Türkiye’nin ihracatı nisanda geçen yılın aynı ayına göre yüzde 24,6 artarak 23 milyar 368 milyon dolar, ithalatı yüzde 35 yükselişle 29 milyar 480 milyon dolar olarak gerçekleşti.
Türkiye İstatistik Kurumu ve Ticaret Bakanlığı iş birliğiyle oluşturulan nisan ayına ilişkin geçici dış ticaret verileri açıklandı. Ticaret Bakanı Mehmet Muş, MÜSİAD Genel Başkanı Mahmut Asmalı ve ATO Yönetim Kurulu Başkanı Gürsel Baran, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan 2022 yılının ilk çeyrek dönemine ilişkin GSYH rakamlarına yönelik değerlendirmelerde bulundu.

GÜÇLÜ BÜYÜMENİN YARISI İHRACATTAN GELDİ
Bakan Muş, ocak-mart dönemindeki net ihracatın büyümeye katkısının 3,46 puan olduğunu belirterek, “Bu güçlü büyümenin yaklaşık yarısı net ihracattan geldi. İhracat yine büyümenin lokomotifi oldu.” ifadelerini kullandı.
Ticaret Bakanı Mehmet Muş, sosyal medya hesabından, TÜİK tarafından açıklanan bu yılın birinci çeyreğine ilişkin büyüme rakamlarını değerlendirdi.
TÜRKİYE EKONOMİSİ YILIN İLK ÇEYREĞİNDE YÜZDE 7,3 BÜYÜDÜ
Türkiye’nin ihracatla büyümeye devam ettiğini vurgulayan Muş, şunları kaydetti: “Türkiye ekonomisi 2022’nin ilk çeyreğinde yüzde 7,3 oranında büyüdü. Net ihracatın büyümeye katkısı 3,46 yüzde puan oldu. Bu güçlü büyümenin yaklaşık yarısı (yüzde 47’si) net ihracattan geldi. İhracat yine büyümenin lokomotifi oldu.”
“TÜRK İŞ DÜNYASI, GEÇMİŞTEN ALDIĞI GÜCÜ GELECEĞE TAŞIMAYI SÜRDÜRECEKTİR”
MÜSİAD Genel Başkanı Mahmut Asmalı, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan 2022 yılının ilk çeyrek dönemine ilişkin GSYH rakamlarına yönelik açıklamasında şu ifadelere yer verdi: “Türkiye ekonomisinin 2021 yılında yüzde 11 oranında büyüdüğü açıklanan Şubat ayının sonunda da ifade ettiğimiz gibi, dün olduğu gibi bugün de ülkemizin ekonomik büyüme kabiliyeti ve potansiyeline inanmayı sürdürüyoruz. Yılın ilk çeyreğine ilişkin yüzde 7,3’lük büyüme oranı, millî ekonomimize olan inancımızın haklılığını ortaya koymaktadır.
POZİTİF AYRIŞMAYI SÜRDÜRDÜK…
Ülkemiz; Avro Bölgesi’nin yüzde 5,1, Çin’in yüzde 4,8, Almanya’nın yüzde 3,8, ABD’nin ise 3,5 oranında büyüdüğü bu dönemde, halihazırda 1’inci çeyreğe yönelik büyüme rakamları açıklanan G20 ülkeleri içerisinde Suudi Arabistan ve İngiltere’nin ardından 3’üncü sırada yer almış ve pozitif ayrışmayı sürdürmüştür. Böylece pandemi sonrası sürecin tedarik zincirleri üzerindeki olumsuz etkilerinin sürmesi ve bilhassa enerji ve gıda fiyatları üzerinden küresel enflasyon tehlikesinin iyice gün yüzüne çıkmasının yanı sıra Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinin ardından yeni bir şok yaşayan küresel ekosistemin marazları, Türkiye ekonomisinin güçlü büyüme performansını sürdürmesini engelleyememiştir. Bu vesileyle MÜSİAD olarak, Türkiye ekonomisinin 2022 yılında da mevcut tahminlerin üzerinde büyüyeceğine olan inancımızı yineliyoruz. Türk iş dünyası, geçmiş 20 yılın kazanımlarından aldığı gücü geleceğe taşımayı sürdürecek ve ülkemiz başta enflasyon olmak üzere bütün arızi şokları hızlı bir şekilde geride bırakmayı başaracaktır.”
İHRACAT BAŞARISININ KATKISI
Ankara Ticaret Odası (ATO) Yönetim Kurulu Başkanı Gürsel Baran, Türkiye ekonomisinin Ocak-Mart 2022 döneminde yüzde 7,3 büyümesinin sevindirici bir gelişme ve başarı olduğunu belirterek, “Pandemi sonrası küresel düzeyde çalkantılar devam ederken, reel sektörün üretim ve ihracat başarısının katkısıyla sağlanan büyüme, Türkiye’yi pozitif ayrıştıracaktır” dedi.
ATO Başkanı Baran, yazılı bir açıklama yaparak Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan Gayri Safi Yurt İçi Hasıla (GSYH) 2022 yılı ilk çeyrek verilerini değerlendirdi. Baran, GSYH oluşturan faaliyetlere bakıldığında finans ve sigorta, bilgi ve iletişim, hizmetler, gayrimenkul, sanayi sektörlerinin büyüme kaydettiğini, maliyet artışları nedeniyle sıkıntılı günler yaşayan inşaat sektöründe ise küçülme görüldüğünü belirtti.
DÜNYA EKONOMİSİNİN SARSINTILI DÖNEMİ
İki yıllık pandemi sürecinde dünya ekonomisinin sarsıntılı bir dönem geçirdiğini ve Rusya-Ukrayna savaşının bu sarsıntıyı daha da şiddetlendirdiğini hatırlatan Baran, “Tedarik zincirlerinin kırılması nedeniyle hammadde fiyatlarındaki yükselişe, enerji ve gıda fiyatlarındaki artışın eşlik etmesi, gelişmiş ülkeler dâhil olmak üzere küresel ekonomiyi sıkıntıya soktu. Bu tablo enflasyonu tetiklerken, yıllardır gündemlerinde enflasyon olmayan ülkeleri bile fiyat artışlarıyla karşı karşıya bıraktı. Küresel düzeyde tablo böyleyken, Türkiye’nin ilk çeyrekte yüzde 7,3 büyümesi büyük başarıdır.” diye konuştu.
Türkiye’nin genç nüfusu dikkate alındığında büyümeyi sürdürmenin daha da önemli hale geldiğine dikkat çeken Baran, “Ülke olarak pandemi sürecini dev ekonomilerle kıyaslanamayacak düzeyde iyi geçirdik. Reel sektöre yönelik desteklerin de katkısıyla ticaret ve sanayideki başarı, ihracat gelirlerimizin yükselmesiyle moralimizi de yükseltti. Geldiğimiz noktada, küresel bir resesyon riski ile karşı karşıyayız. Bu tablo enflasyonun bir an önce kontrol altına alınması, ihracatın hem Pazar hem de ürün olarak çeşitlendirilmesi zorunluluğunu ortaya koyuyor” diye konuştu.
EN ÖNEMLİ SEKTÖR TARIM OLACAK
Türkiye ekonomisinin son döneme kadar büyümesine inşaat sektörünün öncülük ettiğini hatırlatan Baran, tedarik sorunları, yüksek ve değişken fiyatların sektörün yeni projeler başlatmasını yavaşlattığını kaydetti. Dünyadaki gelişmelerin gelecek dönemde en önemli sektörün tarım olacağını gösterdiğini bildiren Baran, şunları söyledi: “Dünya ekonomisi hem zor bir dönemden geçiyor hem de sıkıntıların kısa sürede atlatılacağına ilişkin ümit taşınmıyor. Kuraklık ve gıda tedariki tüm ülkelerin gündeminde. Türkiye’nin bu süreçte küresel resesyon riskini de göz önünde bulundurarak en çok ihtiyaç duyulacak tarım ürünlerini üretmeye ağırlık vermesi, tüm destekleme mekanizmalarını bu alana yoğunlaştırması, topraksız ve susuz tarım konusunda gelişim adımları atması büyümeyi ve istikrarı sürdürmek açısından faydalı olacaktır.”