İklim değişikliği etkilerinin yoğun olarak hissedildiği ülkemizde, su verimliliği uygulamalarının tüm sektörlerde yaygınlaştırılması amacıyla Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından hazırlanan ‘Su Verimliliği Yönetmeliği’ 27 Aralık 2024 tarihinde yürürlüğe girdi.
Sevgi PİLGİ
Su Verimliliği Yönetmeliği geleceğe yönelik kaynakları korumak için sürdürülebilir kalkınmanın temel taşlarından biridir. Su kaynaklarının bilinçli yönetimi sayesinde, ekosistemlerin korunması, ekonomik kalkınma ve toplumsal refahın artırılması hedefleniyor.
SU VERİMLİLİĞİ BİLGİ SİSTEMİ
Söz konusu yönetmelikle, tüm sektörlerde su kullanımına ilişkin mevcut durumun tespiti, suyun verimli kullanılmasını sağlayacak tedbirlerin belirlenmesi, uygulanması, izlenmesi ve raporlanması süreçlerinin tamamını içeren Su Verimliliği Sistemleri kurularak, yurt çapında Su Verimliliği İl Planları hazırlanacak. Yönetmelik ile suyu verimli kullanan faaliyetlere Mavi, Yeşil ve Turkuaz olmak üzere 3 farklı seviyede Su Verimliliği Belgesi düzenlenecek.
GÜÇLÜ DİJİTAL ALTYAPI
Yönetmelik rehberliğinde çalışmalarını sürdürdüklerine dikkat çeken Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, suyun verimli kullanımı konusunda sağlanan başarıları belgelendirerek, sürdürülebilir su yönetimini teşvik edeceklerini ifade etti. Bakan Yumaklı, yönetmelik kapsamında ‘Akıllı Su Verimliliği Yönetim Sistemi’ni kuracaklarına işaret ederek, şu ifadelere yer verdi: “Sistem ile su verimliliği uygulamalarında veri yönetimini güçlendireceğiz ve sürecin etkin takibini sağlayacağız. Suyun korunması ve verimli kullanımı için oluşturacağımız bu güçlü dijital altyapı ile su yönetiminde kalıcı bir dönüşümü gerçekleştireceğiz.” ‘Su Verimliliği Yönetmeliği’nin, su tüketimini azaltmak, israfı önlemek ve doğal ekosistemleri korumayı amaçlarken, su tasarrufuna yönelik standartlar ve teknolojilerin kullanımını teşvik ettiğini söyleyen Akım Metal San. ve Tic. A.Ş Çevre Mühendisi ve Enerji Sorumlusu Ferdi Dülger, “İlk etapta özellikle su tüketimi yüksek olan sanayi sektörlerinde uygulanması öncelikli olan bu yönetmelik, ilerleyen yıllarda bireysel düzeyde de hepimizi kapsayacak zorunluluklar getirebilir” dedi. Söz konusu yönetmeliğin, özellikle su tüketimi yoğun sektörlerde önemli değişiklikler getireceğini vurgulayan Ferdi Dülger, tarımda modern sulama tekniklerinin teşvik edilirken, sanayide suyun geri dönüşümü ve yeniden kullanımının zorunlu hale geleceğini vurguladı.

SU KAYNAKLARININ VERİMLİ KULLANIMI
Su verimliliği ile ilgili yapılan seminerlerin, toplantıların Su Verimliliği Yönetmeliği’nin etkin uygulama sürecinde önemli bir aşama teşkil ettiğini dile getiren Dülger, “Özellikle Marmara Havzası gibi sanayi açısından yoğun bölgelerde, su kaynaklarının korunması ve verimli kullanımı büyük önem taşıyor. Bu tür toplantılar, havza bazlı su yönetim sorunlarının analiz edilmesine, ilgili paydaşlar arasında bilgi paylaşımına ve çözüm stratejilerinin oluşturulmasına olanak sağlamaktadır. Ancak bu toplantıların çıktılarının somut tedbirlerle hayata geçirilmesi, uzun vadeli başarı için kritik bir öneme sahiptir” şeklinde konuştu.
KRİTİK BİR YOL OYNUYOR
Su verimliliği sisteminin, özellikle tarımsal sulama ve sanayi sektörlerinde yoğun su tüketimi olduğu dikkate alındığında büyük önem taşıdığını söyleyen Dülger, şunları söyledi: “Ancak, su tüketiminin yalnızca su faturası gibi tek bir takip sistemiyle izlenmesi yeterli değildir. Bu nedenle, etkili bir izleme sistemi kurulması, su israfının tespit edilmesi ve önlenmesi açısından kritik bir rol oynuyor. Bu yönetmelik, suyun her damlasının takip edilmesini ve verimli kullanılmasını mümkün kılacak. Su Verimliliği Belgesi de suyu etkin ve sürdürülebilir bir şekilde kullandığını kanıtlayan bir sertifikadır. Bu belge, özellikle sanayi, tarım, enerji üretimi ve hizmet sektörlerindeki işletmelere verilir. Ayrıca, su kullanımını optimize eden teknolojiler ve yöntemler uygulayan, su geri dönüşüm süreçlerini entegre eden, su verimliliğini artırmaya yönelik projeler geliştiren ve sürdürülebilir su yönetim sistemleri kuran işletmelere de bu belge verilir.

YARIN İÇİN YATIRIM YAPMALIYIZ
Son olarak su ayak izinden bahseden Dülger, “Bir kişi, ürün veya hizmetin üretimi sırasında doğrudan ve dolaylı kullanılan su miktarının bir göstergesidir. Üç ana bileşeni vardır: mavi su (doğal su kaynakları), yeşil su (yağmur gibi doğal su birikintileri) ve gri su (kirlenen suyun arıtılması için gereken su miktarı). Adına kısaca “yeşilsu” dediğimiz bu kaynak, ulusal su ihtiyacımızın %60’ından fazlasını karşılıyor. Yağan her damla yağmur, elmas kadar değerli olup, dikkatle toplanıp korunmalıdır. Geçtiğimiz yıllarda gündeme gelen müsilaj sorunu, Su Verimliliği Yönetmeliği’nin yayınlanmasında etkili önemli bir rolü olduğunu düşünüyorum. Marmara Havzası, bu yönetmelik açısından önemli olup, müsilaj sonrası özel koruma alanı ilan edilerek deşarj limitleri azaltılmıştır. Belediyeler ve özel işletmeler, bu limitlere uyum sağlamak amacıyla büyük yatırımlar yapmaktadır. Yıllarca hepimizin bildiği markaların su kaynaklarımızı kirletmesine sessiz kaldık. Şimdi ise kirletilen bu kaynakların ıslahı için büyük çabalar, özveriler ve ciddi yatırımlar gerekmektedir. Dün sessiz kaldık, bugün yarın için yatırım yapmalıyız.”
SU KAYNAKLARININ VERİMLİ VE SÜRDÜRÜLEBİLİR YÖNETİMİ
Ülkemizde nüfus ve su talebi artışından dolayı su kaynaklarının hızlı bir şekilde tüketildiğini söyleyen Çevre Mühendisi Olgaç Sürmelihindi, su kaynaklarının verimli ve sürdürülebilir yönetiminin zorunlu bir hale geldiğini ifade etti. Sürmelihindi, ‘Su Verimliliği Yönetmeliği’ ile su verimliliği sistemlerinin kurulmasının, su verimliliği il planlarının hazırlanmasının amaçlandığını söyledi. Özellikle tarımsal amaçlı yapılan sulamalarda su tüketiminin fazla olduğunu dile getiren Sürmelihindi, “Dünyadaki tarımsal amaçlı su kullanımı, toplam sektörel su kullanımlarının yaklaşık %70’ini oluşturmaktadır. Ayrıca tekstil sektöründe (boyahane işletmeleri gibi) ve hazır beton sektöründe üretim sırasında çok su kullanımı olmaktadır. Çoğu firma şebekeden almış olduğu su miktarı yetmediğinden dolayı taşıma yoluyla veya kuyudan su temini ederek üretimde kullanmaktadır. Taşıma yoluyla veya kuyudan temin edilen sular yasal izinler (yeraltı suyu arama ve kullanma belgesi) olmaksızın karşılanmaktadır ve son zamanlarda bu yolları tercih eden firma sayısı arttığından dolayı su kaynaklarımızı hızlı bir şekilde tüketmekteyiz. Bundan dolayı DSİ (Devlet Su İşleri) Genel Müdürlükleri yeraltı su kaynaklarımızın korunması amacıyla sanayide bulunan firmaların kuyu suyu kullanımını yasaklamış olup, yer altı suyu arama ve kullanım izin belgesi vermemektedir” ifadelerine yer verdi.

SU KAYNAKLARIMIZI HIZLI BİR ŞEKİLDE TÜKETİYORUZ
Yönetmeliğin, suyun korunması ve verimli kullanımı için stratejik bir yol haritası çizerek su yönetiminde uzun vadeli ve etkili adımlar atılmasını hedeflediğini söyleyen Sürmelihindi, “Biliyorsunuz ki sularımızı verimli bir şekilde kullanamıyoruz ve su kaynaklarımızı hızlı bir şekilde tüketiyoruz. Haberlerde ve sosyal medyalarda barajların doluluk oranlarının yeterli seviyelerde olmadığı ve gerekli tedbirlerin alınmadığı sürece su kıtlığı tehlikesi ile karşı karşıya kalabileceğimizden bahsediliyor. Kış aylarında yeterli miktarda yağmur yağmadığından dolayı barajlarda yeterli seviyede doluluk oranı olmuyor. Tabi iklim değişikliğinin de etkisi çok büyük. Yaz aylarında su tüketimi arttığından dolayı maalesef gerekli tedbirleri yeterince alamıyoruz. Eğer gerekli tedbirleri alamazsak ileride su sıkıntısı yaşayacağımız kesin. Su sıkıntısının önüne geçmek için ilgili yönetmelik sayesinde işyerleri ve evlerimizde tükettiğimiz suları daha verimli bir şekilde kullanabileceğiz. Ayrıca Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından suyun verimli kullanımı ile ilgili yol gösterici dokümanlar yayımlanmış olup, Belediyeler ve su kanalizasyon idareleri tarafından da halkın bilgilendirilmesi ve bilinçlendirilmesi çalışmaları yapılmaktadır” şeklinde konuştu.
ÇEVRE MÜHENDİSLERİNE BÜYÜK İŞLER DÜŞÜYOR
Su verimliliği ile ilgili çalışmalarda firmaların yapması gereken çalışmaların yanında Çevre Mühendislerine de büyük işler düştüğünü hatırlatan, Sürmelihindi sözlerini şöyle tamamladı: “Alacağımız tedbirler ile su kaynaklarımızı koruyabiliriz. Bu alınacak tedbirlere örnek verecek olursak; yağmur sularının bir sistem ile toplanıp tekrar kullanılması sağlanabilir. Evlerimizde ve işyerlerinde musluk ve borularda kayıp ve kaçaklar olabilmektedir. Bu kayıp ve kaçaklarını tespit ederek sularımızın boşa harcanmasının önüne geçebiliriz. Çamaşır ve bulaşık makinelerini tam doldurduktan sonra çalıştırmalıyız. Bulaşıklarımızı makinede yıkamalı ve bulaşıkları makineye koymadan önce yemek artıklarını bir fırça ile sıyırmalı, suyla temizlememeliyiz. Dişlerimizi fırçalarken ya da ellerimizi yıkarken musluğu kapatmalı, sadece durulama süresince musluğu açık tutmalıyız. Duş alma süremizi çok uzun tutmamalıyız. Çoğu firma proses sonucu oluşan atıksularını geri kazanım yöntemiyle tekrar proseste kullanabilmektedir. Ayrıca tarımsal maksatlı sulama, sektörel su kullanımlarının önemli bir kısmını oluşturmaktadır. Bu nedenle, tarımsal sulama verimliliğinin iyileştirilmesi neticesinde elde edilecek su tasarrufu miktarı da yüksek olacaktır. Sanayi tesislerinde veya diğer sektörlerde atıksuların tekrar kullanımı ile ilgili iyi uygulama örneklerinin ve sistemin işleyişi hakkında gerekli bilgilendirmelerin yapılması gerekir. Bu yönetmelik sayesinde gerekli adımlar daha fazla atılarak suyun verimli bir şekilde kullanımı sağlanacak “dedi.
Kaynak: Sanayi Gazetesi