GES Treni Kaçmasın!: Son yıllarda küresel ısınma, çevre kirliliği ve iklim değişikliği çağımızın korkulu rüyası oldu… 90’lı yıllarda konuşulduğunda bu konuları oldukça hayalperest olarak değerlendirir, kulak ardı ederdik. Önemsemezdik, bu konuları açan insanları ötekileştirmek için ise “entel dantel” tabirini kullanırdık. Çevreciler bize çok fantastik gelirdi, dediklerine, çağrılarına önem vermezdik. Daha önemli dertlerimiz vardı sanırım!
Halbuki yaşamdan, sağlıktan daha önemli ne olabilirdi ki…
O dönem kulak ardı ettiğimiz şeyleri düzgün dinleyip fanteziden uzak bilimsel bir zemine oturtmayı deneseydik sanırım geç kalmış sayılmazdık.
Geç Kalmak!!!
Kültürümüzde geç kalma terimini de pek sevmeyiz. Genelde geç kaldığımız her şey için “Zararın neresinden dönsek kârdır” atasözünün ardına sığınırız… Evet bu konuda da aynı şeyi sık sık söyleyeceğiz ama bir an önce zarardan dönmek kaydıyla…
Çok uzattım sanırım geleyim konuya… Konumuz; temiz ve yenilenebilir enerji… Gazetemizde sık sık haberlerine yer verdiğimiz fakat ülkemizde kaplumbağa hızında ilerleyen sistem olan GES’ler…
Güneş Enerji Sistemi ülkemizde kullanılmaya başlandı. Özellikle son yıllarda yaşanan enerji krizi sonrası daha fazla önem kazandı. Dışa bağımlı olduğunuzda “ben küstüm oynamıyorum” diyecek ülkeler yüzünden enerji krizi yaşamak yerine elimizdekinin değerini bilip kullanmak daha mantıklı olsa gerek… Hatta Rusya- Ukrayna savaşı sırasında bunu Avrupa çok iyi anladı ama Türkiye biraz daha yavaş idrak etti…
Sanayicinin Vizyonu Daha İlerde
Türkiye sanayicileri bu konuda hızlı adımlar atmaya başlamıştı, yaşanan enerji krizi sonrası bunu daha da ileri seviyeye taşımak için var gücüyle çalıştı. Birçok üretim merkezinde OSB’de GES sistemi kuruldu, kurulmaya da devam ediyor. Birçok üretim merkezinden de GES projelerine ayırdıkları bütçeleri duyuyoruz. Aslında hummalı bir çalışma da var sektörde… Fakat devlet aygıtı yani bürokrasinin vizyonu sanayicinin çok gerisinde kaldığı için işler aşırı yavaş ilerliyor…. Türkiye sanayicilerinin vizyonu devletten oldukça ileride desem abartmış olmam…
Neden Mi?
GES kurmak isteyenleri karşılayan bürokratik engeller… GES konusunda bir dönem EPDK ile karşı karşıya kalan üreticiler uzun tartışmalar ve yaptırımlar sonucu orta yolu bulabildiler. Yaşanan bu krizler ülkemiz için hayati önem taşıyan bu proje süreçlerini fazlasıyla sekteye uğrattı. Bu süreçler her ne kadar zaman kaybı olsa da “Zararın bir yerinden dönüp karımıza odaklandık” ve Avrupa Yeşil Mutabakat metnine uyum sağlamak için elimizi biraz çabuk tutmayı başardık.
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı yeşil dönüşüm için düğmeye bastı. OSB’ler için yüzde 10 şartı getirdi. Birçok OSB yönetimi bunu az buldu ama “Başlangıç için önemli bir adım” yorumlarını da yapmayı ihmal etmediler. Bir zamanlar kulak ardı ettiğimiz küresel ısınma, iklim krizi geldi kapıya çattı. Bizlerde yeşil dönüşüm için elimizi hızlıca sıvayıp yola koyulmamız gerektiği anladık ve harekete geçtik.
Peki yeşil dönüşüm için en kolay yapılacak şey neydi? Hızlıca Güneş Enerji Sistemi’ne (GES) geçmekti…
Devlet sistemi gerekli yönetmelikleri çıkardı fakat gerekli onay hızını sağlamakta oldukça yavaş olduğu konusunda neredeyse herkes hemfikir… Sanayicilerin ve uzmanların şuan üzerinde en çok durduğu konu bu… Bürokrasinin hızlanması ve ülkemizin bu treni kaçırmasını engellemek…
Peki Bürokratik Engeller Kalkarsa Ne Olur?
Dünyanın en çok güneş alan ülkelerin başında gelen Türkiye enerjide dışa bağımlılığı sıfıra yakın hale getirir… Enerji maliyeti düşer… Hem hane halkı hem sanayicinin işine yarar… Sanayici malını daha ucuza üretir, halk ise daha ucuza alır… Sanayici daha fazla üretir ve ihracat artar, ülke kalkınır… Kısacası topyekûn bir kalkınmanın önemli adımlarından birini atmış olur…
Peki Bürokratik Engeller Aynen Böyle Kalırsa Ne Olur?
Üstte bahsettiğim her şeyin tam tersi olur… Allah korusun…
Dünyanın en az güneş alan ülkesi olan Danimarka bizden daha fazla güneş enerjisinden elektrik üretir (ki üretiyor hatta Avrupa’nın en fazla GES’ini kurmakta oldukça iddialı), biz de Allah’ın verdiği bu nimetten sadece güneşlenerek faydalanmış oluruz.
Şikayetim Var Türk Telekom…
Geçenlerde açtım televizyonu önüme Türk Telekom reklamı çıktı… Işık hızında internet… Hayalini kurduğumuz internet bu dedim ama hayaller ve hayatlar birbirinden çok farklıymış. Sanayi Tv Youtube kanalında her Çarşamba 11:00’de canlı yayında Sanayi ve Ekonomi gündemini ele alıyorum. 15mbps internetle bile kaliteli bir yayın yapmak mümkünken “ışık hızında” olduğunu iddia eden Türk Telekom internetiyle adeta işkence çekiyoruz… Reklamlarda “ışık hızında internet” iddiasında bulunan Türk Telekom Birlik Organize Sanayi Bölgesi’nde bulunan Sanayi Gazetesi ofisimizde kaplumbağa hızında bir internete maruz bırakıyor bizi… Diyecek bir söz bulamadım. Siz bulursanız yerime söylebilirsiniz, hakkım helaldir.