PTT AŞ Genel Müdürü Hakan Gülten, “Bizim en büyük inancımız Çin’den sonra Türkiye’de üretilen ürünler, e-ticarete en uygun ürünler. Dünyada bizim kadar bu işe yatkın çok az ülke var ve biz bu konuda iddialıyız.” dedi.
Frankfurt’ta Uluslararası Posta, Kargo ve Kurye Endüstrileri Fuarı‘na katılan Türk şirketlerine destek vermek için Almanya’da bulunan Gülten, AA muhabirine, gelecek dönem hedeflerine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Söz konusu fuarın posta ve kargo dünyasında yeni teknolojilerin sergilendiği bir fuar olduğunu ifade eden Gülten, “Türk şirketlerini yalnız bırakmamak için hem de dünyadaki teknolojik gelişmeleri takip etmek için buradayız. PTT’nin 182. kuruluş yıl dönümüne denk gelmiş oldu. Dünya Posta Birliği’nin de içinde bulunduğu fuarda biz de yerimizi aldık.” diye konuştu.
Gülten, “Posta sektöründe doğal bir gerileyiş söz konusu. İletişimin dijital mecralara kaymasıyla birlikte biz de hem devlet tebligatlarımızı hem de iletişim alanında vatandaşlarımıza sunabileceğimiz yeni hizmetleri teknolojik alanlara taşıyoruz. Tabii ki fiziksel mektuptaki azalmadan biz de etkilendik. Bunun yanında kargo tarafında ciddi bir artışımız var, bu dengeleri görerek sektör nereye gidiyorsa biz bu konuda öncü olmaya devam edeceğiz.”
E-Ticaret Alanında Şu Anda Baş Aktörler Arasındayız
E-ticaret alanında şu anda baş aktörler arasındayız. Büyük aktörlerimiz de var. Biz devlet kuruluşu olduğumuz için reklam ve diğer alanlarda çok fazla hareket kabiliyetimiz olmayabiliyor ama güven noktasıyız.” değerlendirmesinde bulunan PTT AŞ Genel Müdürü Hakan Gülten şöyle devam etti: “Tüm tedarikçilerimizi hem kontrol etmek zorundayız hem de sattıkları ürünleri kontrol etmek zorundayız. Böyle bir görevimiz de var. Sadece ticari olarak bakmıyoruz konuya. Bizim en büyük inancımız şu Çin’den sonra Türkiye’de üretilen ürünler e-ticarete en uygun ürünler. Dünyada bizim kadar bu işe yatkın çok az ülke var ve biz konuda iddialıyız” ifadelerini kullandı.
Türk ürünlerini sadece Türkiye içinde değil, yurt dışında da pazarlayabileceğimize, burada e-ticaret platformumuz da buna uygun. Birçok yurt dışı siteye de web servis veriyoruz. Milyonlarca ürün içinden onaylanmış ürünlerimizi yani fiyatı, kalitesi, satıcısı onaylanmış ürünleri web hizmeti üzerinden yurt dışındaki sitelere sunuyoruz. Orada da satışlar gerçekleştirildiğinde Ptt-AVM üzerinden yine onlara gönderilerimizi yapıyoruz.”
“Köy ve Mecralarımızdaki İletişimi de Sağlamak Zorundayız”
Gülten, asli görevlerinin Türkiye’de iletişimin kesintisiz sağlanması olduğunu ve bu konuya ticari olarak bakmadıklarını belirtti. Hiçbir banka ve kargonun bulunmadığı 1600 noktada çalışanları ve iş yerleri olduğunu kaydeden Gülten, şöyle devam etti: “Vatandaşımıza hizmet ediyor, dolayısıyla sadece ticari olan İstanbul’un kalabalık semtlerinde faaliyet göstermiyoruz. Bu arada sektörün birçok işi bu semtler üzerinde dönüyor, daha az insanın bulunduğu yerlerde para kazanamıyorsunuz, zararına iş yapmak durumundasınız. Ama biz zararına da olsa oraya hizmet götürmek zorundayız. Ülkemizin evrensel posta yükümlüsüyüz. Bu ne demek; yurt dışından Afrika’dan, Avrupa’dan bir kişi mektubunu gönderdiğinde Hakkari’nin dağı da Muğla’nın köyü de olsa, tek başına adada bir ev de olsa bu gönderiyi oraya ulaştırmak, iletişimi sağlamak zorundayız. Sadece kalabalık şehirlerdeki iletişimi değil, köy ve mecralarımızdaki iletişimi sağlamak zorundayız.
Bu anlamda hızlı şekilde para kazanacağımız yerlere odaklanmak yerine ülke geneline yaygın bir hizmet vermeye çalışıyoruz. Ülkedeki her eve bir mektup gönderilse, biz onu 2 hafta içinde tamamına ulaştırıyoruz. Bu büyük bir görev. Özel şirketlerle aramızdaki fark buradan kaynaklanıyor.”
“Araç Filomuzun Yüzde 80’ini Elektrikliye Çevirmeyi Planlıyoruz”
Gülten, fosil yakıtlı araçların geldiği noktada dünyaya ne kadar zarar verdiği ortaya çıktığını vurgulayarak, “Bunları bugüne kadar kullanmaya mecburduk. Artık elektrik teknolojisi de belli bir noktaya gelmesiyle birlikte biz de PTT içinde elektrikli araç dönüşümünü başlattık. Hem denemelerimizi yapıyoruz. Fuarda da birçok elektrikli araç üreticisi yerli firmalarımızı gördük. Bunu yanında milli teknoloji hamlemiz TOGG’da yakın zamanda devreye girecek. Bu anlamda bizim elektrikli araç filomuzu yenileme hızımızda bazı revizyonlara gittik.
2030’a kadar araç filomuzun yüzde 80’ini elektrikliye çevirmeyi planlıyoruz. Tabii bu bir altyapı meselesi. Ülkemiz birçok ülkeden daha önce altyapı kurumlarına başlamış oldu. Elektrikli araçları kullanabilmeniz için şarj noktalarına ihtiyacınız var. Bunlara uygun hizmetlere ihtiyacınız var. Bu teknolojiler ülkemizde var ve bu konuda da öncü olmaya devam ediyoruz.
Birçok ülkede daha elektrikli araçlar kullanılmazken biz denemelerimizi yapmaya, siparişlerimizi vermeye başladık. Şu an elektrikli scooter filomuz 500 adete ulaştı. Posta dağıtımında elektrikli scooterimizi başta İstanbul ve Ankara büyükşehirlerimiz olmak üzere birçok şehrimizde kullanıyoruz ve bilfiil bunu faydalarını görerek filomuzu da genişletmeye devam ediyoruz.” ifadelerini kullandı.
Deutsche Post İle İş Birliği
Almanya’dan “Deutsche Post” ile daha önce bir iş birliği protokolü imzaladıklarını bildiren Gülten, Frankfurt’taki fuarda bu işbirliğini nasıl geliştireceği konusunda Deutsche Post yetkilileriyle görüşeceklerini belirtti.
PTT AŞ Genel Müdürü Hakan Gülten, Deutsche Post karşılıklı indirimlere gittiklerini dile getirerek, “Birçok vatandaşımız Almanya’da. Aynı şekilde birçok Alman vatandaşı da Türkiye’de yaşıyor. Karşılıklı gönderi trafiğimiz en yoğun olan ülkeler arasında. Bu manada hem vatandaşlarımıza fayda ve daha iyi bir iletişim sağlamak amacıyla bu anlaşmayı imzaladık.
Birbirimizin gönderilerine öncelik tanıyoruz, indirimler yapıyoruz. Bu indirimler doğrudan vatandaşımıza yansıyor. Bugün fuarda Deutsche Post ile bunu nasıl geliştireceğimizi konuşacağız. Birçok ülke postasıyla da gönderilerimizi geliştirilmesi noktasında görüşmelerimiz devam ediyor. Özellikle Türk e-ticaretinin buralara ulaşması için ucuz, uygun kanallar bulmamız gerekiyor, bunun çabası içindeyiz. Biz de posta birliği içindeki ülkelerle birçok anlaşma yapıyoruz.” diye konuştu.
“Orta Koridorda Meyveleri de Görmeye Başladık””
Gülten, İpek Yolu’nun orta koridorunda yer alan Türkiye’nin lojistik bir süper güç olma yolunda ciddi yatırımlar yaptığını vurgulayarak, şunları söyledi: “Bu koridorun kurulması çok kolay bir iş değil. Bunun kurulabilmesi için önce çevre ülkelerde bir güven ortamı sağlanması gerekiyor. Bu koridorda teknik zorluklar da var. Hem kara hem demir yolları standartlarında farklılıklar var ülkeler arasında. Uzun bir koridor ama tüm ülkeyi, tüm dünyayı neredeyse kapsayan bir koridor. Yani kara yoluyla birleşebilen bütün kıtaların birleştiği bir nokta. Türkiye bu noktada çok stratejik bir yerde. Biz bunun çok daha ileri bir noktaya gideceğini düşünüyoruz.
Karşılıklı rekabet içinde olan bazı ülkelerde, tabii savaş da var, bu ülkelerin güvendiği ortak ülke olarak bu koridorun da güvencesi biziz. Bu manada Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığımızın yatırımları ve ülkelerle yapmış olduğu protokolle bu koridor açıldı, kullanılmaya da başlandı. Daha da geliştirilerek devam etmesi gerekiyor. Bizim tek derdimiz Çin ürünlerinin Avrupa’ya ulaştırılması değil, biz bu koridoru kullanabilecek tüm ülkelerin birbiriyle iletişiminin sağlanması noktasında stratejilerimiz var. Bu stratejiler de meyvelerini vermeye başladı. Şu anda dünyada yaşanan gelişmeler sonucu bu meyveleri görmeye başladık.”