“HER DİBE VURUŞ BİR YÜKSELİŞİN BAŞLANGICIDIR”
Sanayi TV’de yayınlanan Türkiye’nin üreten gücüne güç katanların hikayesi, Nasıl Başardı? bu haftaki bölümünde İstanbul-Tuzla Kimya Sanayiciler OSB Yönetim Kurulu Başkanı Melek Aras’ı ağırladı. Bıkmadan üreten ellerin hikayesi ‘Nasıl Başardı?’ belgeselinin bu haftaki bölümünde Melek Aras, sektörde başarı merdivenlerini nasıl çıktığından bahsetti.
Sanayiciler, iş insanları, girişimciler, kısıtlı sermaye ile yola çıkıp dünyanın dört bir yanına ihracat yapanlar, CEO’lar… Hepsinin kariyer yolculuğuna başlarken bir hikayesi ve anlatmak istedikleri dönüm noktaları var. Türkiye’nin üreten gücüne güç katanlara vizörden baktığımız belgesel serisi Sanayi TV’de izleyiciler ile buluşmaya devam ediyor. Nasıl Başardı? belgesel serisinin bu bölümünde Melek Aras, hikayesini Sanayi TV’de Mustafa Kılıç ile paylaştı.

BİNLERCE KİŞİYE İSTİHDAM SAĞLIYOR
Kimya ağırlıklı firmalarında binlerce kişiye istihdam olanağı sağlayan İstanbul Tuzla Kimya Sanayicileri Organize Sanayi Bölgesi (KOSB), 2001 yılında tüzel kişilik kazandı. 1986 yılında kurulan Kimyacılar Toplu İşyeri Yapı Kooperatifine arsa ofisi tarafından tahsis edilen arazi üzerindeki tüm çalışmalar o günkü ve halen Yönetim Kurulu Başkanı olan Melek Aras, üyeler Baran Abay ve Sefer Hayrünnaz Akbatı tarafından başlatıldı.
1947 yılında Üsküp’te doğan Melek Aras, ilkokulu ve orta okulu Üsküp’te okudu. Lise eğitimini de İstanbul/Fatih’te Pertevniyal Lisesi’nde tamamlayan Aras, Kimya mühendisliği bölümünü okudu. Son döneminde de 2 yıl Paris’te yağlı maddeler tatbiki yüksek okulunda ihtisas yaptı.
10 SENEDE TÜM FABRİKALAR BİTTİ
Yurda döndükten sonra emekli sandığı İpraş ve Türkiye petrollerine ait şirketin genel müdürlüğünü yaptığını belirten Aras, “3 yıl boyunda orada çalıştım. 1980 yılında eylül ayında askerlik için Kars’a gittim. Sonra dönünce imalatçılık sanayicilikte devam etim. Bizim zamanımızda Üsküp’te bir taraftan Makedonlar, bir taraftan Müslümanlar, Türkler, Arnavutluklar vardı. O yüzden Türkiye’de de bir yabancılık çekmedik, zorlanmadık. Üsküp hem Müslümanlığın hem de Türklüğün Balkanlardaki kadim şehridir” dedi.
Başarının aniden gelmediğini ve başarı merdivenlerinin yavaş yavaş çıkılması gerektiğini vurgulayan Aras, “Öyle tepeden gelirsen, tepeden gidersin. Türkiye’nin çok zor bir dönemiydi. Bize müstakil yer lazımdı. 1986 yılında bir kooperatif kurmuştum. 1990 yılında burasını alabildim. Burada TOKİ yoktu, Sonra burasını açtık. Ardından 1991 yılında falan kriz oldu. Bu krizler gelişmeyi durdurdu. Türkiye 2018 ve 2019 yıllarında ekonomik bir darboğaza girdi. 2020 yılından itibaren de bu durum pandemiyle birlikte OSB’de yükselişe geçti. OSB’de bütün boş parseller ya kiralandı ya da satıldı. 2000 yılından sonra Türkiye rayına girdi. Sıkıntılar da bitti. Her dibe vuruş bir yükselişin başlangıcıdır. Dibe vurduysan yükselişe geçeceksin demektir. Krizden dolayı sahiplik değiştirdi. Kimisinin nefesi yetmedi. Ama sonunda burası 2005 yılında tamamlanıp bitti. 10 sene içerisinde tüm fabrikaları bitirmiştik” ifadelerini kullandı.

“GENÇLERE ŞANS LAZIM”
Pandeminin diğer sektörlerin aksine kimya sektörünün işine geldiğini vurgulayan Aras, şunları söyledi: “Biz pandemiden dolayı verim acaba düşer mi diye korktuk. Bir sürü sektör kapandı ama kimya sektöründe durum tam tersi oldu. Pandemi kimya sektörüne yaradı diyebiliriz. Hiç kapalı fabrika yoktu. İstanbul Tuzla Kimya Sanayicileri OSB, irili ufaklı 162 sanayi parselinde katma değerli firmalarıyla birçok kişiye istihdam sağlıyor. OSB İstanbul’un en yeşil OSB’lerinden biri olma unvanını elinde tutuyor. 1986 yılında kurulan Kimyacılar Toplu İşyeri Yapı Kooperatifine arsa ofisi tarafından tahsis edilen arazi üzerindeki çalışmaların tamamlanmasıyla hayata geçirilen ve 2001 yılında tüzel kişilik kazanan KOSB, kimya başta olmak üzere plastik, ambalajlama ve depolama, metal gibi pek çok sektöre ev sahipliği yapıyor.
Ben çalışmayı seven birisiyim. 5-6 saat uyuyup 18 saat ayaktayım. Şimdi gençlere şans lazım. Yetenek, akıl herkeste var. Çok çalışmak lazım ama her çalışan da her şeyin sahibi olamaz. Doğru zaman ve şans da lazım. Şansı yoksa heba olur insan.” ifadesinde bulundu.