Kalkınmanın Önündeki Engel: ÇED Raporu: Şu anki dönemde tamamı zincirlerle çevrili bir kapıymış gibi duran ekonomiyi, tüm bu zincirlerinden arındıracak tek anahtar ‘sanayi, yerli üretim ve buna bağlı ihracat’ hamleleridir. Bu memleketin üretmekten başka bir çıkar yolu olmadığı da apaçık ortada… Eğer söz konusu hedeflere ulaşmak istiyorsak ülkece daha fazla üretmeli ve sanayiye yatırım yapmak zorundayız. Burada da karşımıza iki soru çıkıyor. Birincisi yeteri kadar yatırımcı var mı? İkincisi ise bu yatırımlar nereye yapılacak? İlk sorunun cevabı “Evet yeteri kadar yatırımcı var”. Hatta belki de Türkiye’nin kalkınma yolundaki en büyük şansı bu diyebilirim. Fakat burada kastettiğim durum yatırımcıların sayısı değil, onlarda bulunan üretim iştahıdır. Yatırımcı sayısını çeşitli teşvikler vererek veya bazı vergilerden muaf tutarak artırabilirsiniz. Fakat üretim iştahını bir ülkeye bu kadar kolay kazandıramazsınız. Ancak zor olduğu kadar da kolay bir şekilde bu iştahı kaybettirebilirsiniz. Bu iştahın yitirilmesine neden olabilecek bir konu da ihtisas OSB’lerin kuruluş sürecinde istenen ÇED Raporu. ÇED raporu özellikle yeşil sanayi hamleleri noktasında büyük bir yer tutuyor. Ancak sorunu daha OSB tüzel kişilik kazanmadan ÇED’in talep edilmesi oluşturuyor.
OSB’nin Kuruluşunu Yavaşlatıyor
Bu süreç içerisinde yatırımlarını sürdürmeyi hedefleyen sanayicilerinde söz konusu yatırımlarını olabilecek en kısa sürede hayata geçirmesi gerekiyor. Çünkü zaman hem sanayici için hem de bir an önce Türkiye’nin kalkınabilmesi adına oldukça önemli. Fakat söz konusu süreci uzatan bazı engeller mevcut. Bu engellerden bir tanesi de ihtisas OSB’lerdeki ÇED süreci… Kurulacak olan ihtisas OSB’lerin çevreye olabilecek zararlarını; üretim öncesi, üretim sırasında ve üretim sonrası olarak takip eden Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, 25/11/2014 tarihli ve 29186 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliğine göre “ÇED Gereklidir” veya ÇED Gerekli Değildir” kararı veriyor. 15 iş günü içerisinde incelemelerini tamamlayan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, kararını ise 5 iş günü içerisinde açıklıyor.
İptalin Ardından Yitirilen 5 Yıllık Emek
Sanayicilerin sürecini sekteye uğrayan engelde tam olarak bu aşamada başlıyor. Henüz OSB’nin tüzel kişiliği alınmamışken ÇED görüşü isteniyor. Tüzel kişiliği alınmamış olan OSB’nin de doğal olarak yatırımcı portföyü net olarak belirlenmemiş oluyor. Yani firmaları bile henüz kesinleşmemiş olan bir OSB’den afaki olarak bu firmalara yönelik bir ÇED isteniyor. Bakanlık tarafından başlangıç da “ÇED Gerekli Değildir” görüşünü alan OSB’ler de sonraki süreçte kendilerine bir firmanın katılmasıyla tekrardan ÇED görüşü almak durumunda kalıyor. Bu da normalde ortalama olarak 5-6 yıl süren bir OSB’nin kuruluş sürecini tekrar başa sarıyor. Çünkü Bakanlık OSB’nin bir daha ki ÇED görüşünü alana kadar yer seçimini ve yer seçiminden dolayı tüzel kişiliğini iptal ediyor.
Süreç Tüzel Kişilikle Başlamalı
Hal böyle olunca da hem bizzat Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından hem de Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır tarafından sıklıkla dile getirilen yatırım, üretim ve ihracat eksenli sanayileşme hamleleri gecikmeye uğruyor. Bu anlamda problem yaşayan veya yaşama ihtimalini göz önünde bulunduran sanayiciler ise ÇED görüşünün doğru aşamada alınmadığını savunuyor. OSB’nin tüzel kişiliği alınmadan ve firmaları belli olmadan alınan ÇED görüşü de haliyle gerçekçi değil. Bu nedenle süreç OSB’nin tüzel kişilik kazanmasının ardından başlamalı… Böylelikle hem süreç daha sağlıklı ilerleyecek hem de firmalar büyük oranda belli olacağı için kararın iptal edilme riski minimuma indirilmiş olacak.
OSB Kanunu’nda Karşılığı Yok
İhtisas Organize Sanayi Bölgeleri yer seçiminin kimler tarafından nasıl yapılacağı Organize Sanayi Bölgeleri Kanunu’nun 4. Maddesinde belirtiliyor. Buna göre İhtisas OSB’nin kurulacağı alanın belirlenmesi, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın koordinatörlüğünde ilgili kurum/kuruluş temsilcilerinden oluşan kurulun oybirliği ile karar veriliyor. Fakat ÇED görüşü OSB Kanunu’nda yer almazken yönetmelik çerçevesinde ele alınıyor. Ancak İhtisas OSB’lerin planlama sürecinde ÇED, yer seçimi yapıldıktan sonra başlıyor. Henüz müteşebbis teşekkül oluşturulmamış, yatırımcıların birçoğu belirlenmemiş dolayısıyla İhtisas OSB’de kurulacak sanayilerin alt sektörlerinin çeşitlilikleri, dağılımları, büyüklükleri vb hususlar da bilinmiyor. Örneğin bir Kimya İhtisas OSB için yatırım kararı alınmış ancak ne türlü kimya tesislerin yer alacağı, proseslerin neler olduğu, kaç kişi çalışacağı katı atık miktarları, atıksuların karakteristiği vb. özellikleri bilinmiyor. Bu nedenle İhtisas OSB’nin çevresel etkilerinin ve alınacak önlemlerin neler olacağını ortaya koymak oldukça zor ve gerçek dışı bir hal alıyor.
Sanayideki Gecikme Kalkınmayı Da Yavaşlatır
ÇED dışında süreci aksatan bir diğer etkende OSB’nin tarım dışına çıkarılması… Tüzel kişilik alabilmesi için tarım dışına çıkarılması gereken OSB’lerde bu süreç minimum 1 yıl sürüyor. Hali hazırda içinde bulunduğumuz zor koşullardan çıkış yolu olarak gördüğümüz sanayinin bu gibi engellerle yavaşlamaması gerekiyor. Olağan şartlarda bir OSB 2 yıl içerisinde tüzel kişilik kazanabilmeli ve bir an önce kamulaştırmanın ardından üretime geçmelidir. Bu sorunların dışında yetersiz sanayi alanı ve yatırımcının 10 yılı bulan parsel beklentisi de ayrı bir yer tutuyor. Sanayicinin bu kapsamda beklentisi ise sürecin olabilecek en hızlı şekilde tamamlanması ve bir anca üretime geçilmesi… Zira bugün Türkiye’ye bakıldığında özellikle son yıllarda ihtisas OSB’lerin sayısının arttığını ve kuruldukları ille özdeşleşerek halkın refahını da artırdığını rahatlıkla görebiliyoruz. Hazır sanayicilerimizin üretim iştahı varken ve yatırımcılarımızın sayısı git gide artarken söz konusu engelleri kaldırmak Türkiye’nin kalkınma hamlelerini de hızlandıracaktır.