Bahçeşehir Üniversitesinin oyun laboratuvarı projesi olan “BUG”, oyun geliştirmek isteyen girişimcilerin eğitim ve iletişim platformu olarak, sektörün gelişimine ivme katıyor.
Son yıllarda yıldızı giderek parlayan alanlardan oyun sektörü, dünyaya paralel olarak Türkiye’de de hızla gelişiyor. Ülkenin en çok yatırım alan ve en fazla ihracat yapılan alanı olarak öne çıkan oyun sektörü, akademik alanda sağlanan eğitim ve danışmanlık destekleriyle daha çok genç girişimcinin radarına girmeye başladı. Bahçeşehir Üniversitesi İletişim Tasarımı Bölümü tarafından başlatılan bir oyun laboratuvarı projesi olan “BUG” yani Bahçeşehir University Game Lab, Türk oyun sektörü ve oyun geliştirmek isteyen girişimciler için bir eğitim ve iletişim platformu olmayı hedefliyor. “Sistem çalışmıyorsa, düzeltecek bir BUG gerek!” sloganıyla yola çıkan BUG, bilgisayar oyunlarının yanı sıra oyun içerikli deneyim tasarımı odaklı bir merkez olarak da faaliyet gösteriyor. Akademisyenler, profesyoneller ve öğrenciler BUG ortamında buluşurken, birlikte projeler geliştirme olanağı yakalıyor. Sektöre ve akademiye uzmanlar yetiştirmeyi amacıyla, oyun tasarımı yüksek lisans programını hayata geçiren platform, BUG Berlin Avrupa aktivite merkezi ve BUG Pro bünyesinde yürütülen üretim ve AR-GE çalışmaları ile oyunun kurallarını yeniden yazıyor. Bahçeşehir Üniversitesi Oyun Laboratuvarı (BUG) Kurucu Direktörü Dr. Öğr. Üyesi Güven Çatak, BUG’ın Türkiye’de içeriği ve yaklaşımı ile ilk ve halen tek oyun yapılanması olarak amacının çok ötesine ulaştığını söyledi. BUG yapısının ve destekçilerinin, oyun endüstrisinin başarı hikâyelerine doğrudan veya dolaylı olarak birçok katkısı olduğunu dile getiren Çatak, BUG’ın sadece endüstri olarak değil, kurduğu oyun tasarımı lisans ve yüksek lisans programları ile akademiye öncü bir girişim olarak destek verdiğini kaydetti.
SAC AYAĞI OLUŞTURDU

BUG nedir? Nasıl ve hangi amaçla ortaya çıktı, biraz bahseder misiniz?
“BUG”, Bahçeşehir University Game Lab’in kısa adıdır. Aynı zamanda oyuncuların oyunlarda bulmayı çok sevdiği hatalardan yani “bug”lardan da esinlendik ismimizi bulurken. BUG Lab, 2011’de BAU çatısı altında İstanbul’daki bağımsız oyun geliştiricileri bir araya getirmek, bağımsız oyun sahnemizi bir anlamda kurmak için start aldı. Yaptığı birçok etkinlikle akademi-sektör-bağımsızlar arasında köprüler kurduk. Bu köprülerden geçen insanlar ekipleşerek firmalaştı ve birçok başarılı işe imza attı. “Sistem çalışmıyorsa düzeltecek bir bug gerek!” mottosuyla ortaya çıkan BUG, o dönem özellikle insanların bir araya gelme, ekip kurma, öğrenme-öğretme dertlerine derman olmak ve oyun endüstrisini Türkiye’de yapıtaşları olan topluluklara destek olmak için kuruldu.
BUG, gururla söyleyebilirim ki Türkiye’de içeriği ve yaklaşımı ile ilk ve halen tek oyun yapılanması olarak amacının çok ötesinde bir noktaya geldi. Oyun endüstrimizin müthiş başarı hikâyelerine doğrudan veya dolaylı olarak birçok katkısı oldu BUG yapısının ve destekçilerinin. Sadece endüstri olarak da değil, kurduğu oyun tasarımı lisans ve yüksek lisans programları ile akademiye öncü bir girişim olarak destek verdi. Pek yakında bir ilki daha gerçekleştiriyoruz ve ilk “oyun tasarımı doktora programı”nı açıyoruz. Tüm bu süre zarfında bu akademik programlar, sektör ile iş birliği modelleri dışında öğrencilerimiz ve hocalarımız ile birçok proje de yaptık. TEGV için geliştirdiğimiz “ALGO Dijital” eğitim oyunu; AB projeleri kapsamında geliştirdiğimiz engelliler için sanal gerçeklik spor oyunları ve ön kuluçka merkezimiz BUG Kitchen’da yer alan lokomotif firmamız Cultic Games ile halen geliştirmekte olduğumuz “Cats and the Other Lives” PC oyunu aklıma ilk gelenlerden.
BUG Lab bir topluluk merkezi olarak start almış bir yapı olduğundan kapısı herkese açıktır. Şimdiye kadar hiçbir etkinliğini ücretli yapmamıştır. Sadece kapasite yüzünden zaman zaman kota koymak zorunda kalmıştır. Çevrimiçi etkinliklerimiz ise herkese açık; Discord sunucumuz ve Twitch kanalımız üzerinden izlenebilir. Sosyal medyada @buggamelab üzerinden takip ederek güncel etkinliklere ve başvuru detaylarına ulaşabilirsiniz. Elbette BUG Lab bünyesindeki lisans ve master programlarımızın kendi önkoşulları var.
BUG Lab’i bir çatı oluşum gibi düşünebilirsiniz. Altında dijital oyun tasarımı bölümümüz BUG Jr, oyun tasarımı yüksek lisans programımız Master BUG, ön kuluçka merkezimiz BUG Kitchen, Avrupa aktivite ajanımız BUG Berlin ve sanal gerçeklik laboratuvarımız VR First bileşenlerimizi oluşturuyor. Dediğim gibi pek yakında bir de Dr. BUG’ımız olacak.
Öncelikle oldukça heyecanlı bir dünya bekliyor. Şu an artık sadece dünyada değil ülkemizde de dijital oyunlar inanılmaz cirolar yapan, ses getiren ve tek ihtiyacı insan olan dev bir endüstri haline geldi. Birçok öğrencimiz okurken sadece iş bulmakla ile kalmıyor, kendi işlerini kurabiliyorlar. Zira bacasız sanayi olarak tarif edebileceğimiz oyun sektörünün ham maddesi sadece insan. Ayrıca tamamen global bir iş. Portföyü ile yurt dışında birçok firmaya da başvurabilir, yurt dışına gitmeden uzaktan da çalışabilir veya bahsettiğim gibi ekipleşip sektöre de atılabilir. Hepsi mümkün. Gerek dünyada gerek Türkiye’de sektör insan kaynağına doymuyor ve doymayacak da. Zira oyun eğlence sektöründen eğitime kadar ciddi anlamda tüketilen, yenileri, devamları beklenen bir mecra.
Oyunlar dijitalleşmeyi çok önce yakalamıştı zaten. Pandemi ile birlikte gücü, etkisi çok daha belirgin bir hale geldi, farklı hedef kitlelere ulaşmayı başardı. Özellikle eğitimde rolü çok daha önem kazandı. “Yaratıcı endüstriler”in başını çeken oyun sektörünün cirosunun 2021 yılı sonunda dünya çapında 200 milyar doları bulunması bekleniyor. Türkiye için de benzer şeyler söylenebilir. Şu an en çok yatırım alan ve en çok ihracat yaptığımız alan oyun sektörü. İlk ve üçüncü “unicorn”umuz birer oyun firması olan Peak Games ve Dream Games. Türkiye’mizin anlatmakla bitiremediğimiz genç nüfusu en sonunda sektörünü bulmuş durumda. Gelecekte Türkiye’de çok daha fazla firma kurulacak, çok daha fazla yatırımcı oyuna girecek ve oyun endüstrisine yönelik devlet teşvikleri artacak. Hatta oyunlar bir devlet politikası haline gelecek, gelmeli de. Türkiye için gerçekten oyun vakti!