Sanayinin Merkez Üssü Göç Ediyor: Marmara Bölgesi’nde olması beklenen deprem nedeniyle sanayi camiası üretim bölgelerini korumak istiyor. Çözüm ise sanayiyi Anadolu’nun farklı kentlerine taşınmakta görülüyor. Peki bu ne kadar mümkün?
Marmara Bölgesi, deprem tehlikesi altında olan Türkiye’nin en önemli sanayi merkezlerinden biri olarak biliniyor. Son bilimsel araştırmalar, bu bölgede yaklaşan büyük bir depremin kaçınılmaz olduğunu gösteriyor ve bu durum, sanayinin deprem riski daha az olan bölgelere taşınması gerekliliğini ortaya çıkarıyor. Türkiye’nin dış ticaretinin yüzde 48,7’si, vergi gelirlerinin yüzde 48,2’sini karşılayan ve yabancı sermayeli şirketlerin yüzde 62’sini barındıran İstanbul’da beklenen deprem gerçekleşirse, uzmanlar sonuçların tüm ülke ekonomisi için oldukça yıkıcı olabileceğini ifade ediyor. Depremin ardında bırakacağı ekonomik enkazdan kurtuluş yolu olarak görülen göç ise beraberinde hem sosyal hem de fizibilite alanında büyük bir planın yapılması gerekliliğini ortaya çıkarıyor.
Deprem Kapıya Dayandı
İstanbul, Bursa, Kocaeli ve çevresi, otomotiv, kimya, tekstil ve daha birçok sektörde önemli üretim tesislerine ev sahipliği yapıyor. Ancak sadece İstanbul’daki sanayi ve üretim alanlarının yüzde 60’ı depremin beklendiği bölgede bulunuyor. Deprem bilimcileri de Marmara Fay Hattı’ndaki gerilimin giderek arttığını belirtiyor. Yaklaşık 7,6 şiddetinde bir depremin gerçekleşmesi için zamanın giderek daraldığını aktaran uzmanlar, depremin her an meydana gelebileceğini ifade ediyor. Depremin meydana getireceği hasarın maddi değerinin ise 300 milyar doları aşabileceği öngörülüyor. Hal böyleyken sanayicilerde söz konusu hasardan etkilenmemek üzere Türkiye’nin çeşitli bölgelerine göç etmeyi düşünüyor. Sanayinin az bir kısmı hali hazırda deprem riski düşük olan bazı kentlere göç etmiş olsa da risk altında bulunan tüm sektör paydaşlarını kapsayacak bir planlama gerekiyor. Fakat sanayiciler ise bu noktada; iş gücü, lojistik ve arazi anlamında yaşanan ‘yetersizliklerle’ karşı karşıya kalıyor.

Çalışmalar Devam Ediyor
Bu durumun bilincinde olan İstanbul Sanayi Odası (İSO) da bir yol haritası hazırladığını duyurmuştu. İSO Başkanı Erdal Bahçıvan, Kahramanmaraş depremleri döneminde yaptığı açıklamada, “Kahramanmaraş’ta yaşadığımız afet, Kocaeli depreminden yeterince ders alınmadığının bir göstergesi. İstanbul depremi için inanın kaybedecek zamanımız yok. Diğer deprem ülkeleri afetlerle yaşamayı nasıl öğrendiyse biz de doğaya karşı koymadan onunla birlikte, afetlere dirençli kentler kurabilme kudretine sahibiz. Güçlü bir planlama, etkin mühendislik, kaliteli ve güçlü bina üreticileri, teknoloji ve en önemlisi de tüm paydaşların iş birliği ile bunu başarabileceğimize inanıyorum” ifadelerini kullanmıştı. Bahçıvan, İstanbul’da Bağcılar, Güngören, Esenler, Ümraniye ve Zeytinburnu ilçelerinde sanayi tesislerinin yaklaşık yüzde 80’inin 2000 yılı öncesine ait olduğunu dile getirmiş ve İstanbul’da gerçekleşecek bir depremin ülke geleceği adına oldukça kritik sonuçlar doğurabileceğini ifade etmişti. İSO’nun meclis gündemlerinde de sıklıkla dile getirdiği sanayi ve deprem ilişkisi adına çalışmalara devam ettiği öğrenildi.
Rota İç Anadolu’ya Çevrildi
Cumhurbaşkanlığı da ağustos ayında gerçekleştirilen Yatırım Ortamını İyileştirme Koordinasyon Kurulu (YOİKK) toplantısında konuyla ilgili önemli kararlar aldı. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın başkanlık ettiği toplantıdan çıkan kararlar sadece sanayicileri değil tüm Türkiye’nin geleceğini yakından ilgilendiriyor. Toplantıda gerçekleştirilen planlamaya göre göç etmek isteyen sanayicilere üretim ve istihdamın mihenk taşı olan OSB’lerden yer tahsis edilecek. Hali hazırda bulunan OSB’lerdeki doluluk oranını dikkate alınarak; Ankara, Niğde, Konya, Nevşehir, Aksaray ve Akdeniz Torosları’na kadar olan dağlık alanlarda yeni OSB’ler kurulması planlanıyor. Tarımsal ve çevre hassasiyetleri dikkate alınarak tahsis edilecek olan araziler, OSB’ler sayesinde gerçekleştirilecek olan planlı sanayileşme ile de çarpık dağılımın önüne geçecek. Söz konusu planlamaların hayata geçirilmesiyle Marmara Bölgesi’ndeki yatırımlar İç Anadolu’ya kaydırılacak ve nüfus dağılımı da dengelenmeye çalışılacak. Böylelikle de beklenen İstanbul depreminin yıkıcı etkileri hafifletilebilecek. İç Anadolu’nun dışında Güneydoğu Anadolu ve Doğu Anadolu gibi diğer bölgelerde refah düzeyinin artırılması ve kentin gelişmesi adına yeni OSB’ler bekliyor. Fakat bu noktada söz konusu illerin lojistik anlamda bulunan eksiklikleri sanayicileri düşündürüyor.
Üretim Depoları Demir Ağlarla Örülecek
Lojistik anlamında kentlerin geliştirilmesi adına ise devreye Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı girdi. Üretim, sanayi merkezleri ile limanlar arası bağlantıların demiryolları üzerinden sağlanması konusunda çalışacaklarını Milliyet Gazetesi’ne aktaran Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdülkadir Uraloğlu, “Bu çerçevede sanayinin Marmara Bölgesi’ndeki ağırlığını mümkün olduğunca seyrelterek, Anadolu’ya Ankara, Konya, Nevşehir, Aksaray üzerinden bir hatta yayılmasını sağlamak istiyoruz” değerlendirmesinde bulundu. Bakan Uraloğlu, konuşmasının devamında OSB’lerin kısa kısa hatlar ile ana hatlara buradan da limanlara bağlanmasını demiryolları ile sağlayacaklarını aktardı. Böylelikle de sanayici ürününü OSB içerisinden yükleyerek demiryolları ile limanlara taşıyabilecek. Lojistik anlamda dezavantajlı konumda bulunan kentler, demiryolları ile sanayicinin avantajlı şekilde üretim yapabilmesine olanak tanıyacak. Hem kentlerin ulaşım ağı genişleyecek hem de OSB’lerin sağladığı istihdam sayesinde bölge halkının refah düzeyi artacak.
İş Gücü Problemi
Sanayinin Anadolu’ya taşınabilmesi adına planlanması gereken bir diğer konu ise iş gücü oldu. İSO 500 Sanayi Kuruluşu Raporu’na göre; Marmara Bölgesi’ndeki sanayi kuruluşları hem üretim hem de istihdamda Türkiye’nin en büyük potansiyeline sahip. İstanbul (%22), Bursa (% 8,2) ve Kocaeli (%2,3) pay ile Türkiye sanayisinin yüzde %32,6’lık kısmını oluşturuyor. Aynı zamanda Türkiye’nin en büyük 100 sanayi kuruluşundan 42’sinin bulunduğu İstanbul, 5 milyonu aşkın iş gücü ile Türkiye’deki toplam işgücünün %18’ini barındırıyor. Durum böyleyken 5 milyonu aşkın çalışanın tamamı olmasa bile bir kısmının da söz konusu kentlere göç etmesi bekleniyor. Mevcut durumda bulunan iş gücü probleminin de göç sırasında daha da fazla artmasından endişe ediliyor. Elindeki çalışanlarını kaybetmek istemeyen sanayiciler ise özellikle barınma gibi temel alanlarda teşvik bekliyor. Kahramanmaraş depremlerinin ardından iş gücünü büyük oranda kaybeden bölge sanayicisinin de en büyük problemi barınma olmuş ve konteyner kentler ile bu sorun çözülmeye çalışılmıştı. İstanbul’dan taşınacak olan sanayi tesislerinde de böyle bir sorunla karşılaşılmaması adına önceden çözüm alınması bekleniyor.
Boş Parsel Yok
Sanayicilerin göç dışında da en büyük sıkıntı çektiği konular arasında yetersiz kalan sanayi alanları yer alıyor. Bunun nedeni ise Türkiye çapındaki toplam sanayi alanının sadece yüzde 0,4 oranında bulunması oldu. Söz konusu alan içerisinde birçoğu yüzde 100 doluluğa ulaşan OSB’lerde taşınmak isteyen sanayicilere doluluk nedeniyle olumlu cevap veremiyor. OSBÜK Başkan Yardımcısı ve ASO 2. ve 3. OSB Başkanı Mete Çağlayan’da bu konuya dikkat çekti. Çağlayan, “OSB olarak hali hazırda firmaların taşınma talebine cevap veremiyoruz çünkü boş bir parselimiz yok” diye konuştu. Çağlayan firmaların OSB’ler dışında bir yere yatırım yapmayı tercih etmediklerini sözlerine ekledi. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı da geçmiş dönemde söz konusu toplam sanayi alanını yüzde 1’e çıkarmayı hedeflediklerini ifade etmişti.
Yatırımlar Eskişehir’e Yönleniyor
Eskişehir’in konumu, yaşam standartları ve ulaşımını göz önüne alan sanayicilerin yoğunlukla tercih ettiği iller arasında Eskişehir’de yer alıyor. Deprem konusundaki denetimlerini titizlikle yaptıklarını söyleyen Eskişehir OSB Başkanı Nadir Küpeli, “Biz bu alandaki denetimlerimizi iyi bir şekilde yapıyoruz. Çoğu firma depreme karşı hazırlıklı. Daha önce tarım arazisine kurulan fabrikalar artık günümüzde alt yapısı taşlık zemin olacak şekilde planlanıyor” dedi. Marmara bölgesindeki sanayici yatırımlarının Eskişehir’e doğru yönlendiğini de sözlerine ekleyen Küpeli, “Eskişehir’e Marmara’dan sanayicilerin gelmesinin temel nedeni olarak depremi söylesek bile tek nedeni tabii deprem değil. Eskişehir’in sosyal aktiviteleri, yaşam kalitesinin yüksek olması, ulaşım kolaylığı gibi unsurlarda tercih edilmemizde etkili olabiliyor. Deprem etkili göçler ile İstanbul’daki sanayi yavaş yavaş Eskişehir’e doğru kaymaya başladı” açıklamalarında bulundu.