Çevre Borcumuzu “Türkiye Yeşil Fonu” İle Ödeyeceğiz: Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, “Türkiye Yeşil Fonu” projesi ile işletmelere yeşil finansman arzının sağlanması, yeşil dönüşüm ile yeşil teknolojilere yatırımın teşvik edilmesi ve finansal sektörün çeşitlendirilmesinin amaçlandığını belirterek, “Türkiye Yeşil Fonu adında bir girişim sermayesi yatırım fonu kuruyoruz. Fon, yeşil ve yenilikçi dönüşüm firmalarına öz kaynak finansmanı sağlayacak.” dedi.
Fonun, Sermaye Piyasası Kurulu mevzuatına tabi olacağı bilgisini veren Şimşek, Dünya Bankası kredisinin fon için de kaynak oluşturacağını dile getirdi. Şimşek, “Dünya Bankası’ndan sağlanan 155 milyon dolarlık kredinin kaldıraç etkisiyle ilerleyen dönemde, fona diğer yatırımcıların da kaynak sağlaması ve fonun büyüklüğünün artırılması hedefleniyor” açıklamalarında bulundu.
Yatırım Teşviki Riski Azaltıyor
Dünya Bankası tarafından yeşil teknoloji ile yeşil OSB olacak firmalara verilmesi onaylanan 155 milyon dolarlık kredilerin sektördeki riskleri azaltacağına vurgu yapan Bursa OSB Bölge Müdürü Osman Yıldırım, “Dünya Bankası tarafından onaylanan Yeşil Fon, özellikle yeşil ve yenilikçi dönüşüm isteyen firmalarımıza öz kaynak finansmanı sağlayacak olup katılımcılarımızın doğal kaynakların verimli kullanılması ve bu konudaki risklerin azaltılması, karbon ve su ayak izinin azaltılması gibi çevresel faydalar sağlanmasının yanı sıra işletme maliyetlerinin düşürülmesi vb. ekonomik faydalar da sağlayacaktır” ifadelerine yer verdi.
Sürdürülebilir Teşvik Yatırımları
Yatırım teşvikleri ile sürdürülebilir ve temiz bir yaşama geçişin önem kazandığını ifade eden Yıldırım, “Sürdürülebilirliğin her alanda önem kazandığı günümüzde Yeşil teknolojilere yatırımın teşvik edilmesi katılımcılarımızın faaliyetlerinin sosyal, ekonomik ve çevresel çıkarların gözetilerek gerçekleştirilmesi sürdürülebilir büyüme fırsatlarının değerlendirilmesini sağlayacaktır” açıklamalarında bulundu.
Geç Olmasın Güç Olmasın
Yatırım maliyetlerinin yüksek olması sanayici ve sanayi bölgesi açısından finansman krizinin yaşanmasına neden olduğunu aktaran Kütahya OSB Bölge Müdürü Tunahan Ergin, “Mevcut koşullarda imar yatırım maliyetlerinin yüksekliğinden dolayı finansman temini zorlaşabiliyor. Belli dönemlerde Dünya Bankası destekli programların hem OSB’ler hem de bizler için çok avantajlı. Türkiye Yeşil Fonu kurulması en çok sanayici ve sanayi alanında yapılacak yatırımlar için güzel bir teşvik. Bizlerde şu an bir arıtma tesisi ve GES projesi kapsamında Dünya Bankası’ndan bir kredi kullanıyoruz. Biraz geç kalınmış bir adım fakat bundan sonrası için çok fayda vereceğine inanıyorum” dedi.
Yenilikçi Buluşlar Geliştirilmeli
Yeşil teknolojiye geçiş sürecini olumlu bulduğunu ve bu alanda sağlanan kredi desteklerinin önemli olduğunu aktaran Yıldırım, “Yeşil teknolojinin başlıca amaçlarında küresel ısınmayı kontrol etmek, sera gazı salınımlarını azaltmak ve canlıların sağlığına daha az zarar verecek şekilde doğal kaynakları etkilemeyen yenilikçi buluşlar geliştirmektir. Genel olarak, yeşil teknolojinin gerekliliği, çevreye yönelik risklerin azaltılması ve doğal kaynakların korunması ile ilgilidir. Aynı zamanda yeşil teknoloji, diğer yenilenemeyen kaynakların tamamen tükenmesini önlemek için temiz, yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanılmasını sağlar” şeklinde konuştu.
İhale Sürecinde Esneklik Olmalı
Dünya Bankası’nın sağladığı kredi desteği üzerinde titizlikle çalışıldığını ifade eden Ergin, “Dünya Bankası’nda bu süreç biraz daha titiz ilerliyor. Bizim alışık olduğumuz sistemler gibi değil. Daha farklı detaylı bir çalışma olduğu için Türkiye Yeşil Fonu kurulmasına biraz geç kalındığını düşünüyorum. Fakat bu asla bir eksiklik değil bundan sonraki süreç için yatırım ihaleleri alanında bir hızlanma yapılabilir. Açıkçası yatırım teşviki onaylandıktan sonra ihale sürecinin uzaması bizler için bir dezavantaj oluyor. Nereden baksanız bir işin ihaleye çıkıp yapım sürecine başlanılması bir buçuk yılı bulabiliyor. Kurulacak fon ile birlikte ihale sürecindeki değerlendirmelerde biraz esneklik sağlanması gerekiyor diye düşünüyorum” ifadelerine yer verdi.
Yeşil Dönüşümün Anahtarı Dijitalleşme
Yeşil üretimin imalat endüstrisinde toplumun sürdürülebilir kalkınmasının yanında ekonomi modeli geliştirilmesinde de önemli bir rol oynadığını aktaran Osman Yıldırım, “Yeşil teknolojili üretim ile ömrünü tamamlamış ürünlerin geri kazandırılması ve yeniden kullanılması sağlanacak. Bu sayede yeşil verimlilik artacak, atıkların azalacak ve ekonomiye büyük ölçüde katkı sağlanacak. Aslında yeşil dönüşümün anahtarı dijital dönüşümdür demek yerinde olacaktır.Yeşil teknolojilere geçişte sağlanacak yeşil fon, en çokta ihracat yapan firmalarımıza uluslararası alanda rekabet gücünü artırıp büyük bir destek sağlayacaktır” görüşlerine yer verdi.
Tasarruf Ve Rekabet Avantajı
Yeşil teknolojiye geçişin maliyetinin başlangıçta oldukça yüksek olduğuna vurgu yapan Yıldırım, “Yeşil teknolojiye geçiş ilk başta maliyetli gözükse de uzun vadede önemli oranda tasarruf ve rekabet avantajı sağlamaktadır. Tasarruf ve rekabet avantajı sunmasının temel nedenleri ise yeşil teknolojinin enerji ve kaynakları daha verimli kullanması ve yeni yetenekler sağlamak üzere tasarlanmış olmasıdır. Örnek vermek gerekirse; Güneş panelleri sayesinde firmalar kendi elektriklerini üreterek ekonomik anlamda ciddi tasarruf elde edebilmekte ve çevre kirliliğini büyük oranda azaltmaktadır” dedi.
İhracata Finansman Desteği
Yeşil teknolojiye geçiş ile artacak olan üretim, rekabet ve istihdamın önemine değinen Kütahya OSB Müdürü Tunahan Ergin, “Şu anda birçok alanda özellikle tekstil, porselen, seramik ve cam gibi alanlarda Avrupa’ya yaptığımız ihracatta karşı taraf birçok konuda özellikle çevre ve iş sağlığı konusunda zaten birçok standart getiriyor. Dolayısıyla ihracat yapmak isteyen firmalar zaten bunları uygulamak zorundalar ve buna da çabalıyorlar. Şu anda yürürlüğe konulacak olan bu programın şöyle bir artısı olur; Bunu şu anki durumda firmalarımız kendi öz kaynaklarıyla sağlamak zorundalar veya kendi bulacakları bir finansman kaynağıyla bunu yapmak zorundalar. Ama böyle bir fon oluşturulmuşsa ve kredi kolaylaştırılırsa en azından firmalarımız bunu yaparken daha rahat hareket ederler. Artık birçok firmamız için bu dönüşüm bir zorunluluk haline geldi. Sanayi alanında yatırım yapmak isteyen firma ve sanayicilere büyük oranda avantaj sağlayacaktır” açıklamalarında bulundu.
Firma Öz Eleştirisini Yapmalı
Yenilenebilir enerji alanında yeşil dönüşüme geçişin büyük oranda önemi olduğunu ifade eden Yıldırım, “Artan enerji ihtiyacı ve temiz enerji kullanımına yönelik talepler karşısında günümüzde enerji sektörünün birincil odak noktası sanayide temiz enerji kapasitesinin artırılabilmesi için yenilenebilir enerji kullanımının arttırmak gerekiyor. Tabi temiz enerji kapasitesinin artırılabilmesi içinde önce firma bazlı bir ön eleştiri yapılmalı diye düşünüyorum. Öncelikle firmamda neleri iyileştirmeliyim? müşterilerin bu alandaki talepleri ve firma stratejisi doğrultusunda gelecekte nelere ihtiyacım olacak?, gibi soruları baz alarak yenilenebilir enerji teknolojileri yakından takip edilerek yatırım stratejileri buna göre planlanmalı” değerlendirmelerinde bulundu.
Mevcut Koşullar İyileşmeli
Yeşil dönüşüm teşviklerinin istihdam ve iş gücü alanındaki etkilerine değinen Ergin, “Yeşil mutabakat yeşil dönüşüm demek üretimdeki bazı sistemlerin modernize edilmesi bazı sistemlerin daha detaylı hale getirilmesi demek. Dolayısıyla burada teknik personel ve mühendis ihtiyacı artacaktır. Bu taraftan baktığımızda istihdama katkı sağlayacağını düşünüyorum. Bir diğer taraftan da aslında yeşil mutabakat tek başına yetmiyor. Yani daha doğrusu tek başına uygulanmıyor. İş sağlığı ve güvenliğiyle ilgili de mevcut koşulların iyileşmesi gerekiyor” dedi.
Dünyaya Borcumuz Var!
Ergin, “Yeşil dönüşüm bizler için çok değerli ve önemli. Çünkü sonuç itibarıyla bu çevreye bizim bir borcumuz var. Yani bu dünya bizim çocuklarımıza, torunlarımıza kalacak. Biz Kütahya OSB olarak OSB bünyesinde sürdürülebilir birçok faaliyette buna dikkat ediyoruz. Türkiye Yeşil Fonu inşallah ülkemize, sanayimize ve sanayicilerimize çok faydalı olur” şeklinde konuştu.