İnovasyonda En Önemli Halka Üniversite-Sanayi İş Birliği: Mayıs ayı meclis toplantısının gündemi, Yeni Bir Perspektifle Üniversite-Sanayi İşbirliğini Düşünmenin Üretim Hayatımız ve Ekonomik Gelişme Açısından Önemi başlıklı maddesiydi.
İstanbul Sanayi Odası (İSO) Başkanı Erdal Bahçıvan, dünyada yaşanan ekonomik rekabetin gün geçtikçe daha zorlu bir hale gelirken, bu yıpratıcı mücadele ortamında, yüksek katma değerli ve rekabetçi bir üretim yapısına sahip olmak zorunda olunduğunu söyledi.
“Vakit Kaybetme Lüksümüz Yok”
Böyle bir üretim yapısı için yenilikçilik ve girişimciliğin yanı sıra üniversite-sanayi iş birliğinin de kritik bir önem taşıdığını vurgulayan Bahçıvan, “Hepimize bu konuda büyük bir görev düşüyor. Daha fazla vakit kaybetme lüksümüz yok; artık somut adımlar atma zamanı. Devlet, üniversite ve biz sanayiciler el ele verip, var olan ezberleri bozarak eskisinden çok farklı yeni bir süreç başlatmalıyız” dedi.

Yüksek Teknolojide Rekabet Üstünlüğü Yok
Bahçıvan, Türkiye’nin üretim ve ihracat kompozisyonuna bakıldığında yüksek teknoloji ürünlerin payının çok düşük seviyelerde olduğunun altını çizdi. Dünya Bankası verilerine göre, yüksek teknoloji yoğunluklu ürünlerin toplam imalat sanayi ihracatındaki payı Türkiye’de yüzde 3 iken, bu oran Malezya’da yüzde 52, Vietnam’da yüzde 42, Güney Kore’de yüzde 36, Çin ve İsrail’de yüzde 30 seviyesindedir.
Sanayimizin rekabet üstünlüğünü elde edebilmek ve korumak için küresel ölçekte düşünmesi, özgün teknolojiler geliştirmesi, gelişen teknolojileri kullanması ve katma değeri yüksek ürünler üretmesi artık bir zorunluluk haline gelmiştir. Bunu başarabilmenin en önemli yollarından biri de hiç şüphesiz inovasyon zincirinin en önemli halkalarından biri olan üniversite sanayi iş birliğidir” diye konuştu.
İş Birliği Zincirindeki En Büyük Engel Zaman
Üniversite-sanayi iş birliği konusunda önemli adımlar atılmasına rağmen bu iş birliğinin hala arzu edilen seviyede olmadığına dikkat çeken Bahçıvan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Üniversite sanayi iş birliğinin önündeki engeller arasında en fazla öne çıkan unsurun iletişimsizlik olduğunu gördük. Büyük bir olasılıkla, iletişim eksikliğinin bir sonucu olarak sanayicimiz ve akademisyenler arasında bir güven eksikliği de ortaya çıkmaktadır. Güven ve iletişim sorununun çözülmesi için bizim gibi meslek kuruluşlarının iki tarafı bir araya getirecek faaliyetleri büyük önem taşımakta. Zaman sorunu da üniversite sanayi iş birliğinin gelişiminde en büyük engellerden birini oluşturmakta. Akademisyenler ders ve yayın yükü nedeniyle araştırma projelerine yeterince zaman ayıramamaktadır.”