Ar-Ge İndiriminiz veya Teknokent Kazanç İstisnanız Varsa Yatırıma Yönlendirmeyi Unutmayın!

5746 Sayılı Kanun’un 3. maddesinin 14. Fıkrası ile 4691 sayılı Kanunu’nun Ek 3. Maddesiyle yıllık beyanname üzerinde yararlandıkları Ar-Ge ve Tasarım İndirimi ile Teknoloji Geliştirme Bölgeleri kazanç istisnası tutarının toplamı 2 milyon Türk Lirası ve üzerinde gerçekleştiğinde, söz konusu tutarın %3’ünün pasifte özel bir fon hesabına (geçici hesap) aktarılması zorunluluğu getirilmiştir. Bu tutarın altındaki indirim/istisna tutarı için fon ayırma zorunluluğu bulunmuyor.

Hülya SUCU DUYAN, Yeminli Mali Müşavir                                                    

Bununla birlikte, getirilen yükümlülük yıllık en fazla 100 milyon Türk Lirası ile sınırlandırılmıştır. Dolayısıyla, Ar-Ge indirimi veya teknopark kazanç istisnası toplamı ne kadar yüksek olursa olsun, fon hesabına aktarılacak azami tutar yıllık 100 milyon Türk Lirasını aşamayacaktır.

Yükümlülük kapsamına girenler

4691 sayılı Kanun kapsamındaki Teknoloji Geliştirme Bölgeleri (Teknopark) şirketleri ile 5746 sayılı Kanun kapsamındaki Ar-Ge ve Tasarım Merkezleri bu yükümlülük kapsamındadırlar.

Özel fona alma işleminin muhasebeleştirilmesi ve uygulama esasları

Mevzuatta, özel fona alma işleminin kayıt zamanlamasına ilişkin açık bir sınırlama bulunmuyor ancak, Bakanlık uygulamalarına bakıldığında beyannamenin verilme zamanına kadar yapılmasının uygun olacağı yönündedir.

Yararlanılan indirim veya istisna tutarının %3’üne karşılık gelen tutar, pasifte geçici bir “54x” kodlu geçici bir hesapta izlenir. Fonun ayrıldığı yılın sonuna kadar fon alımı gerçekleştiğinde, fonun niteliğine göre 11x veya 24x hesaplara kayıt yapılır.

Bu uygulamanın temel amacı, kurumların Ar-Ge indirimi veya teknopark kazanç istisnası kapsamında sağladıkları mali avantajların belirli bir kısmının gerçekten Ar-Ge ve yenilik faaliyetlerine yönlendirilmesini güvence altına alınmasıdır.

Ayrılan fonların enflasyon muhasebesi karşısındaki durumu

Tebliğ açıklamasına baktığımızda; 4691 sayılı Kanununun Ek 3’üncü maddesi ile 5746 sayılı Kanunun 3’üncü maddesi kapsamında oluşturulan fon hesapları, düzeltilme sonrası bilançoda yer alacak öz sermaye kalemleri arasında sayılmıştır. Düzeltme tarihi olarak “Deftere Kayıt Tarihi” esas alınır.  Bu kapsamda fonların enflasyon düzeltmesine tabi tutulmasıyla reel değerinin korunması amaçlanmaktadır.

Kazancı olup, beyannamede indirimden istisnadan yararlanmayanlar

Ar-Ge ve Tasarım İndirimi ile TGB kazanç istisnası arasında, fon ayrılmasına ilişkin uygulamada bazı farklılıklar bulunmaktadır.

Öncelikle, TGB’inde elde edilen kazançlar, kurum kazancı zarar ile sonuçlansa dahi yıllık beyanname üzerinde istisna olarak dikkate alınır. Bu kapsamda, istisna tutarının 2 milyon Türk Lirası ve üzerinde gerçekleşmesi halinde, fon ayrılması zorunludur.

Buna karşılık, Ar-Ge ve Tasarım İndirimi, yalnızca kurum kazancının bulunması durumunda beyanname üzerinden indirilebilen vergi avantajıdır. Kazancın yetersizliği nedeniyle beyanname üzerinde indirim konusu yapılamayan tutarlar ise sonraki yıllara devredilmekte ve takip eden yıllarda, 213 sayılı VUK uyarınca her yıl belirlenen yeniden değerleme oranı dikkate alınarak endekslenmekte ve indirilebilmektedir.

Dolayısıyla, kazanç yetersizliği sebebiyle beyanname üzerinde Ar-Ge ve Tasarım indiriminden yararlanamayan mükelleflerin, ilgili yılda fon ayırma zorunluluğu bulunmamaktadır. Ancak, devredilen tutarlar takip eden yıllarda güncellenmiş değerleriyle dikkate alınır ve kazanç oluşması halinde indirim konusu yapılabilir.

Ayrılan fon ile yapılacak yatırımlar,

Bu tutarın, geçici hesabın oluştuğu yılın sonuna kadar;

  1. Türkiye’de yerleşik girişimcilere yatırım yapmak üzere kurulmuş girişim sermayesi yatırım fonu paylarının satın alınması veya
  2. Girişim sermayesi yatırım ortaklıkları veya
  3. 4691 sayılı Kanun kapsamındaki kuluçka merkezlerinde faaliyette bulunan girişimcilere sermaye olarak konulması, şarttır.

Fon her yıl ayrılmak zorunda mı?

5746 Sayılı kanun ve 4691 sayılı Kanun’da yer alan düzenleme yürürlükte olduğu sürece ve mükellefin belirtilen istisna/indirimlerden beyanname üzerinden yararlanmaya devam ettikçe, her yıl fon ayırma ve fonun belirlenen yatırım alanlarına yönlendirilmesi zorunluluğu da devam edecektir.

Yapılan yatırımların elde tutulma süresi

Yasal düzenlemeler, geçici fon hesabına alınan yatırımların ne kadar süreyle elde tutulacağına ilişkin herhangi bir hüküm içermemektedir. Düzenlemenin amacı, girişim sermayesi yatırım fon ve ortaklıklarını, kuluçka merkezlerindeki yatırımları ve yenilik odaklı girişimleri desteklemek olduğundan, bu yatırımların orta ve uzun vadeli nitelikte olması öngörülmektedir.

Ancak, mevzuattaki bu boşluk nedeniyle söz konusu yatırımların satılması, devredilmesi, elden çıkarılması veya işletmeden çekilmesi önünde herhangi bir yasal engel bulunmuyor.

Ayrılan fon yatırıma dönüştürülmezse yaptırımı

Fonun ayrıldığı yılın sonuna kadar, ayrılan fon tutarının kanunda sayılan menkul kıymetlere yatırılmaması halinde, 5746 ve 4691 sayılı Kanunlar kapsamında yıllık beyanname üzerinden yararlanılan indirim/istisna tutarının %20’si, o yılda yararlanılan gelir ve kurumlar vergisi istisnasına dahil edilmeyecektir.

Bu durumda, zamanında alınmayan vergiler, vergi ziyaı cezası uygulanmaksızın tarh edilecektir.

Örneğin, 2024 yılında 10.000.000 TL Ar-Ge indiriminden yararlanan firmanın,

Ayrılması gereken fon tutarı              =10.000.000x%3= 300.000 TL

Fon yatırıma dönüştürmediğinde       =10.000.000x%20 = 2.000.000 TL tutarı üzerinden hesaplanan vergi ile normal tahakkuk esaslarına göre gecikme faizi tahsil edilebilir.

Kısmen yatırıma dönüştürülürse,

Ayrılan fon yatırıma kısmen dönüştürüldüğünde, dönüştürülmeyen kısma isabet eden indirim/istisnanın %20’si, o yılda yararlanılan gelir ve kurumlar vergisi istisnasına dahil edilmez yani orantılı olarak hesaplanır, indirim/istisna dışı bırakılarak vergilendirilir.

Yatırıma dönüştürülen menkul kıymetlerin değerlemesi

Tam mükellefiyete tabi girişim sermayesi yatırım fonu katılma payları ile girişim sermayesi yatırım ortaklıklarının hisse senetlerinden elde ettikleri kâr payları ve söz konusu katılma paylarının fona iadesinden doğan gelirler ile bu fonların katılma paylarının VUK kapsamında değerlenmesinden kaynaklanan değer artış kazançları, kurumlar vergisinden istisna edilmiştir.

GSYO ile kuluçka merkezinde faaliyette bulunan girişimcilere sermaye olarak konulduğunda, iktisap edilen menkul kıymetler hisse senedi niteliği taşır ve hisse senetleri alış bedeliyle değerlemeye tabi tutulur. Hisse senetlerinden elde edilen kâr payları ve söz konusu katılma paylarının iadesinden doğan gelirler kurumlar vergisinden istisna edilmiştir.

GSYF’larının değerlemesi sonucu çıkan olumlu fark; gelir kaydedilerek Geçici ve Kurumlar Vergisi Beyannamesi üzerinde KVK’nun 5/1-a-3 maddesi uyarınca istisnaya konu edilir, olumsuz fark ise; ortaya çıkan zarar, KVK’nun 5/3 maddesi uyarınca KKEG olarak dikkate alınır.     

Sonuç

Yararlandıkları Ar-Ge indirimi ve Teknokent istisnası tutarı 2 milyon Türk Lirası ve üzerinde olan mükelleflerin bu tutarlar üzerinden ayırdıkları fonları, herhangi bir vergisel riskle karşılaşmamaları ve hak kaybına uğramamaları açısından, ilgili yılın sonuna kadar Kanunlarda öngörülen yatırım araçlarına dönüştürmeleri önem arz etmektedir.

Kaynak: Sanayi Gazetesi