Bakan Nebati: “Enflasyonun Etkisi Azaldı”

Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, katıldığı televizyon programında ekonomi ve gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Bakan Nebati: "Enflasyonun Etkisi Azaldı"

Bakan Nebati: “Enflasyonun Etkisi Azaldı”: Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, Mart ayı enflasyon rakamlarını değerlendirerek gelecek döneme ilişkin öngörülerini açıkladı.

Nebati, dünyanın ekonomiyi soğutarak enflasyonla mücadeleyi parasal sıkılaşma ve faiz yükseltme üzerine kurulu bir şekilde yürütmeye başladığına dikkati çekerek, şöyle konuştu:

“Biz aykırı bir hareket yaptık. Buna sadece mekanik bir anlayışla, teknik bir değerlendirmeden ziyade toplumsal bir karşılığının olması doğrultusunda hareket etmemiz gerekti. ‘Büyümeden taviz vermeden enflasyonla da zamana yayarak mücadele etmeyi hedefliyoruz.’ diye yola çıktık. Bu dönemde Rusya – Ukrayna Savaşı ve sonrasındaki etkiler elbette ki hedeflerimizi bir miktar ötelemiş olsa bile yazla birlikte toparlamaya başladık. Enflasyonla mücadelemizi çok daha anlaşılır bir hale getirdik. Toplum da enflasyonla mücadeleyi bizim söylediğimiz şekilde içselleştirmeye başladı. Büyümeden taviz vermediğimiz için işletmeler üretime devam ettiler, salgın ve savaşın getirdiği imkanlardan faydalanan işletmelerimiz yakın coğrafyaya ihracatlarını artırdılar. Böylelikle bir taraftan üretim ve yatırım artarken diğer taraftan da işsizlikle ilgili herhangi bir problem yaşanmadı.”

Dün açıklanan enflasyonun, beklentilerini karşıladığını dile getiren Nebati, memur maaşlarında, asgari ücrette artışlar olduğunu, asrın felaketi depremlerle karşı karşıya kalındığını, bunlara rağmen enflasyonun bu seviyelere gelmesinin beklentileriyle uyumlu bir şekilde düşüşün sürdüğünü gösterdiğini belirtti.

Nebati, yıllık enflasyonda üç ayda 35 puanlık bir azalış olduğunun altını çizerek, “Önümüzdeki süreçte ramazan ayının getirdiği gıda fiyat artışlarına rağmen bir tarafta emtia fiyatlarında halen sakinliğin devam ediyor olması öbür tarafta döviz fiyatlarının makul seviyelerde hareket etmesinden kaynaklı olarak mayıs ayına girdiğimizde enflasyonun yüzde 50’nin altına ineceğini ve zaman içerisinde daha da düştüğünü göreceğiz. Sizi temin ederim ki enflasyonla mücadele konusunda yaptığımız tüm araştırmalarda enflasyonun artacağı beklentilerinin kırıldığını gördük. Bu, ‘enflasyon düşecek’ beklentisine dönüştü. Bir ara enflasyonu tetikleyen sebeplerden birisi, beklentilerdeki oran yüzde 40’tı. ‘Yarın fiyatlar artacak alayım’ diyerek ilerideki ihtiyacını erkene çekme davranışı ve beklentisi kırıldı.” değerlendirmelerinde bulundu.

Enflasyonun etkisinin azaldığının hissedilmeye başlandığını ifade eden Nebati, Türkiye’de kış aylarında diğer ülkelerden ayrıştığı bir durum olduğunu, sera ürünlerinin yetiştirildiği bu aylarda maliyet nedeniyle gıda fiyatlarının arttığını, yaz aylarında ise göreceli fiyat düşüşlerinin yaşandığını anlattı.

“Gıda Vazgeçilemez Bir Emtia”

Nebati, fiyatların yükselmesinde sürekli bir suçlu aramaktan ziyade bu işlerin belli bir plan çerçevesinde yapılması, kamunun gerektiğinde elini taşın altına koyması noktasında çekinmemesi gerektiğinin altını çizerek, “Gıda önemli ve vazgeçilmez bir emtia. Bizim burada yapmamız gereken, aracıların fiyatları artırıp artırmaması elbette ki çok önemli, burada tedbir alınmadığında fahiş fiyat katlamaları olabiliyor ama aynı zamanda bizim üretimi belli bir standart çerçevesinde ve Türkiye’nin gerçeklerine ve ihtiyaçlarına uygun bir şekilde yönetiyor olmamız gerek.” diye konuştu.

Kamu Borçları Kasa Hesaplamalarına Göre Ödenmeli

Kamuya iş yapan herhangi birisi parasını ne zaman alacağını bilmediği için ödeme planını da yapamayacağını ifade eden Nebati, “Aslında yapılması gereken şey, kamu borçlarını kişiye bağlı olmaksızın yaptığı işi maliyet ve kasa hesaplamalarına göre, 45, 60, 90’ıncı gün hangisiyse o gün ödemek zorunda olsun. O gün ödenmediği takdirde parasını alamayan kişi nasıl ki borcunu ödemediğinde bir faizle karşı karşıya kalıyorsa devlet de onun finansal maliyetini karşılasın. Kasada para varsa, kamu yöneticisi bunu ödemiyorsa zimmet suçuyla da cezalandırılsın. Market için de doğru olan şey şudur, ben Bakan Yardımcısıyken bununla ilgili çok çalışma yaptık, bir türlü neticelendiremedik. Gıdada 30 günde, diğer ürünlerde de azami 45-60 gün içerisinde ödemenin yapılmasının zorunlu hale getirilmesi lazım ama bu kanun veya bununla ilgili düzenlemenin herhalde artık önümüzdeki süreçte yapılma gibi bir sonucu çıkacaktır. Sadece marketlerde, kamuda değil Türkiye’de her işlemde öngörülebilirliğin sağlanması lazım. Öngörülebilirliğin olmadığı, hesap kitabın yapılmadığı bir dünya düzeninde iş doğru dürüst yürümez. Onun için ben bu konuda üreticilerden yanayım. Marketler de bu konuda şikayet etmeyecektir, ona göre yapılarını oluştururlar. Net olarak ödeme vadesi azaltılmış her üründe fiyatlar düşer ve enflasyona da olumlu katkı sağlar” dedi.

Depremin Ekonomiye Etkisi

Depremden kaynaklı 104 milyar dolarlık bir servet kaybının olduğunu ifade eden Nebati, bu yıkımın psikolojik ve manevi yarasının da çok büyük olduğunun altını çizdi. Afet olayına hiçbir zaman maddi açıdan bakmadıklarını vurgulayan Nebati, şöyle dedi:

“104 milyar dolarlık kayıp var ama bunun bir de bütçeye etkisi var. Bizim bu yıl 4,5 trilyonluk bir bütçemiz var. Sadece Çevre ve Şehircilik Bakanlığımızın alt üst yapı konutlar vesaire tamamının maliyeti 2 trilyon lira, bu yıla etkisi 600 milyar lira. Depremden dolayı kayıpları da koyduğumuz zaman 1 trilyon liralık bir yükümüz var. Bizim bütçe üzerindeki bu yükü karşılamamız lazım, aynı zamanda servet kaybımızı giderecek tedbir almamız lazım. Bununla beraber de enflasyonla mücadele etmemiz lazım.”

Oluşan servet kaybının etkisinin ilk çeyrekte göründüğünü anlatan Nebati, “Hızlanan inşaat çalışmalarıyla çimento, seramik gibi pek çok alanda gelir arttı. Bu inşaat çalışmalarının hem üretimin artmasına hem de milli gelirin ilk çeyrekteki kaybının telafi edilmesi noktasında etkisinin olacağını düşünüyoruz. 2. çeyrekten itibaren büyümeye bir etkisinin olacağını düşünüyoruz” diye konuştu.

OSB’ler İçin Kaynak Oluşturuldu

Nebati, özellikle deprem bölgelerindeki OSB ve küçük sanayi sitelerindeki üretimin bir an önce başlaması ve hızlandırılması için de bir kaynak oluşturduklarını dile getirerek, bu kaynakla da vatandaşların hızlı bir şekilde kendi şehirlerine tekrar intikal etmesine intibaklarının hızı gerçekleşmesini sağlayacaklarını anlattı.

Geçen ay gerçekleşen Uluslararası Bağışçılar Konferansı’nda 7 milyar avroluk bir miktara ulaşıldığına işaret eden Nebati, bunun 1 milyar avrosunun Suriye’ye 6 milyar avrosunun da Türkiye’ye verildiğini ifade etti. Nebati, bu miktarın 1,7 milyar avrosunun hibe 4,3 milyar avrosunun da projelere aktarılacağını dile getirerek, “Başta Dünya Bankası olmak üzere birçok kurum afetin ne kadar şiddetli olduğunu gördükten sonra miktarların artırılması ve hacmin genişletilmesi noktasında adımlar atıyor. Burada belediyelere ve kamu kurumlarına çok iş düşüyor. Çünkü proje karşılığında verilecek bunlar. Kayıplar az değil ama bunu çok hızlı bir şekilde telafi edeceğiz” diye konuştu.

Çevre Şehircilik Bakanlığı ile birlikte kentsel dönüşümle ilgili de çok önemli bir kampanya başlattıklarını dile getiren Nebati, dönüşüme tahsis edilmiş binayı, daireyi yenilemek isteyene maliyetin hemen hemen tamamını kredilendireceklerini ve bunun çok düşük faiz oranlarıyla yapılacağını vurguladı.

Nebati, deprem bölgesindeki esnaf ve firmaların ödemelerine ilişkin de bir düzenleme getirdiklerini anımsatarak, “Çeklerle ilgili 6 Şubat’ı baz alarak 6 Nisan’a kadar çeklerin ödenmesiyle ilgili herhangi bir sorun olmayacağını, karşılıksız kaşesi basılmayacağını belli bir miktar varsa onun alınabileceği yönünde bir karar çıkarmıştık. Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ile de görüştük, bunu 1 Mayıs’a kadar uzatma eğilimindeyiz” şeklinde konuştu.