Okumak nedir? Kim okumuştur, kim cahildir? Sahi ne oldu okul üstüne okul okuyan yarış atı gibi koşturulan gençliğe? İnsan düşünüyor devlet milletine tuzak kurar mı? Belki niyet halisti, ama akıbet ortada. Birkaç nesil, sanayiye gidersin yahut çoban olursun tehditleriyle ‘tabela’ üniversitelerinde ‘ziyan’ edildi. Petrolümüz madenimiz bu gençlik olması gerekirken, mesleksiz, zanaatsız, ruhsal bunalımda birkaç nesil toplumun içinde yaşam mücadelesi veriyor. Hem yüzbinlerce insanımızı tabela üniversitelerinin bahçelerindeki bataklığa gömdük, hem de eğitim kadar kutsal bir olguyu sorgulanır hale getirdik. Üniversite mezunu olmak artık her haliyle sıradanlık, çünkü ismini soy ismini kodlamayı bilen kayıt sırasına girebilir.
Sanayicimiz ara elaman sıkıntısından üretimini başka ülkelere kaydırıyor, ya da kapasitesini düşürüyor. Şimdi Suriyelilerin vatanlarına dönüşünü de düşünürsek bu sorun derinleşecek. Önce eğitimin içini boşalt herkesi ‘mezun’ yap, sonra sanayiciye Suriyeli Afgan gitmesin dedirt. Bir de üstüne milleti iş yapmamakla tembellikle suçla! Çevre ülkeleri biraz tanıyan bilir ki, Anadolu insanı içinde bulunduğu coğrafyanın en çalışkan halkıdır. Peki bu döngüden çıkış mümkün mü? Evet, hâlâ mümkün. Ekim ayında katıldığım bir konferansta Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin bunun sinyalini üstü kapalı olarak verdi. Önümüzdeki süreçte lise zorunluluğu dahil birçok şeyin değişeceğini, değişmesi gerektiğini düşünüyorum.
Şimdi dönelim okumazsan sanayiye gidersin tehditlerinin yapılmadığı dönemde yetişen Ayhan Usta’ya. Ayhan Bostancıoğlu ile geçtiğimiz günlerde aracımın bakım tamiri için gittiğim Eyüp’teki oto sanayide tanıştım. Hoş sohbet olan Erzurumlu Ayhan Usta ile yukarıdaki konuları konuşma fırsatı yakaladık. Usta, bu konularda oldukça tepkili. Mesleğe 7 yaşında başladığını ve 50 yıldır işini çok severek yaptığını belirten Bostancıoğlu, zorunlu eğitimin artık ülkeye zarar verdiğini söyledi. Meslek ve zanaat kazanmanın yaşı olduğunu belirten Usta, çocuk yaşta bir zanaat edinemeyen kimsenin ileride bunu başarmasının imkânsıza yakın olduğunu vurguladı. Her insanın mutlaka bir zanaatının olması gerektiğini söyleyen Ayhan Usta, kişinin istidadı varsa okumasının lüzumlu olduğunu belirtti. Ayhan Usta kendi oğlunu hem okutmuş hem de zanaat sahibi yapmış ve oğlunun da şu an dükkânı var. Bostancıoğlu, kendi işini yapmak isteyen ve zanaat sahibi olduğunu belgeleyen gençlerin devlet tarafından desteklenmesi gerektiğini de vurgulayıp, ailelerden çocuklarının ilgi ve kabiliyetlerini küçük yaşta saptayıp ona göre pratik olarak zanaat edinmesi için çalışması gerektiğini belirtti. Usta ile sıcak konu olan Suriyelilerin dönüşü sonrası oluşacak ara elaman sıkıntısını da konuştuk. Usta, eğitimin niteliği artırılıp ve zorunlu eğitim kalkarsa bu sorunun kalıcı olmayacağını ifade etti. Aklın yolu bir! Kalın sağlıcakla..