Anonim şirketlerde yönetim kurulu kararlarının iptali

Anonim şirketlerde yönetim kurulu kararlarının iptali, Türk Ticaret Kanunu ve Sermaye Piyasası Kanunu kapsamında belirli sınırlar çerçevesinde düzenlenmiş bir hukuki müessesedir. Yönetim kurulu, şirketin yönetim ve temsil organı olarak karar alma yetkisine sahiptir; ancak bu kararlar her zaman bağlayıcı olmayıp bazı istisnai durumlarda iptal edilebilir.

Av. Başar Zeki YEGİN

  Türk Ticaret Kanunu (TTK) uyarınca anonim şirketlerde yönetim kurulu kararlarının iptali kural olarak mümkün değildir. Kanun, yönetim kurulunun kararlarına karşı genel bir iptal davası düzenlememiştir. Ancak bazı istisnai durumlar vardır ki bu durumlarda, özellikle şirketin yapısal dönüşümleri ve sermaye artırımları söz konusu olduğunda, yönetim kurulu kararlarının iptali yoluna başvurmak mümkün olmaktadır.

Bunları şu şekilde sınıflandırılabilir;

1. Yapısal dönüşümlere ilişkin kararlar

            Bir şirketin birleşme, bölünme veya tür değiştirme gibi yapısal dönüşümleri, esasen genel kurulun yetkisindedir. Ancak yönetim kuruluna bazı yetkiler devredilmiş olabilir.

TTK m.192/2 uyarınca, ilgili yapısal değişikliğe dair yönetim kurulu kararının Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi’nde ilan edilmesinden itibaren iki ay içerisinde açılmalıdır. Zira bir yapılsal değişiklik işlemine ilişkin tescil ve ilan edilmiş kararın varlığı dava şartıdır.

 İlgili maddeye göre, karara katılan ve karara olumsuz oy veren ortaklar, kararın Ticaret Sicili Gazetesi’nde  ilanından itibaren iki ay içinde iptal davası açabilirler. Bu süre, hak düşürücü süre olarak tanımlanır; yani süre geçtikten sonra dava yoluna gidilmesi mümkün olmayacaktır.  Karara olumsuz oy veren ortakların, bu durumun genel kurul tutanağına geçirilmiş olması gerekir. Tutanakta, hangi karar için itiraz edildiği ve ortakların karşı oy kullandığı açıkça yazılmalıdır. Bu husus iptal davası açabilmek için dava şartıdır.

             Peki bu düzenleme ile kanun koyucunun amacı nedir? Kanun koyucunun amacı, Şirketin yapısal dönüşüm kararlarının esas sözleşmeye, kanuna ve pay sahiplerinin haklarına uygunluğunu sağlamak ve hakları ihlal edilen pay sahiplerine hukuki koruma sunmaktır.

            TTK’nın 192/3. maddesi, birleşme, bölünme ve tür değiştirme kararlarında işlemin ayakta kalmasını esas alır. Kanun, doğrudan iptal yerine, eksikliklerin giderilmesine öncelik verilmesini öngörür. Buna göre, iptal gerekçesi kararın hazırlanmasında ortaya çıkan bir eksiklikse, mahkeme şirkete bu eksikliği tamamlaması için süre tanır. Eksiklik belirtilen süre içinde giderilirse, dava konusuz kalması sebebi ile kendiliğinden sona erer. Ancak eksiklik tamamlanmaz ise mahkeme söz konusu kararı iptal yoluna gidecektir. Bu aşamada iptal kararının geriye yürüyerek etkili olacağı ise unutulmamalıdır.

2. Kayıtlı sermaye sisteminde;

            Anonim şirketler esas sermaye sistemini benimseyebilecekleri gibi kayıtlı sermaye sistemini benimseyebilir ya da sonradan bu sisteme geçiş yapabilir.

            Kayıtlı sermaye sisteminde esas sözleşmede belirlenen azami sermaye tavanına kadar yönetim kuruluna sermaye artırımı yetkisi tanınmaktadır. Bu sistem özellikle halka açık anonim şirketler tarafından SPK izni ile uygulanmakta olup, güncel TTK düzenlemeleri ile halka kapalı anonim şirketler için de kullanılabilir hâle gelmiştir.

            Kayıtlı sermaye sistemi, yönetim kuruluna hızlı ve etkin sermaye artırımı imkânı sağlarken, pay sahiplerinin yeni pay alma haklarının sınırlandırılması gibi durumlarda mevzuat tarafından sıkı denetim öngörülmüştür. SPK ve TTK hükümleri, yönetim kurulunun yetkilerini kullanırken pay sahipleri arasında eşitsizliğe yol açamayacağını ve alınan kararların ilan tarihinden itibaren sınırlı süreler içinde iptal davasına konu olabileceğini hükme bağlamaktadır.

2.1. Kayıtlı sermaye sistemini benimsemiş halka açık anonim şirketlerde yönetim kurulu kararları

            Halka açık anonim şirketler, SPK izni ile kayıtlı sermaye sistemini benimseyebilir. Bu sistemde esas sözleşmede belirlenen tavan sınırına kadar yönetim kuruluna sermaye artırımı yetkisi verilmektedir. Yönetim kurulu, tavan sınırları içerisinde hızlı ve etkin şekilde sermaye artırabilir; yeni pay çıkarımı için her seferinde genel kurul kararı alınmasına gerek bulunmamaktadır. Dolayısıyla esasen genel kurulun yetkisi dahilinde bir işlemin yönetim kurulunca yerine getirilmesine izin verilmiş olmaktadır.

            Buna ek olarak, yönetim kuruluna devredilen yetkiler arasında imtiyazlı veya nominal değer üzeri/altında pay çıkarma, pay sahiplerinin yeni pay alma haklarını sınırlama ve imtiyazlı pay sahiplerinin haklarını kısıtlayıcı kararlar alma bulunabilir. Ancak bu yetkiler, pay sahipleri arasında eşitsizlik yaratacak şekilde kullanılamaz.

            Sermaye Piyasası Kanunu madde 18, halka açık anonim şirketler ve paylarını halka arz etmek üzere Kurula başvurmuş şirketler için kayıtlı sermaye sistemini düzenler. Maddeye göre, yönetim kuruluna, esas sözleşmede belirlenen kayıtlı sermaye tavanına kadar sermaye artırımı yapma yetkisi verilebilir ve bu yetki en fazla beş yıl süreyle tanınabilir; genel kurul kararıyla süreler uzatılabilir. Sistem, çıkarılan payların tamamen bedelleri ödenmeden veya satılamayan paylar iptal edilmeden yeni pay çıkarılmasını yasaklayarak pay sahiplerinin haklarını korur. İmtiyazlı payların varlığı durumunda ise, esas sözleşme değişiklikleri genel kurul kararı ve imtiyazlı pay sahipleri özel kurulunun onayına tabidir; ancak tavan dahilindeki sermaye artırımlarında ayrı onay aranmaz. Madde, yönetim kurulunun pay çıkarma ve yeni pay alma haklarını kısıtlama gibi yetkilerinin sınırlarını açıkça çizerken, bu yetkilerin pay sahipleri arasında eşitsizliğe yol açamayacağını hükme bağlamaktadır.

            SPKn madde 18/6 uyarınca; alınan kararlar ilan edildikten sonra, hakları ihlal edilen pay sahipleri veya yönetim kurulu üyeleri tarafından otuz gün içinde ortaklık merkezinin bulunduğu yer ticaret mahkemesinde iptal davası açabilirler.

2.2.Halka kapalı anonim şirketlerde kayıtlı sermaye sistemine geçişi ve yönetim kurulu kararlarına karşı iptal davası

            Yeni TTK düzenlemeleri, halka kapalı anonim şirketlerin de esas sözleşmelerinde kayıtlı sermaye tavanı belirleyerek kayıtlı sermaye sistemine geçebilmesine imkân tanımaktadır. Bu sistem, şirketlere sermaye artırımı konusunda esneklik sağlarken, yönetim kurulunun yetkilerinin sınırlarını hukuken belirlemektedir. Esas sözleşmede öngörülmüş yetki devri çerçevesinde, yönetim kurulu; imtiyazlı pay veya nominal değerin üzerinde/altında pay çıkarma, yeni pay alma haklarını kısıtlama ve imtiyazlı pay sahiplerinin haklarını sınırlama gibi kararları alabilir. Bu yetki en çok beş yıl için tanınabilir.

            Bu yetkiler, pay sahipleri arasında eşitsizliğe yol açacak şekilde kullanılamaz; aksi halde karar hukuka aykırı sayılır ve iptale konu olabilir. Türk Ticaret Kanunu madde 460/5’e göre; İptal davası, kararın ilan tarihinden itibaren 1 ay içinde açılabilir.

            Yetki devri esas sözleşmede belirtilmemişse yönetim kurulu kararı geçersiz sayılır. Bu düzenleme, halka kapalı şirketlerde yönetim kurulunun yetkilerini belirlerken pay sahiplerinin haklarını koruma mekanizması oluşturur.

            Kayıtlı sermaye sistemine geçiş, şirketin sermaye artırımlarını hızlı ve etkin şekilde yapabilmesine olanak sağlar; yönetim kurulunun yetkileri çerçevesinde alınan kararlar, ilan edildikten sonra hukuken bağlayıcı hale gelir. Öte yandan, pay sahiplerinin iptal davası açma hakkı, yetkilerin kötüye kullanılmasını veya hukuka aykırı kararların uygulanmasını önleyen denetleyici bir mekanizma niteliğindedir. Bu sayede hem şirketin esnek sermaye politikası uygulanabilir, hem de pay sahiplerinin hakları güvence altına alınmış olur.

            Sonuç olarak, anonim şirketlerde yönetim kurulu kararlarının iptali, TTK ve SPK düzenlemeleri çerçevesinde sınırlı durumlarda mümkün olup, şirket yönetimi ile pay sahiplerinin hakları arasındaki dengeyi korumayı amaçlamaktadır. Yapısal dönüşümler, halka açık anonim şirketlerde kayıtlı sermaye sistemine tabi sermaye artırımları ve halka kapalı anonim şirketlerin kayıtlı sermaye sistemine geçişi, yönetim kurulunun geniş yetkilere sahip olabileceği alanlardır. Hukuki düzenlemeler, iptal davalarının açılabileceği süreleri belirleyerek, hem yönetim kurulunun esnek ve hızlı karar almasını hem de pay sahiplerinin haklarını etkin biçimde korumasını sağlar. Bu mekanizmalar, anonim şirketlerde şeffaflığı artırmakta, yönetim kurulunun yetkilerini sınırlandırmakta ve şirketin kurumsal yönetim standartlarının güçlenmesine katkı sunmaktadır. Yönetim kurulu kararlarının iptali, hem şirketin istikrarını hem de pay sahiplerinin haklarını dengeleyen kritik bir hukuki araç olarak önemini korumaktadır.

Kaynak: Sanayi Gazetesi