alanına girmiştir.
Dış Ticaret Verileri
Tekstil sektörüne dünya genelinde bakacak olursak 2021 yılı verilerine göre pazardan en büyük payı yüzde 35 ile Çin alırken peşinden yüzde 6,9 ile Hindistan, yüzde 5,3 ile Amerika Birleşik Devletleri (ABD), yüzde 4,2 ile de Türkiye gelmektedir. İthalatta ön plana çıkan ülkelerin sıralamasında farklılıklar görünmekte; yüzde 11,4 ile ABD ilk sırada yer alırken Türkiye yüzde 2,9 ile 7. sırada yer aldı.

2022 Aralık ayında açıklanan son verilere göre tekstil ve ham madde sektörü yüzde 17,3 oranıyla düşüş yaşadı ve 991 milyon dolar değerinde ihracat gerçekleştirdi. Türkiye’nin genel ihracatını yüzde 3,1 oranında artırmasıyla 22,9 milyar dolara erişildi. Yine aynı dönemde sanayi ürünleri ihracatında yüzde 4,2 oranında düşüş yaşandı. Geride bırakılan yıla genel bir istatistik üzerinden bakılacak olursa; ihracat en yüksek seviyesine şubat, nisan ve haziran aylarında gerçekleşirken, en düşük seviyesine ise ekim, kasım ve aralık aylarında yaşadı.

Türkiye, tekstil alanında yurtdışına özellikle de Avrupa ülkelerine çok fazla ihracat gerçekleştirmektedir. İstanbul Tekstil ve Konfeksiyon İhracatçı Birlikleri (İTKİB) Genel Sekreterliği tarafından yayınlanan ihracat verilerinden derlenen bilgilere göre, 2022 yılında en fazla tekstil ve ham madde ihracatı Avrupa Birliği’nde (AB) bulunan 27 ülkeye yapılmıştır. Geçen yıla oranla yüzde 5 oranında düşüş yaşayan sektör 5,6 milyar dolar değeriyle sezonu kapattı. AB’den sonra en fazla ihracat yüzde 7 oranıyla Afrika ülkeleriyle yaşandı. Ortadoğu ülkelerine gerçekleştirilen ihracat önceki seneye oranla yüzde 14,3 değişim ile payını yüzde 8’e yükselti. Ele alınan veriler doğrultusunda ocak-aralık dönemlerinde yüzde 0,6 değişimle 12,9 milyar dolar değerinde ihracatın yapıldığı görülmektedir.

Tekstil İhtisas OSB’ler
Ülke ekonomisine yüksek katma değer katan üretimlerin artması için iyileştirilen yatırım teşvik uygulamaları neticesinde artırılmaya çalışılan AR-GE ve tasarım merkezleri sayesinde tekstil sektörü önemli itici güçler arasında yer almaktadır. Organize sanayi bölgelerinde (OSB) ağır sanayi, demir-çelik veya deri gibi sektörlerin ihtisaslaşması çok daha fazla olsa da tekstil alanında ihtisaslaşan bazı OSB’lerde bulunmaktadır. Bunlar; Bolu Karma ve Tekstil İhtisas OSB, TOSAB Bursa Tekstil Boyahaneleri İhtisas OSB, Diyarbakır Tekstil OSB ve Kahramanmaraş Tekstil OSB. Aynı zamanda karma şekilde faaliyet gösteren OSB’ler içerisinde de çok fazla tekstil firması üretim halinde ekonomiye fayda sağlamaktadır. Tekstil sektörü içerisinde birden çok dala ayrılan alt gruplar bulunmaktadır. Bu alanlarda ürün çıkaran firmalar, birlikler ve kuruluşlar da tekstil ihracatında önemli konumda yer alıyor. Ham madde açısından bereketli coğrafyaya sahip Türkiye, üretim ve dağıtım konusunda şüphesiz nitelikli ülkelerden birisi olarak gelişmelerini sürdürüyor. Dış ticaret alanlarındaki projelerine ek olarak çevre dostu üretim için arıtma gibi gerekli tesislerin kurulması da her geçen gün artmaktadır. Özel girişimlerin yanı sıra devlet destekleri de sektörün büyümesini sağlamıştır. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ve Ticaret Bakanlığı’nın yakinen ilgili olduğu sektör, destekler konusunda büyük gelişmeler yaşamıştır. Ticaret Bakanlığınca, Tasarım ve Ürün Geliştirme Desteği ile toplam 1,4 milyon dolar değerinde destek sağlanmaktadır.