Kredi Daralmasında Domino Etkisi Sürüyor: Başta KOBİ olmak üzere birçok sektörde finansmana erişim sıkıntısı devam ediyor. İş dünyası ve sanayiciler kredi musluklarının yavaşça açılması gerektiğini belirterek, kredi daralması sıkıntısının uzun vadede hem ihracatta hem üretimde ciddi anlamda düşüş yaşanacağı ifade etti.
Geçtiğimiz yıl Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) aldığı karar doğrultusunda KOBİ dışı işletmelerin kredi taleplerine yönelik sıkılaşmaya gidilmesi adeta zincirleme etki yaratarak diğer sektörleri etkilemeye başladı. Yaklaşık bir yıldır devam eden finansmanla ilgili sıkıntılar yeni dönem Merkez Bankası’nın (MB) sıkılaştırma politikasıyla beraber ciddi anlamda sıkıntıya girdi.
KOBİ Sorununa Çözüm Şart
Ostim Sanayici ve İş İnsanları Derneği (OSİAD) Başkanı Süleyman Ekinci, Sanayi Gazetesi’nde yaşanan kredi daralmaları ile ilgili açıklamalarda bulundu. KOBİ’lerde yaşanan kredi musluklarının kısılmasının zincirleme etki yarattığını ifade eden Ekinci, finansal açıdan rahatlama yaşamadan KOBİ’lerin ve sanayicilerin rahatlamasının mümkün olmadığını dile getirdi. Ekinci, Orta büyüklükteki işletmeler’in (OBİ) hali hazırda finansman desteği alarak KOBİ’leri desteklediğini aktararak, “başta tedarikçiler olmak üzere, üreticiler, hizmet sağlayıcıları kısacası KOBİ’lere hem finansman konusunda hem de malzeme tedarik konusunda yeterli, destek veriyorlar, OBİ’ler finansmana ulaşamayınca vadelerde daralma, açık hesapların kapatılması, malzeme satışlarının peşin ya da peşine yakın dönmesi sonucu KOBİ’lerin nakit akışlarında ciddi anlamda sıkıntıya neden oldu. KOBİ’leri finansal açıdan rahatlatmadan KOBİ’lerin rahatlaması mümkün değil. KOBİ’ler ve OBİ’ler tedarik zincirinin birer halkasıdır dolayısı ile birbirinde bağımsız düşünülemez” ifadelerine yer verdi.
Piyasalarda Düşüş Etkisi
28 Mayıs seçimlerinin ardından rasyonel ekonomi politikalarına dönüş sürecinde kredi daralmasına gidilerek, iç talebin ve enflasyonun dengeleneceği belirtilmişti. İç piyasada ticari işlemlerin yüzde 70’e yakının vadeli piyasalarda gerçekleştiğinin altını çizen Ekinci, bu durum uzun vadede hem ihracatta hem üretimde ciddi anlamda düşüş yaşanacağını vurguladı. Ekinci, “Sanayicilerin çok fazla birikmiş öz sermayesi olmadığı için, öz sermayeleri kadar iş yapacakları ön görülebilir. Sonuç olarak, daralan piyasada üretim düşer, ihracat düşer, istihdam düşer, işsizlik artar” ifadelerine yer verdi.
Yeni Çözüm Önerileri
Ekinci, kredi temin edemeyen işletmelerin risklerinin arttığına dikkat çekerek, Orta ve büyük ölçekli işletmelere (KOBİ) geçen yılın ağustos ayından beri bankaların para vermediğini, bu durumun sanayi işletmelerinin yanısıra, malzeme satıcıları, tedarikçiler, hizmet sağlayıcılar ile birlikte düşünüldüğünde çarpan etkisi nedeniyle geniş bir kesimi olumsuz etkilediğini vurguladı. Ekinci yaşanan bu daralmaların önüne geçilmesindeki en önemli adımlardan bir tanesinin kredi musluklarının kademeli olarak açılması gerektiğini belirterek, bu kararlarda sektör temsilcilerinin görüşlerinin dikkate alınması gerektiğini dile getirdi. Ekinci, “Başta özel bankalar olmak kaydıyla, finans kuruluşlarının yavaş yavaş kredi musluklarını, sürdürülebilir bir ölçüde açmalarını bekliyoruz. Bu kararlar alınırken reel sektör temsilcilerinin görüşlerinin alınması gerekir. Bunun sonucudur ki şu anda piyasada vadeli çeklerde erteleme veya çeklerin bankadan geri alınması talepleri gelmeye başlamıştır. Enflasyonik ortamda sermayesini koruyamayan KOBİ’ler her geçen gün sattıkları ürünü yerine koyarken zorlanacak dolayısı ile ek finansmana ihtiyaç duyacaktır. Konunun bu çerçevede değerlendirilmesi buna göre çözüm önerilerinin bulunması beklentimizdir” dedi.
Sanayiciler Çıkmaza Girdi
Geçtiğimiz 6 ay içerisinde krediye başvuran sanayicilerin finansman erişiminde ciddi sıkıntılar yaşadığını belirten Doğu Marmara Makine İhtisas OSB Yönetim Kurulu Başkanı Turgay Çelik, kredi alan sanayicilerin de yüksek faiz karşısında belinin büküldüğünü belirtti. Çelik, “Son 5 – 6 aydır krediye ulaşamayan sanayicilerin sayısında artış yaşandı. Kredi alan sanayiciler ise talep ettiği miktarın çok altında finans alabiliyor. Talep edilen rakam ile elde edilen rakamın arasında açık ara fark var. Bankalar yüksek meblağlı kredileri vermek istemiyorlar. Merkez Bankası olsun özel ve devlet bankaları olsun kredi ile ilgili alınan tutumun Türk lirasının değer kaybından kaynaklı olduğu duyumlarını alıyoruz” şeklinde konuştu. Çelik, yaşanan kredi daralmasındaki en temel çözümün finansal istikrarın sağlanması gerektiğini belirterek, “Seçim zamanlarında sektörlerde durgunluğunu olmasını normal karşılıyoruz. Ancak seçimlerin ardından sağlanan güven ve istikrar ortamı hem sanayicilerin hem de diğer sektörlerin rahat bir nefes alması açısından çok önemli” açıklamalarında bulundu.
10 İşletmeden 8’i Krediye Erişemiyor
Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu’nun (TÜRKONFED) yılın her çeyreğinde üye olan iş insanlarıyla birlikte yaptığı “Finansmana Erişim Anketi’nde ikinci çeyrek raporuna göre, krediye erişimde sorun yaşayan iş insanlarının oranı yüzde 82 olurken, krediye erişim oranının değişmediğini söyleyenlerin oranı yüzde 22’den 18’e geriledi. Her 10 işletmeden 8’i ikinci çeyrekte krediye erişemediğini belirtirken, vade yapısının da kısaldığı ifade edildi. İlk çeyrekte 1-12 ay vade yapısına sahip firmaların oranı yüzde 55 iken bu oran ikinci çeyrekte yüzde 70,6 oldu. Kredilere erişimin zorlaşması ile birlikte vadelerin de kısalması işletmelerin finansal risklerinin daha da artması ihtimalini ortaya çıkardı. Ekonominin ana yakıtının finansman olduğunu söyleyen TÜRKONFED Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Sönmez, “İşletmelerin krediye erişiminin zorlaştığı ve bankaların kredi verme şartlarının ağırlaştığı bir finansman krizi ile karşı karşıyayız. İyileştirici adımlar ile finansmana erişimde istikrar bekliyoruz. Krediler üzerindeki baskı hafifletilmeli, finansmana erişimde zorlaştırıcı unsurlar ortadan kaldırıldığı gibi kolaylaştırıcı uygulamalar hızla hayata geçirilmeli, kamu teşvik ve desteklerinde etki analizi doğru yapılmalı, merkezde alınan kararların KGF örneğinde olduğu gibi sahaya yansıması sağlanmalı; kısacası ekonominin finansman yakıtının üretim ve ihracatın tüm kılcallarına dağılması sağlanmalıdır” dedi.
Öz Kaynak Kullanımı Arttı
Öte yandan kendi kaynakları ve geliri ile işletme sermayesini finanse edenlerin sayısı artarken, tedarikçilerden vadeli satın alma ve müşteri avansları gibi organize olmayan kurum ve kişilerden alınan finansmanda azalma yaşandı. Finans kurumları ile kredi süreçlerinde sorun yaşadığını belirtenlerin oranı yılın ilk çeyreğinde yüzde 85 iken ikinci çeyrekte yüzde 95’e yükseldi. Yeni kredi limiti alamadığını söyleyen iş insanlarının oranı yüzde 86’lık artışla yüzde 15’ten yüzde 28’e çıkarken, kredi limiti artış yetersizliğini ifade edenlerin oranı yüzde 21, şartların zorlaştırıldığını belirtenlerin oranı da yüzde 46 oldu. Yılın ilk çeyreğinde yüzde 15 olan bankalardan kredi alma süreçlerinde sorun yaşamayanların oranı, ikinci çeyrekte yüzde 5’e kadar düştü.
Sadeleştirilme Şart
Türkiye odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, iş dünyasının öngörülebilirlik istediğini ve geleceğe dair yol haritası beklediğini işaret ederek, özellikle KOBİ alanında yaşanan daralmanın ülkede bütün sektörlere zincirleme etki yapacağını ifade etti. Hisarcıklıoğlu, “Özellikle KOBİ kredilerinde yaşanan daralma, zincirleme etkiyle ülkenin ve sektörlerin tamamına olumsuz yansıyor. Buna dikkat edilmesi gerekiyor. Türkiye’nin önceliği mevcut üretim kapasitesini korumak olmalı. Ticari krediler aniden ve çok sert bir şekilde kesilmemeli. Reel sektörün finansmana erişim taleplerine toptancı bir şekilde olumsuz bakılmamalı. Kredilere erişimde sadeleştirilmeye gidilmesi gerekiyor” ifadelerine yer verdi.