Organize Sanayi Bölgeleri Üt Kuruluşu (OSBÜK) 20. Olağan Genel Kurulu yapıldı. Olağan Genel Kurul’da bir konuşma gerçekleştiren Ak Parti, Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Başkanı Ziya Altunyaldız, yeşil ve sürdürülebilir enerjinin önemine değinerek, yeni bir sayfa açmanın zamanı gelmiştir diye konuştu.
Altunyaldız şöyle konuştu:
“Dünyayı etkisi alan Kovid-19 hastalığının zorunlu kıldığı uzaktan toplantıların ardından sizlerle fiziki olarak bir araya gelmekten büyük bir mutluluk duyuyorum.
Şahsıma yapmış olduğunuz nazik davetiniz için teşekkür ediyorum ve hepinizi muhabbetle selamlıyorum. Milyonlarca yıldır dönüşüne devam eden dünyamızda binlerce yıldır var olan insanlık, son dönemde büyük meydan okumalarla mücadele ediyor.
20. yüzyılın sonlarında, benim de Gümrük Müsteşarı olarak ülkemizin dünyanın en kolay ve en hızlı ticaret yapan ülkesi hedefine giden yolda çalışmalarına katkı sağladığım ticaretin kolaylaştırılması süreci, tüm dünyayı etkisi altına almıştı. Giderek küresel bir köy haline gelen dünyada siyasi sınırlar var olsa da ticari sınırlar hızla ortadan kalkıyordu.
2000’li yıllarla birlikte bu rüzgâr yerini korumacı ticaret politikalarına bıraktı.
Ülkeler dış ticaret politikalarını adeta bir soft power olarak kullanmaya başladı. Öyle ki, Trump döneminde ABD ile Çin arasındaki literatürdeki tabiriyle ticaret dalaşının savaşa dönüşmesini yakından gözlemlemiştik. Bununla birlikte, milyonlarca yıldır var olan dünyamız, sanayileşmeyle birlikte hızla kaynaklarını tüketmemize artık tepki vermeye başladı.
Uzun yıllardır bir söylemden öteye gidemeyen iklim değişikliği süreci artık bir İklim Krizi olarak karşımıza çıktı. Bugün dünyamız her bir saniyede bir olimpik havuz büyüklüğünde buzul kaybediyor. İklim Krizi’ne dur diyemediğimiz her bir gün hektarlarca ormanlık alanı yitiriyoruz. Küresel iklim değişikliğinin ekonomik maliyetinin 2050’ye kadar 23 trilyon doları dahi aşacağına yönelik projeksiyonlar mevcut. Sonra bir gün, Çin’den gelen tanımlanamaz bir hastalığın haberiyle karşılaştık ve kısa sürede tüm dünya Kovid-19 hastalığının gölgesinde günlerini geçirmeye başladı.
Üretimin çarklarını durduran, uluslararası ticareti sekteye uğratan, bireylerin tüketim alışkanlıklarını değiştiren bu sürecin ardından hepimiz biliyoruz ki Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.
Salgın sürecinin köklü değişimlerine şu anda bir de jeopolitik riskler eklendiğinde dünya, belki de tarihte hiç olmadığı kadar zorlu bir süreçten en az zararla ayrılmanın hesaplarını yapıyor.
Ancak şunun altını kalın çizgilerle çizmemiz gerekiyor ki; artık sadece oyunun kuralları değişmekle kalmadı.
OYUN BAŞTAN YAZILIYOR.
–Tedarikte oyun değişti,
Küresel tedarik zincirlerinin güvenirliği kökten sarsıldı. Parça temininde yaşanan sıkıntılar çarkları durdurdu.
–Lojistikte oyun değişti,
Eskiden 15-20 gün olan termin sürelerinin aylarca sürdüğüne, konteyner bulmanın yüksek maliyetine hep birlikte şahit oluyoruz. Küreselleşme yerini yerelleşmeye bırakıyor.
–Tüketimde oyun değişti,
Bireylerin tüketim alışkanlıkları değiştikçe inovatif çözümler üretenler pazar paylarını hızla artırdı.
–Enerjide oyun değişti,
Kahverengi ekonomilerin sürdürülebilirliği sorgulanınca yeşil ve sürdürülebilir enerjinin önemi giderek daha büyük bir hızla arttı.
Üretimde, tüketimde, ihracatta, enerjide ve daha birçok alanda alışılagelmiş kalıpları geride bırakıp yeni bir sayfa açmanın tam zamanı.
Tıpkı, benim de milletvekili olduğum hoşgörü şehri Konya’mızda yaşayan gönüllerin sultanı Hz. Mevlana’nın dediği gibi; “Dün dünde kaldı, şimdi yeni bir şeyler söyleme zamanı.”
Tıpkı ABD’li yönetim bilimci Peter Drucker’ın söylediği gibi; “yeni bir şeyler istiyorsanız eskiyi tam şu an bırakmalısınız.”
Dünya birçok farklı kriz ile aynı anda mücadele etmek zorunda kalırken yarının kuralları bugünden belirleniyor. Yarının dünyası bugünden şekilleniyor. Ve yarının dünyasını şekillendirenler,
– Krizleri iyi anlayıp fırsatları ve tehditleri iyi okuyanlar,
-Sahip olduğu potansiyeli avantaja çevirenler,
– Değişen koşullara hızla ayak uydurarak sunulan şansa hazır olanlar, oluyor.
İşte değişen oyun kuralları Türkiye’nin önüne tarihi bir fırsat sunuyor.
TÜKİYE YENİ DÖNEMİN EN ÖNEMLİ ADAYI
Gümrük Birliği, Avrupa’ya olan yakınlığı, güçlü üretim kabiliyetlerimiz, işgücü potansiyelimiz, adaptasyon hızımız, geçmişten gelen en önemli ticaret partneri olma özelliğimiz tedarik zincirindeki kayma da bizi cazibe merkezi haline getiriyor.
Yeşil dönüşüm, ezber bozan çözüm önerileri ve politikalarla beraber hayatımıza giriyor.
Bölgesinin öncülüğünü üstlenen ülkemiz için de bu dönüşüm süreci iş ve yatırım fırsatlarını beraberinde getiriyor.
– Bir yandan en büyük ticaret partnerimiz olan Avrupa ve ABD’nin sürdürmekte olduğu Yeşil Mutabakat çalışmaları kapsamındaki yakın pazarlardan tedarik kararları,
– Diğer yandan yaşanan Ukrayna-Rusya savaşında Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde ülkemizin almış olduğu pozisyon ve sahip olduğumuz jeopolitik önem, Ülkemizin yeni dünyayı şekillendirecek ülkeler arasında konumlanmasını sağlıyor. Bütün bunlarla birlikte yeni dünyayı şekillendirecek birçok farklı gücümüz bulunuyor:
– En güncel verilere göre sanayi üretimimiz Mayıs ayında %9,1 arttı ve 2020 yılının Haziran ayından bu yana kesintisiz yükselişini sürdürüyor.
– Türkiye ekonomisi 2021 yılında %11’lik büyüme oranıyla G20 ülkeleri arasında en hızlı büyüyen ülke oldu. – Temmuz ayı itibarıyla kapasite kullanım oranımız 0,6 puan daha artarak %78,2’ye yükseldi. – Çarşamba günü Ticaret Bakanımız ile şehrimiz Konya’daydık.
– Temmuz ayı itibarıyla 12 aylık ihracatımız 248 milyar dolara yükselerek 2022 yılı hedefimiz olan 250 milyar dolara biraz daha yaklaştı.
– İnanıyorum ki, Ağustos ayıyla birlikte bu hedefimize de ulaşmış olacağız.
– Son 1 yılda Türkiye ekonomisi 3 milyon kişilik istihdam sağladı. İstihdamımızdaki artış salgının ülkemizde görüldüğü 2020 yılının Mart ayından bu yana ise 5,7 milyon kişiye ulaştı.
– Memiş Başkanımıza buradan teşekkür etmek istiyorum.
Nitelikli sanayimizin öncüsü Organize Sanayi Bölgelerimizin sayısı 374’e yükseldi.
İşte bütün bunlar, sahip olduğumuz potansiyelin bir tezahürü. Bütün bunlar sahip olduğumuz gücün ne kadar da büyük olduğunun bir göstergesi.
PEKİ YA ÖNÜMÜZDEKİ FIRSATLAR?
Dünyanın içinden geçtiği dönüşüm süreci, ülkemizin önüne tarihi fırsatları sunuyor.
– Eğer bu fırsatları değerlendirmek için hazır olursak, üreticilerimiz daha nitelikli bir beceri setine, ihracatçılarımız daha yüksek rekabetçilik gücüne sahip olabilecek.
– Eğer bu sürece hazır olamazsak, üretimde yeşil dönüşüm sürecinin gerekleriyle, ticarette sınırda karbon mekanizmasının ülkemiz için yılda 8 ila 10 milyar dolara ulaşması öngörülen maliyetleriyle karşı karşıya kalacağız.
Yapılan araştırmalar şunu gösteriyor: uluslararası yatırımcılar yatırım kararlarını verirken artık çevreci, temiz ve sürdürülebilir üretim süreçlerine öncelik veriyor.
Dünyada en fazla portföye sahip yatırımcılar arasında yapılan bir çalışma, her iki büyük yatırımcıdan 1’inin iklim değişikliğini ve yeşil dönüşümü yatırım kararlarının belirleyicisi olduğunu ifade ediyor.
İşte bu sebeple, organize sanayi bölgelerimizin geç kalmadan bu dönüşüme uyum sağlamalarının önemini bir kez daha hatırlatmak istiyorum.
OSBÜK’ÜN KATKISI
Bu noktada, OSBÜK’ün büyük katkı sağladığı Yeşil Organize Sanayi Bölgeleri programıyla yeşil üretim ekosistemlerini geliştirmemiz ve böylece yeşil dönüşümü destekleyen yatırımları ülkemize çekmemiz gerekiyor. Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonumuz olarak da TBMM çatısı altında sürdürülebilir kalkınmaya katkı sunan bir sanayi ekosistemini geliştirmek, yeşil OSB’lerin teknik, yasal ve kurumsal çerçevelerini şekillendirmek için çalışmalarımızı sürdürüyoruz.
Komisyon Başkanı olarak bu konuya atfettiğim değerin altını çizmek isterim.
– Sanayicilerimizle, üreticilerimizle, yatırımcılarımızla birlikte omuz omuza vererek üretimimizin niteliğini artıracağız,
– Yeşil sanayi bölgeleriyle birlikte küresel yatırımları ülkemize kazandıracağız, – Ülkemizi bu yeni dönemin üretim ve tedarik üssü haline getirmeyi birlikte başaracağız. Bütün bunlar için yolumuz uzun. Ancak çalışma arzumuz ve tutkumuz da bir o kadar fazla… Birlik ve beraberliğimiz de bir o kadar güçlü
Şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra da sizlerle birlikte ülkemizin daha müreffeh yerlere ulaşması için çalışmalarımızı kararlılıkla sürdüreceğiz.
Bu bağlamda, hâlihazırda yürüttüğü çalışmalarla OSBÜK ailesinin bu önemli hususlar ajandasında bulundurmasından duyduğum mutluluğu da belirtmek isterim.
Bu duygu ve düşüncelerle, öncelikle Sayın Başkanımız ve kıymetli dostum Memiş Başkanımıza, sonrasında tüm Yüksek Koordinasyon Kurulu ve Yönetim Kurulu üyelerimize ve Genel Kurul’a iştirak eden tüm üyelere teşekkür ediyorum. Hepinizi sevgi, saygı ve muhabbetlerimle selamlıyorum.
Sizleri Allah’a emanet ediyorum.” Dedi