Hayvancılıkta yeni dönem! Kırsalda bereket başladı

“Kırsalda Bereket, Hayvancılığa Destek Projesi”, hayvancılık sektörünü güçlendirerek hayvancılığı teşvik ederek yerli üretimi artırmayı hedefliyor.
hayvancılık hayvancılık

Ceylan Köseoğlu

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açıkladığı ‘Kırsalda Bereket, Hayvancılığa Destek Projesi’ başvuruları başladı. Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, başvuruların bu ay sonuna kadar alınacağını ve ilk hayvan dağıtımının mart ayında yapılacağını duyurdu. Başvurular, Hayvancılık Genel Müdürlüğü’nün internet sitesi üzerinden yapılabilecek. Söz konusu proje; ilk kez hayvancılıkla uğraşacak gençlere ve kadınlara 2 yıl geri ödemesiz kredi imkânı da sunuyor. Ayrıca, 270 bin TL’lik hayvan bakım giderleri devlet tarafından karşılanacak olan projede, Ziraat Bankası: 2 yıl geri ödemesiz kredi ile 3 veya 5 yıl vadeli sübvansiyonlu kredi sağlayacak ve öncelik deprem bölgesindeki üreticilere verilecek. Bakanlık tarafından başlatılan bu proje ile hayvancılık sektörü güçlenecek ve ithalat bağımlılığının önüne geçilecek. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Üreticiler Derneği (TAGİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Tevfik Fikret KOCA söz konusu proje ile ilgili Sanayi Gazetesi’ne özel değerlendirmelerde bulundu.

1.“Kırsalda Bereket, Hayvancılığa Destek Projesi”ni nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu proje, Türkiye’nin hayvancılık sektörü için ne gibi fırsatlar sunuyor?

“Kırsalda Bereket, Hayvancılığa Destek Projesi”nin Türkiye’nin hayvancılık sektörü için önemli bir adım olduğunu vurgulayan Tevfik Fikret Koca, “Tarım ve Orman Bakanlığı’nın sunmuş olduğu bu proje, büyükbaş hayvancılıkta üretim kapasitesini artırmayı, modern tekniklerin kullanımının yaygınlaştırılmasını ve çiftçilerin gelir düzeyinin artırılmasını hedeflemektedir” dedi. Proje hakkında detaylara yer veren Koca, “Projeye hak kazanan başvuru sahiplerine Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü (TİGEM) tarafından en az 5, en fazla 15 Etçi Irk Gebe Düve verilecek olup, Ziraat Bankası Temel Hayvancılık Kredisi kapsamında 2 yıla kadar geri ödemesiz 5 ile 7 yıllık ödeme planları sunulan sübvansiyonlu kredi imkânı sunulacaktır. Ayrıca hak sahiplerine verilecek hayvanların TARSİM Sigorta giderleri TİGEM tarafından karşılanacaktır.  Özellikle deprem bölgesinde bulunan çiftçilerimizin, kadın ve genç girişimci çiftçilerin muzdarib oldukları en önemli gider kalemleri arasında sigorta, yem, veterinerlik ve danışmanlık giderleri olduğu düşünülürse; Bakanlığımızın bu gider kalemlerini doğrudan destekleyecek olması “Kırsalda Bereket, Hayvancılığa Destek Projesi”nin en önemli katkıları olduğu söylenebilir, cümlelerine yer verdi.

2. Küçükbaş hayvancılığın artırılması, Türkiye’deki et ve süt üretimini nasıl etkileyecektir? sağlayacağı katkılar neler oalcaktır?

Hayvancılığın, özellikle koyun ve keçi yetiştiriciliğinin, ülkemizin et ve süt üretimine önemli bir katkı sunacağının altını çizen Koca, “Koyun ve keçi sütü, yüksek besin değerlerine sahip olup süt endüstrisi açısından büyük potansiyele sahiptir. Ayrıca, küçükbaş hayvanlar daha az alan ve yem tüketimiyle yetiştirilebilir, bu da yetiştirme maliyetlerini düşürür ve kırsal kesimdeki küçük çiftçiler açısından büyük avantaj sağlar.  Et ve süt fiyatlarında istikrarın sağlanması ve yem fiyatlarına bağımlılığın azalması açısından hem üreticilerimizin kârlılığını artacak hem de vatandaşımızın güvenilir gıdaya daha ucuza ulaşabilmesini sağlayacak” dedi.

3. Proje kapsamında küçükbaşlar da yer alıyor. Sizce küçükbaşların yer alması, özellikle koyun ve keçi yetiştiriciliği açısından nasıl bir etki yaratır?

Koca, “Küçükbaş hayvancılığın projeye dahil edilmesi, koyun ve keçi yetiştiriciliğini teşvik ederek sektördeki üretim kapasitesini önemli ölçüde artırabilir. Bu, özellikle kırsal kesimdeki çiftçiler için yeni gelir kaynakları yaratabilir. Ayrıca, küçükbaş hayvancılık, büyükbaş hayvancılığa göre daha az yatırım maliyeti gerektirdiğinden, daha geniş bir kesimin bu sektöre katılmasını sağlar ve bu da kırsal kalkınmayı hızlandırarak köyden kente göçün önüne geçerek ters göçe katkı sağlar”.

4. Kadın ve genç çiftçilerin sektöre katılımı artırılmak isteniyor. Küçükbaş hayvancılığın bu gruplar için avantajlı bir alan olduğunu düşünüyor musunuz?

Küçükbaş hayvancılığın, kadın ve genç çiftçiler için oldukça avantajlı bir alan olduğuna vurgu yapan Koca, “Bu sektör, daha az sermaye ve daha az alan gerektirdiğinden, özellikle kırsal kesimdeki kadınlar ve gençler için erişilebilir bir iş imkânı sunacaktır.  Ayrıca, küçükbaş hayvancılık, aile işletmeleri için uygun bir modeldir ve kadınların ekonomik hayata katılımını artırabilir.  Genç çiftçiler için de bu alan, modern tekniklerin uygulanması ve yenilikçi üretim modelleriyle cazip hale getirilebilir” dedi.

5. Peki, proje kapsamında sağlanan sigorta ve yem desteğinin sektöre nasıl bir katkı sağlamasını öngörüyorsunuz? Yerli küçükbaş hayvanların projeye dahil edilmesi et ithalatını nasıl etkiler?

Koca, “Tarım girişimcilerinin en büyük endişelerinden biri de sigorta ve yem giderleridir.  Bakanlığın program çerçevesinde sunmuş olduğu sigorta, yem, veterinerlik ve danışmanlık destekleri çiftçilerin risklerini azaltarak sektöre olan güveni artıracak ve sürdürülebilirliği de artırmış olacak”. Yerli küçükbaş hayvanların projeye dahil edilmesi, ülkenin et üretimi kapasitesinin artmasına ve ithal et ihtiyacının ortadan kalkmasına destek sağlayacak ifadelerine yer veren Koca: yerli ırkların yerel koşullara daha iyi adapte olması üretim maliyetlerini düşürecek. Bu da yerli üretimin artıracak ve ithalatı azaltacak. Yerli ırkların korunması ve geliştirilmesi, biyolojik çeşitliliğin korunması açısından büyük önem taşıyor, dedi.

6. Gençlerin bu sektörde yer alması adına ne gibi teşvikler sağlıyorsunuz?

Genç çiftçilere yönelik hibe projeleri ve destekleri sayesinde genç nüfusun sektöre katılmasına imkân ve kolaylık sağlandığına dikkati çeken Koca, “Bu tür projeler, genç çiftçilere başlangıç sermayesi sağlayarak onların sektöre girişini kolaylaştırıyor ve işe bağlılığı artırıyor.  Bakanlığın Üniversite Mezunu (Veteriner Hekim / Ziraat Mühendisi / Gıda Mühendisi) alanında ilerlemek isteyen genç girişimlere de pozitif ayrıcalık sunması kırsalda gelişmeyi hızlandıran önemli adımlardan biri. Eğitim ve danışmanlık hizmetleriyle genç çiftçiler modern teknikleri öğrenerek uygulama imkânı buluyorlar. Geçmişte uygulanan hibe projelerinin yeniden hayata geçirilmesi, sektördeki üretim kapasitesini artırarak kırsal kalkınmayı da desteklemiş olacak.

7. Tevfik Bey, projenin 2024-2028 yılları arasında uygulanacak olması, sektör için ne gibi uzun vadeli etkiler yaratabilir?

Tarım ve Orman Bakanlığı’nın geçmiş yıllarda sunmuş olduğu destekleri ve projeleri inceleyecek olursak genel olarak 5 yıllık periyotlarla proje süreçlerini yönettiğine rastlayabiliriz, ifadelerine yer veren Koca, “2024-2028 yıllarında uygulanacak proje de tarım ve hayvancılık sektöründe uzun vadeli bir dönüşüm sağlayabilir. Bu dönemde, modern tarım tekniklerinin yaygınlaşması, üretim verimliliğinin artması ve çiftçilerin gelir seviyesinin yükselmesi hedefleniyor. Küçükbaş hayvancılığın desteklenmesi, yerli ırkların korunması, yem üretiminin teşvik edilmesi ve pazarlama ağlarının güçlendirilmesi gibi politikalarda önem kazanıyor. Bu adımlar, küçükbaş hayvancılığın sürdürülebilirliğini artırarak, ülkenin gıda arzına ve güvenliğine katkı sağlayacak” açıklamalarına yer verdi.

Kaynak: Sanayi Gazetesi