İşte Beştepe’de Hakim ve Cumhuriyet Savcıları Kura Töreni’nde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarından önemli satırbaşları:
İRAN CUMHURBAŞKANI REİSİ’NİN HELİKOPTER KAZASINDA HAYATINI KAYBETMESİ
“Sayın İbrahim Reisi’nin ve beraberindeki heyetin helikopter kazasında hayatını kaybettiğini öğrendik. Bu elim kazadan duyduğumuz derin teessürü öncelikle ifade etmek istiyorum. İran halkına başsağlığı diliyorum. Kaza haberini aldıktan sonra süratle İran bakanlarıyla görüşerek, tüm imkanlarımızla arama-kurtarma çalışmalarına hazır olduğumuzu belirttik. Akıncı İHA’mızı bölgeye sevkettik. Arama-kurtarma ekiplerimiz de hemen yola çıktılar. Helikopter enkazı tespit edildikten sonra ekiplerimiz geri döndü.

YAKIN DİYALOG İÇİNDE OLMUŞTUK
Merhum Reisi’yi Ocak ayında misafir etmiştik. Bölgemizi ilgilendiren konularda çok yakın diyalog içinde olmuştuk. Verdiği çabalara bizzat şahitlik ettik. Kendilerini şükran ve minnetle yad ediyorum. Türkiye olarak her zaman olduğu gibi dost ve kardeş İran halkının yanında olacağız. Bir kez daha en derin taziyelerimi iletiyorum. İranlı kardeşlerimizin bu süreci suhuletle yöneteceklerine yürekten inanıyorum.
HAKİM VE SAVCI SAYISINI YÜKSELTİYORUZ
Yargı adaylarımızın bir kısmının kurasını çekeceğiz. 1044 hakim ve savcımızı ülkemizin dört bir yanındaki görev yerlerine yolcu edeceğiz. 81 vilayeti ile bu ülkeyi çok sevmelerini istiyorum. İnşallah gittikleri yerlerde adalet sancağını yücelteceklerine inanıyorum. Bugünkü törenle hakim ve savcı sayımızı 25 bine yaklaştırıyoruz. 9 bin 349 olan hakim savcı sayısını 2 buçuk kattan fazla artırdık.

ADALETE ERİŞİMİ KOLAYLAŞTIRAN TARİHİ REFORMLARA İMZA ATTIK
Yargıda çift başlılığa son verilmesinden bireysel başvuru hakkına arabuluculuk müessesesine hasılı çok geniş bir yelpazede adalete erişimi kolaylaştıran tarihi reformlara imza attık. Güven veren adalet hedefiyle bu alandaki çalışmalarımıza hız kesmeden devam edeceğiz.

DARBECİLERİN YARGILANMASINI SAĞLADIK
Darbecilerin yargılanmasını sağladık. İktidarlarımız döneminde milli iradeye kasteden darbeciler yargılandı, geç de olsa hak ettikleri cezaları aldılar. 12 Eylül ve 28 Şubat’ta demokrasiye darbe yapanlar bağımsız Türk mahkemeleri tarafından mahkum edildi. Aynı durum 15 Temmuz darbe teşebbüsünün ele başları için de geçerlidir.
YURT DIŞINA KAÇAN ALÇAKLARIN DA PEŞİNİ ASLA BIRAKMAYACAĞIZ
253 insanımızı şehit edenler gün yüzü göremeyecekler. Yurt dışına kaçan alçakların da peşini asla bırakmayacağız. Son FETÖ’cü hain de yargıya hesap verene kadar enselerinde olacağız. Demokrasimize uzanan elleri kırmaktan çekinmedik, çekinmeyeceğiz.

6-8 EKİM HADİSESİ BİR TERÖR KALKIŞMASIDIR
6-8 Ekim hadisesi asla bir protesto gösterisi değil, 37 insanımızın vahşice öldürüldüğü bir terör kalkışmasıdır. Bu isyan girişiminde 37 insanımız şehir eşkıyaları tarafından katledilmiştir. Doğrudan devleti hedef alan isyan girişimiydi. 6-8 Ekim olaylarını kimse mazur ve meşru gösteremez. Hukuk bunlardan hesap sormak zorundadır. Mahkeme kararlarıyla ilgili haddi aşan yorumları kabul etmiyoruz. Karar yüreklere su serpmiştir. İsyan girişiminden 10 yıl sonra hakkın yerini bulduğunu görüyoruz.