Gayrimenkul Sertifikası: 36 Yıllık Yolculukta Üç Durak- Halkalı, Park Mavera, Damlakent

Gayrimenkul sertifikası halka arzı sonuçlandı. Halka arzda, ek satış hariç 1.923.481.773 adet sertifika yatırımcılara sunuldu. Talep ise 3.595.903.893 olarak yani arzın 1,87 katı olarak gerçekleşti. Ek satış hakkı kullanılarak eklenen 897.111.722 adet sertifika da tamamen satıldı. Böylece toplam satış adedi 2.820.593.495 oldu. Halka arz büyüklüğü 21 milyar 408 milyon TL seviyesine ulaştı.

Dr. Levent SÜMER, PMP, MRICS, Levent.sumer@smrstrategy.com

Toplam 767.144 yatırımcı başvurdu; bunlardan 726.719’una dağıtım yapıldı. 14 Ağustos’ta Borsa’da işlem görecek olan sertifikalar sayesinde yatırımcılar borsada getiri elde etme, proje sonunda getiri elde etme veya konut sahibi olma imkanına sahip olacaklar.

Gayrimenkul sertifikasında aslında ilk perde 1989 yılında Halkalı Toplu Konut Projesi ile açılmıştı. İhraç fiyatının yüksek bulunması, konut ediniminde istenen şerefiye bedelinin vatandaşlarca kabul görmemesi, getirinin enflasyonun altında kalması ve 5 yıldan önce konut sahibi olma imkânı olmaması gibi nedenlerden ötürü başarısız bir uygulama olarak tarihe geçmişti.

Tam 28 yıl sonra, TOKİ’nin Makro İnşaat ile birlikte geliştirdiği Park Mavera III projesiyle gayrimenkul sertifikasında ikinci perde sahnelendi. Borsa İstanbul üzerinden işlem gören sertifikalar, yatırımcılara hem projenin ilerleyişini izleme hem de değer artışından pay alma imkânı sundu. Hukuki altyapı sağlam, şeffaflık yüksek, teknolojik imkanlar güçlüydü. Ancak modelin en kritik ihtiyacı olan yatırımcı eğitimi, seçilen projenin tanıtımı ve bilinirliği ve piyasa derinliği gibi nedenlerden ötürü sertifikalar getiri elde etmiş olmasına rağmen istenen yaygınlığa ulaşamadı; finans çevrelerinde “fikir iyi ama tanıtım zayıf” değerlendirmesi yapıldı. Mart 2020’de sona eren süreç sonrasında, gayrimenkul sertifikası pandeminin de etkisiyle tekrar gündeme gelmedi.

Geçen hafta Damlakent Gayrimenkul Sertifikası halka arzı ile üçüncü perde açıldı. Bu sefer hedef yalnızca proje finansmanı değildi; aynı zamanda yeni nesil bir konut ekonomisinin omurgasını kurmaktı. Sertifikaların %74,4’i yurt içi bireysel yatırımcılara, %25,6’i ise yurt içi kurumsal yatırımcılara satıldı, bireysel talebin ne kadar güçlü olduğunu gösterdi. Halka arz fiyatının yüksek olduğuna ilişkin değerlendirmeler yapılsa da piyasada bir karşılık bulması inovatif ürünlerin piyasadaki algısı açısından olumlu bir işaret oldu.

Bu rakamlar, İstanbul’un hemen her köşesinde yapımı devam eden kentsel dönüşüm projelerinde (büyük bir kısmı bina dönüşümü) gayrimenkul sertifikasının gayrimenkul yatırım fonlarıyla entegrasyonu ile kullanım fikrimi güçlendirmekte. Emlak Konut, yapımı devam etmekte olan ve yeni başlayacak dönüşüm projelerindeki satışta olan bağımsız bölümleri kuracağı bir proje gayrimenkul yatırım fonu çatısı altında toplayıp bu bağımsız bölümlerin satışlarını sertifika yoluyla satışa sunabilir. Böylece projenin başında kentsel dönüşümün inşaat maliyeti karşılanmış olur, dönüşüm hızlanır ve bu projelerden ev almak isteyenlerin de daha uzun vadede ve ekonomik olarak ev sahibi olması mümkün olur.

Birbiriyle entegre gayrimenkul sermaye piyasası enstrümanlarına dayalı yatırım ve finansman ekosistemi ile sürdürülebilir konut ve kentsel dönüşüm finansmanı sağlanabilir. Emlak Konut’tan bu alanda da bir adım atması kentsel dönüşüm finansmanı açısından son derece faydalı olacaktır.

Kaynak: Sanayi Gazetesi