2024 yılını değerlendiren Baran Türkiye’nin ekonomik olarak toparlanma ve istikrar yılı olduğunu söylerken, 2025 yılı için iyimser olduklarını aktardı. Baran; “Pandemiyle sarsılan 2020’li yıllar, 2023 ve 2024’te de dünyanın karşısına zorlu sınavlar çıkardı. Türkiye, Cumhuriyet’in 100. yılında 6 Şubat’ta yaşanan ve “asrın felaketi” olarak adlandırılan depremlerle derinden sarsıldı. 11 ili etkileyen deprem, hem toplumsal hem de ekonomik açıdan büyük bir yıkıma yol açtı. Artan enflasyon, sıkı para politikaları ve küresel ekonomideki yavaşlama da sürecin zorluklarını artırdı.” dedi.
KÜRESEL GÜNDEM VE TÜRKİYE
Ankara Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Gürsel Baran, Türk ekonomisinin küresel gelişmelerden koruyarak istikrarını sürdürdüğünü dile getirdi. Gürsel Baran “2024 yılında iklim krizi, dünyanın pek çok bölgesinde olduğu gibi Türkiye’de de etkisini hissettirdi. İsrail-Filistin gerilimi, Rusya-Ukrayna savaşı ve Suriye’deki gelişmeler ise dünya gündeminde öne çıktı. Almanya gibi gelişmiş ekonomilerde üretim ve ticaret daralırken Türkiye ekonomisi, istikrarını büyük ölçüde korumayı başardı. Enflasyonla mücadelede kararlı adımlar atılırken, yılın sonunda faiz indirimleri konuşulmaya başlandı. Turizm gelirlerindeki artış ve yabancı sermaye girişindeki yükseliş de umut verici bir tablo çizdi.” diye konuştu.
2025’TE TÜRKİYE VE EKONOMİ İÇİN BEKLENTİLER
2025 yılına hem ülkemiz hem de dünya için umutla bakıyoruz. Türkiye’nin, ekonomide toparlanma sürecine gireceğine ve faiz indirimlerinin etkisiyle büyüme ivmesi kazanacağına inanıyoruz. Özellikle inşaat sektörünün yılın ortasından itibaren hareketlenmesi bekleniyor. Komşumuz Suriye’deki gelişmeler de ekonomik ilişkiler açısından önem taşıyor. Yeniden inşa çalışmaları için öngörülen 400 milyar dolarlık potansiyel, güçlü inşaat ve müteahhitlik sektörümüz için büyük bir fırsat sunuyor.
Avrupa Birliği ülkelerindeki ekonomik daralmalar ve küresel ticaretteki belirsizlikler Türkiye’nin ihracatında yeni pazarlar ve ürün çeşitliliği arayışını zorunlu kılıyor. Avrupa’nın yeşil dönüşüm sürecine uyum sağlayarak üretim kalitesini artırmak ve KOBİ’lere bu dönüşümde destek vermek kritik önemde.
TARIM, İKLİM KRİZİ VE DİJİTALLEŞME
İklim değişikliği ve dijitalleşme konularında küresel ilerlemeler Türkiye için de öncelik taşıyor. Tarım üretimi, gelecekte oluşabilecek risklere karşı stratejik bir alan olarak öne çıkıyor. Bu alanlarda atılacak adımlar, ülkemizin hem ekonomik hem de sosyal dayanıklılığını artıracaktır.
2025 yılına girerken Türkiye, coğrafyasındaki zorluklara rağmen umut ve kararlılıkla geleceğe yürüyor. Ekonomideki iyileşme, inşaat ve ihracat gibi lokomotif sektörlerdeki gelişmelerle desteklenecek. Türkiye, yeni yüzyılında küresel fırsatları değerlendirerek ekonomik ve toplumsal dayanıklılığını artırmaya devam edecektir.
Kaynak: Sanayi Gazetesi