Proje, iklim değişikliğinin etkilerine karşı toplumsal farkındalığı artırmayı ve kadınların ekonomik olarak güçlenmesini hedefliyor. Projenin yürütücüsü Prof. Dr. Ece Ümmü Deveci, bu projenin kadınları ve çocukları merkeze alarak kırsalda dirençli bir geleceğin inşasına katkı sunduğunu vurguladı.
Sevgi PİLGİ
İklim değişikliği, dünyanın dört bir yanında etkilerini hissettirmeye devam ederken, kırsal alanlar bu değişimin en yoğun hissedildiği bölgelerden biri haline geldi. Özellikle tarıma dayalı ekonomilerin hakim olduğu kırsal kesimlerde, kuraklık, aşırı yağışlar, gece gündüz arasındaki sıcaklık değişimlerindeki farklar, mevsim değişiklikleri gibi doğa olayları hem ekonomik hem de toplumsal açıdan ciddi kırılganlıklar yaratıyor. Bu noktada, toplumu doğrudan etkileyen yerel liderlerin, muhtarların ve ailelerin bilinçlendirilmesi, iklim değişikliğine uyum sürecinde kritik bir rol oynuyor.

Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi tarafından yürütülen ve kırsal bölgelerde kadınların ekonomik olarak güçlenmesini hedefleyen proje kapsamında, ilk olarak muhtar ve imamlara yönelik eğitimler düzenlendi. Bu eğitimlerde, yalnızca iklim değişikliğinin kırsal yaşam üzerindeki etkileri ele alınmadı aynı zamanda bu değişiklikler karşısında nasıl önlemler alınabileceği ve toplulukların uyum süreçlerinin nasıl kolaylaştırılabileceği de anlatıldı.
TOPLUMSAL FARKINDALIK ARTIRILIYOR
İklim değişikliğine karşı toplumsal farkındalığın artırılması, sürdürülebilir çözümlerin benimsenmesi ve özellikle kadınların bu dönüşüm sürecinde güçlendirilmesi için, eğitimin öneminden bahseden Prof. Dr. Ece Ümmü Deveci, “Kadınların iklim değişikliği karşısında daha kırılgan bir konumda olduğu pek çok akademik çalışma tarafından da ortaya koyuldu. Tarımsal üretime daha fazla dahil olmaları, hane içi sorumlulukları ve sınırlı ekonomik olanakları nedeniyle, iklim değişikliğinin yarattığı ekonomik ve sosyal krizlerden en fazla etkilenen kesimlerden biri haline gelmektedirler. Bu yüzden, kırsalda yaşayan kadınların yalnızca iklim değişikliği konusunda bilinçlendirilmesi değil, aynı zamanda ekonomik olarak güçlendirilmesi de büyük önem taşıyor. Proje kapsamında düzenlenen eğitimlerde, muhtar ve imamların bu konuda farkındalık kazanmaları ve kendi bölgelerinde kadınların ve çocukların desteklenmesine yönelik çözümler geliştirmeleri hedeflendi” ifadelerine yer verdi.
KIRSALDA İKLİM EĞİTİMİ
Proje kapsamında kırsal bölgelerde belirlenen 12 okulda 380 öğrenciye iklim değişikliği konusunun anlatıldığı deneysel çalışmalar içeren ‘İklim Atölyeleri’ gerçekleştirildiğini dile getiren Prof Dr. Ece Ümmü Deveci, “Bu atölyeler, teorik bilginin pratiğe dökülmesini sağlamak amacıyla tasarlandı ve çocukların görerek, deneyerek ve katılım sağlayarak öğrenmelerine olanak tanıdı. Eğitimlerde, yalnızca sınıf içi anlatımlarla yetinilmedi; çeşitli videolar ve interaktif yöntemler kullanılarak çocukların iklim değişikliği konusundaki farkındalıkları artırıldı” şeklinde konuştu.
DAHA DAYANIKLI TARIMSAL UYGULAMALAR
Süreci değerlendiren Deveci, şunları söyledi: “Çocuklar, atölyelere evlerinden getirdikleri organik atıklarla katkıda bulunarak sürece dâhil oldular. Yemek hazırlama atıkları, çay ve kahve posaları, yumurta kabukları, hayvan dışkıları, kurumuş dallar ve yapraklar gibi organik malzemeler kullanılarak birlikte kompost yapımı gerçekleştirildi. Bu süreçte çocuklara, organik atıkların nasıl değerlendirilmesi gerektiği, toprağın nasıl destekleyecekleri ve doğanın döngüsel sistemi hakkında önemli bilgiler verildi. Mart 2025 itibariyle 6 okulda yükseltilmiş yataklardan oluşan bahçeler yapılarak permakültür eğitimleri ile bitkilerin yetiştirilmesinde kompost kullanımı teşvik edilecek. Çocuklar yalnızca öğrenmekle kalmayıp, kendi elleriyle oluşturdukları kompostları kullanarak okul bahçelerinde bitki yetiştirecekler. Projenin bir diğer önemli boyutu ise, bu sürecin yalnızca çocuklarla sınırlı kalmaması ve kırsalda yaşayan kadınların da eğitimin bir parçası haline getirilmesiydi. Çocuklar, öğrendiklerini evlerine taşıyarak anneleriyle birlikte uygulamaya koyarken, anneler de bu sürecin doğal bir parçası oldu. Aynı zamanda, yağmur suyu toplama sistemlerinin deneysel tasarımlarının yapılmasıyla birlikte, su kaynaklarının daha verimli kullanılması ve iklim değişikliğine daha dayanıklı tarımsal uygulamaların geliştirilmesi hedeflendi.” Deveci, ekosistem döngüsünü anlamaya yönelik uygulamalı öğrenme modeliyle, geleceğin çevreye duyarlı nesilleri yetiştirilirken, kırsal kadınların da bu dönüşümde aktif rol almasının sağlandığını söyledi.
KADINLARA YÖNELİK KAPSAMLI EĞİTİMLER
İklim değişikliğinin, dünyanın her yerinde yaşamı etkilediğini söyleyen Deveci, “Ancak kırsalda yaşayan kadınlar için bu değişim, sadece doğayla değil, ekonomik hayatta kalma mücadelesiyle de iç içe geçmiş durumda. Toprağa bağımlı bir yaşam sürdüren kadınlar, hem iklim krizinin getirdiği belirsizliklerle başa çıkmak zorunda kalıyor hem de geleneksel ekonomik kalıpların içinde sıkışıp kalıyor. Bu bağlamda, Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi tarafından yürütülen proje, kırsaldaki kadınlara iklim değişikliğine uyum sağlayacak yeni ekonomik fırsatlar sunmayı hedefliyor. Projenin temel amacı, kadınları bilgi açısından güçlendirerek, toprağı destekleyen ve aynı zamanda geçim kaynaklarını dönüştüren sürdürülebilir iş modelleri yaratmalarına yardımcı olmak. Bu doğrultuda, çocukların eğitimi devam ederken, kırsalda yaşayan kadınlara projenin amacını ve sunduğu fırsatları anlatan kapsamlı eğitimler düzenlendi. İklim değişikliği konusunda farkındalık kazanmaları ve bu sürece uyum sağlayabilmeleri için ilk etapta 180 kadına uygulamalı kompost yapımı eğitimi verildi. Bu zamana kadar eğitim verilen kadın sayısı 400’ü geçti. Ancak iklim değişikliğinin etkileri yalnızca tarımsal üretimi değil, aynı zamanda insan sağlığını da derinden etkiliyor. Artan sıcaklıklar, değişen beslenme alışkanlıkları ve yaşam koşullarındaki dönüşümler, bireylerin sağlığını doğrudan tehdit ediyor. Bu nedenle, kadınlara yönelik eğitimler yalnızca tarımsal üretimle sınırlı kalmayıp, sağlıklı beslenme ve sağlıklı duruş eğitimleriyle genişletildi. Bu eğitimlerde, iklim değişikliğiyle birlikte artan sağlık problemlerine karşı nasıl önlemler alınabileceği, beslenme düzeninin nasıl değiştirilebileceği ve vücut postürünü koruyarak fiziksel dayanıklılığın nasıl artırılabileceği anlatıldı” cümlelerine yer verdi.

Kadınların bilinçlenmesini amaçlayan bir diğer önemli aşamanın ise, Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi’nin profesyonel mutfaklarında gerçekleştirilen sıfır atık mutfak çalışmaları olduğunu dile getiren Ece Deveci, kadınlara, hiçbir atık oluşturmadan yemek yapma tekniklerinin uygulamalı olarak gösterildiğini belirtti.
KADINLAR YEŞERİRSE TOPLUMSAL KALKINMA DA BÜYÜR
Prof. Dr. Ece Ümmü Deveci, bu projenin, kırsalda yaşayan kadınları yalnızca iklim değişikliğine uyum sağlama sürecinin bir parçası haline getirmediğini aynı zamanda onları ekonomik olarak güçlendirerek, sürdürülebilir kalkınmanın temel aktörlerinden biri yapmayı amaçladığını vurguladı.
İklim değişikliğinin, özellikle kırsal bölgelerde yaşayan kadınları daha fazla etkilediğini söyleyen Deveci, sözlerini şöyle tamamladı: “Tarım ve doğal kaynaklara dayalı geçim kaynaklarının olumsuz etkilenmesi, kadınların ekonomik kırılganlığını artırıyor. Bu nedenle, kadınların iklim değişikliğine uyum sağlamaları ve ekonomik olarak güçlenmeleri hem ailelerinin refahı hem de toplumsal kalkınma için büyük önem taşıyor. Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi’nin yürüttüğü bu proje, kadınların iklim değişikliğine karşı dirençlerini artırırken, onlara yeni ekonomik fırsatlar sunarak toplumsal cinsiyet eşitliğine de katkıda bulunuyor. Sonuç olarak, bu tür projeler, kırsal bölgelerde yaşayan kadınların ve çocukların iklim değişikliğine karşı bilinçlenmelerini ve ekonomik olarak güçlenmelerini sağlayarak, sürdürülebilir bir gelecek inşa etmelerine destek oluyor. Kadınlar yeşerirse, sadece toprak değil, aynı zamanda toplumsal kalkınma da büyüyecek” dedi.
Kaynak: Sanayi Gazetesi