Dönüşüm ancak birlikte mümkün

Sanayi Gazetesi’nin Yeşil Sanayi Sempozyumu’nda Meteoroloji Mühendisi Bünyamin Sürmeli, ‘İklim Yasasının Etkileri’ sunumuyla yer aldı.
Dönüşüm ancak birlikte mümkün Dönüşüm ancak birlikte mümkün

Sanayi Gazetesi tarafından düzenlenen Yeşil Sanayi Sempozyumu’nda Meteoroloji Mühendisi Bünyamin Sürmeli, sürdürülebilirlik ve yeşil dönüşüm kapsamında hazırladığı ‘İklim Yasasının Etkileri’ adlı sunumuyla yerini aldı. Bünyamin Sürmeli, sempozyumda İklim Yasası’nın etkilerinden bahsetti.

Arzu AYDOĞDU PEHLİVAN

Sürdürülebilirliğin 3 ayak üzerine oturduğunu söyleyen Sürmeli, “Amacımız ekonomi, insan ve doğanın aynı anda hayatta kalması. Ekonominin dengede olması bir üretim motivasyonudur. İnsan sağlıklı kalmalı ve doğayı da korumalı. Bu 3’ünün birleştiği alana sürdürülebilirlik diyoruz. Sürdürülebilirlikte, akıl, teknoloji ve araştırma var. Yapmamız gereken en önemli şey israfı önlemek, verimi artırmak, doğadan ve insandan yana düşünmektir” ifadelerine yer verdi.

Yenilenebilir enerjinin fosil yakıtın yerine koyulması gerektiğini söyleyen Sürmeli, “Bugün dünya yenilebilir enerjiyi, fosil yakıtın üzerine koyuyor. Biz yerine koymadığımız müddetçe yenilebilir enerji bizim kaynağımızı tüketmeye devam ediyor. Evrende cansız hiçbir şey yok. Evren bize göre değil; biz evrenin kural ve kaidelerine göre yaşamamız gerekiyor. Teknolojiyi, tekstili bir kenara bırakalım, bizler sadece çöpe attığımız gıdayı bir araya topladığımızda dünyada en fazla emisyon üreten 3. ülke oluyoruz. Üretiyoruz ve tüketmeden çöpe atıyoruz. Çünkü 32 milyar insana yetecek gıdayı 8 milyar insan yiyemez. Bizim dengesiz yaşamımız doğayı etkiliyor. Varlığımızı haz almak üzere sürdürüyoruz. Hem dünyayı hem cebimizi hem de psikolojimizi mahvediyoruz” dedi.

150 bin yıllık ısınmanın 150 yılda gerçekleştiğini dile getiren Sürmeli, “1750 yılında 280 olan PPM, 2025 yılında 430 PMM’e ulaştı. İklim değişikliğinin sonuçları; buzulların erimesi ve afetleri getiriyor. Kuraklık ve gıda krizi, ormanların yok olması ve yangınlar, hava kirliliği ve rahatsızlıklar var. Birgün içinde sıcaklık 15 derece birden düşüyor. Bir gün içinde bahar oluyor, kar yağıyor. İşte bunun sebebi küresel ısınmadır. Kuraklık ve gıda krizi kendisini gösteriyor. 2024 yılı sanayi öncesi döneme göre ortalama 1,46 santigrat derece daha sıcak olarak NOAA’ya göre kayıtlardaki en sıcak yıl oldu. Havalar ısınmaya başlayınca koşullara uyum sağlayamayan türler göç etmeye başlıyor. Daha önce karşılaşmayan türler bir arada yaşamaya başlıyor. 2024 verilerine göre her yıl ortalama 8,1 milyon insan kirlilik nedeniyle hayatını kaybediyor.  Hava kirliliğine bağlı oluşan hastalıkların başında; kardiyovasküler rahatsızlıklar, kanser, diyabet, inme ve diğer metabolik hastalıklar geliyor. Temiz Hava Hakkı Platformu’nun yayınladığı 2024 ‘Kara Raporu’na göre; Türkiye’de nüfusun yüzde 92’sinden fazlası Dünya Sağlık Örgütü standartlarına göre hala kirli hava soluyor. Yapılan araştırmalar, bugünkü yaşantı şeklinin insanlığı güvenliği bir şekilde yüzyılın sonuna taşımayacağını gösteriyor” şeklinde konuştu.

Yeşil bir dünya için neler yapılması gerektiğinden de bahseden Sürmeli, “Dolayısıyla buradaki enerji hem çok yüksek hem de çok önemli.  Burada alınan kararlar, uygulanacak performans, Yarının dünyasında bir emisyonu ne kadar düşüreceğimiz nasıl yeşil bir dünya oluşturabileceğimiz çok önemli. Bu dünya bizden sonraki nesile emanet. Babalarımızdan, dedelerimizden gelecek nesile bir miras aslında. Bu emaneti nasıl sağlıklı bir şekilde teslim edeceğimizi şu anda ele almalıyız. Sanayi Gazetesi’nin de öncü olduğu bu sempozyum çok kıymetli. Gerekli emisyon azaltımı için taşın altına elimizi koyacak yer burası. Burada olduğum için de çok mutlu oldum” dedi.

Önce problemin ne olduğunu anlamız gerektiğinin altını çizen Sürmeli, şu cümlelere verdi: “Dünyaya ne yaptığımızı anlamamız lazım. Bunun için de dünyanın nasıl yaşadığını anlamamız gerek. Biz eğer dünyanın karar vericisi olarak hareket edersek sıkıntı yaşarız. Buranın patronu gibi yaşarsak dengeleri bozarız. Dünya bir şekilde silkelenir, bizi atar ve kendi yoluna bakar. Dolayısıyla bizim kendimizi dünyaya adapte etmemiz gerekiyor. En büyük problem de insanın adaptasyon problemi. İnsani bir şekilde yaşarsak bu problemin üstesinde gelebiliriz. Elbette bize sunulmuş nimetleri sonuna kadar kullanmamız gerekiyor.  Ama yeşili de yok etmememiz gerekiyor.   4 buçuk milyar yıldır gelen gezegene sadece 100 yıllık yaşantımızla çelme takmıyor olmamız lazım. Çünkü o çelmeyi kendimize takıyoruz. İklim yasasında kural koyucu da uygulayıcı da emisyonun azaltılması daha doğru sürdürebilir bir yaşantıya gitmesi gerek.  Zararlı olan şeyleri kaldırıp, şirketlerin verimini artırmamız gerekiyor.”

Yeşil dönüşümün KOBİ’lere birçok fırsat sunabileceğini hatırlatan Sürmeli, İklim Kanunu’na uyumun KOBİ’ler için doğru kaynaklarla yönetildiğinde rekabet avantajı sağladığını da sözlerine ekledi. Dönüşümün ancak birlikte mümkün olduğunu vurgulayan Sürmeli, OSB’ler, sanayi odaları, kamu ve akademinin bir araya gelerek ortak iklim eylem planlarının hazırlanması gerektiğini vurguladı.

Kaynak: Sanayi Gazetesi