BİYOSAD, SEKTÖR FİRMALARINA YÖN GÖSTERİYOR

BİYOSAD Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Dr. Öğr. Üyesi Orhan Çömlek, BİYOSAD’ın KOBİ’lerin yerli üretimde üstlendikleri rolün artması gerektiğini belirtti.

KOBİ’LERİN REHBERİ

Farklı sektörlere yapılan yatırımların biyoteknoloji sektörüne yöneltilmesi amacıyla yatırım kanallarının ve biyoteknoloji firmalarının bir araya getirilmesi etkili olacağını kaydeden BİYOSAD Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Dr. Öğr. Üyesi Orhan Çömlek, BİYOSAD’ın KOBİ’lerin yerli üretimde üstlendikleri rolün artması gerektiğini belirtti.

YATIRIMLAR ARTACAK

Biyoteknoloji Sanayicileri Derneği (BİYOSAD) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Dr. Öğr. Üyesi Orhan Çömlek, Derneklerinin, biyoteknoloji sektöründeki KOBİ’lerin yerli üretimde üstlendikleri rolün hakkını verebilmeleri için planlanmış master plana göre sürdürülebilir, çevreci, etkin ve verimlilik esasına dayalı proje odaklı gelişimi benimsediğini söyledi. Aynı zamanda Sağlık Bilimleri Üniversitesi Teknoloji Geliştirme Bölgesi Sağlık Teknokenti AŞ (Teknopol İstanbul) Genel Müdürlüğü görevini de yürüten Dr. Öğr. Üyesi Çömlek, “BİYOSAD gibi büyük ve önemli bir oyuncunun biyoteknoloji sektöründe lider rolünü üstlenmesi bekleniyor. Mevcut imkânları bir araya getirerek birlikte hareket edebilecek yönetim tarzı uygulandığında, ülkemiz ihracat kapasitesini artıracak adımları atıyor olacaktır” dedi. Sektördeki yatırımların artması için biyoteknoloji firmalarının bir araya getirilmesinin etkili olacağını belirten BİYOSAD Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Orhan Çömlek, farklı sektörel buluşmaların, kümelenmelerin, STK’lar ve kurumlar ile iş birliği projelerinin ve konferans gibi etkinliklerin önemine dikkat çekti.

ÖNCÜ GÖREV ÜSTLENDİ

BİYOSAD’ın biyoteknoloji sektörü için taşıdığı önem hakkında bilgi verir misiniz?

BİYOSAD’ın kuruluş amacı; ülkemiz için stratejik öneme haiz sektörlerden biri olan biyoteknoloji sektörünün önünü açacak projelerle yerli ve milli üretimi artırarak, ülke ekonomisine ve ülkenin kalkınmasına önemli derecede katkılar sağlamaktır. Bu amaca ulaşabilmek için BİYOSAD sanayi temsilcilerini, girişimcileri ve yatırımcıları, konunun uzmanı olan akademisyenleri ve destek sağlayan kamu kurumlarını bir araya getiren bir ekosistem oluşturulmasında öncü bir görev üstleniyor.

BİYOSAD, biyoteknoloji KOBİ’lerinin yerli üretimde üstlendikleri rolü arttırmak için nasıl bir yol haritası çiziyor?

BİYOSAD, biyoteknoloji sektöründe KOBİ’lerin yerli üretimde üstlendikleri rolün hakkını verebilmeleri için planlanmış master plana göre sürdürülebilir, çevreci, etkin ve verimlilik esasına dayalı proje odaklı gelişimi benimsiyor. Bu çerçevede öne çıkan, sanayici ve akademisyenleri bir araya getirecek kamu destekli üniversite-sanayi iş birliklerinin teşvik edildiği, dinamik bir üretim modeli ve bununla birlikte geleceğe dönük katma değeri yüksek ürünlerle üst düzeyde gelir hedefleyen bir iş modeli geliştirmeyi hedefliyoruz. Burada elde edilen kazancın, firma kârını artırmasının ötesinde yeni yatırımlara kaynak oluşturması, sektördeki yeni girişimcilere can suyu olması ve özellikle de yenilikçi AR-GE projelerine ulusal ve uluslararası fon teşkil etmesi ve böylelikle sinerji oluşturmak suretiyle biyoteknoloji başta olmak üzere ilgili tüm sektörlerde üretim yapan KOBİ’lerin güçlenmesine olanak tanıyacaktır.

PAYDAŞLARLA GÜÇ BİRLİĞİ

Türkiye’nin biyoteknoloji sektörünün genel bir resmini çizer misiniz? Biyoteknoloji yatırımlarını attırmak için sizce neler yapılmalıdır?

Biyoteknoloji sektörü küresel piyasada sağlık pazarı başta olmak üzere gıda, tarım ve hayvancılık, ilaç ve eczacılık, çevre endüstrileri ve günümüzde yaşanan pandeminin de ortaya koyduğu gibi biyoteknolojik savaş ve terör konusunda giderek artan öneme ve büyüklüğe sahip. Elde edilen veriler incelendiğinde; biyoteknoloji sektörünün daha çok ABD, Almanya, Hollanda, Japonya, Güney Kore ve Çin Halk Cumhuriyeti gibi ülkeler tarafından domine edildiğini, ülkemizde yetişmiş insan kaynağı, makine ekipman ve gerekli altyapı bulunmasına rağmen bu pazarda hak ettiği payı alamadığını görüyoruz. BİYOSAD gibi büyük ve önemli bir oyuncunun biyoteknoloji sektöründe lider rolünü üstlenmesi bekleniyor. Mevcut imkânları bir araya getirerek birlikte hareket edebilecek yönetim tarzı uygulandığında, ülkemiz ihracat kapasitesini artıracak adımları atıyor olacaktır. Türkiye’nin yurt dışında biyoteknoloji alanındaki imajının geliştirilebilmesi için birtakım tanıtım faaliyetlerinin yürütülmesi gerekiyor. Bu faaliyetler ülkemizde yer alan ve önemli ölçüde biyoteknolojik ürün geliştiren firmaların yurt dışı fuarlarına katılımlarını sağlanması, yurt içinde bu konuda farkındalık yaratacak eğitimler ve etkinliklerin düzenlenmesi ve ikili iş birliği stratejilerinin oluşturulmasıdır. Farklı sektörlere yapılan yatırımların biyoteknoloji sektörüne yöneltilmesi amacıyla yatırım kanallarının ve biyoteknoloji firmalarının bir araya getirilmesi etkili olacaktır. Bu amaçla farklı sektörel buluşmalar, kümelenmeler, üniversite-sanayi AR-GE iş birliği çerçevesinde ilgili STK’lar ve kurumlar ile iş birliği projeleri, konferanslar, çalıştay ve seminerler, diğer özel endüstri bölgeleriyle ikili iş birlikleri, ulusal ve uluslararası heyet görüşmeleri gibi organizasyonları önemle ve sıklıkla icra ederek teknolojideki gelişmeleri yakından takip ederek tüm paydaşlarına önemli katkı sağlayacaktır. BİYOSAD bünyesinde ülkedeki AR-GE ve tasarım merkezleri, teknokentler, teknoloji geliştirme merkezleri, kuluçka merkezleri, belediyeler ve özel sektörün kurmuş oldukları bilim merkezleri gibi nitelikli yapılarla entegre olarak sektörel bazda var olan problemlere hızlı çözümler elde etmek üzere projeler geliştirilecektir.

TEKNOLOJİ ODAKLI

BİYOSAD tarafından kurulan Biyoteknoloji Vadisi tamamlandığında hangi fonksiyonlar içinde yer alacak, bilgi verebilir misiniz?

Biyoteknoloji Vadisi, modern ve çevreci mimarisi ile organize sanayi bölgeleri ve nitelikli endüstri bölgelerinin içinde bulundurması gereken unsurları bünyesinde inşa edecek. Yine teknolojiyi önde tutarak nesnelerin interneti (IOT), Web3, Metaverse gibi yeni kavramları içselleştiren ve her bir ögesinde teknolojiyi öne çıkaran mühendislik yapılarını bünyesinde barındıracak. Ulusal ve uluslararası etkinliklere olanak tanıyan konumu itibariyle biyoteknoloji alanında akademik ve entelektüel oluşumlara yakın olması sebebiyle konu odaklı teknoloji geliştirme bölgesi, kuluçka merkezi ve serbest bölge gibi alt birimler ihtiva ederken, kendi oluşturduğu teknogirişim sermaye fonu ile risk sermayesi ve melek yatırımcı ağlarını da bünyesinde barındırması da bekleniyor. Biyoteknoloji alanında ihtiyaç duyulan küçük sanayiye hizmet edecek dükkanlar ve ortak kullanıma müsait atölyeler, laboratuvarlar, test ve kalibrasyon merkezleri, sterilizasyon tesisleri, depo ve antrepolar, arıtma tesisleri gibi unsurlar içermesi planlanıyor. Hastane, konaklama, restoran ve yemekhane, sosyal tesisler, çocuk bakım evleri, postane, itfaiye, ibadethaneler, parklar gibi sosyal donatı alanlarının olacağı Biyoteknoloji Vadisinin, kullanıcılarını bölgede var olmaktan keyif aldıran bir ambiyansa sahip olması hedefleniyor. Bölge yönetiminin tüm sanayicilere, girişimcilere ve diğer paydaşlara tatmin edici olanaklar sunduğu dinamik bir yönetim anlayışının hâkim olması bekleniyor.

BİYOSAD’ın önümüzdeki dönemlerde geliştirmeyi planladığı yeni projeler nelerdir? Dernek olarak hedeflerinizi anlatır mısınız? Global piyasalardaki hedefleriniz ne olacak?

Yerli ve milli üretimin yurt dışı pazarlarda tanıtımını yapmak, sergi ve fuarlarda ülkemizin biyoteknoloji imkân ve kabiliyetlerini global pazar temsilcilerine sunabilmek, yatırım sermayesini Biyoteknoloji Vadisi’nde yürütülecek ortak projeler için çekebilmek, BİYOSAD aktörlerinin de pazarda emin adımlarla yürüdüğünü ve kısa sürede dünya pazarında önemli yer edineceğini hissettirmek önem taşıyor. Önümüzdeki süreçte dünya genelinde klinik çalışmalara verilen önem artarken, ürünlerin akreditasyonu ve sertifikalandırılması da bir o kadar önem kazanıyor. Biz de Biyoteknoloji Vadisi’nde bu yetenekleri geliştirmeyi hedefliyoruz. Girişimcilerin yerinde AR-GE, eğitim, test, kalibrasyon ve sertifikasyon gibi süreçlerinde yaşayacağı zorluklarda onlara çözüm üreten bir partner olarak yanlarında olacağız ve süreçleri hızlandıracağız.