MAİB Başkanı Kutlu Karavelioğlu, küresel sanayi PMI‘nın 48,8’e gerilediğini ve ihracat siparişlerinin son dört ayda sürekli düştüğünü vurgulayarak, “İhracatımızdaki genel trendin aksine, makine fiyatlarımız artarken ihracatımız azalmaktadır. İlk sekiz ayda yüzde 7,6 daralan makine imalatında kalıcı zarar görmeden ilerleyebilmenin yolu, mevcut ihracat seviyesini korurken, son 12 ayda 44,5 milyar dolara ulaşan makine ithalatını azaltmaktan geçmektedir”, dedi.

SON 12 AYLIK MAKİNE İHRACATI GERİLEDİ
Verilere göre, Türkiye’nin son 12 aylık makine ihracatı ise yüzde 1,7 azalarak 28 milyar dolara geriledi. Eylül ayında aylık bazda ihracatta yüzde 0,3’lük bir artış görülürken, kilogram başına ortalama ihracat birim fiyatları yüzde 5,5 artışla 7,7 dolara yükseldi. Yılın ilk dokuz ayında en fazla ihracat, 2 milyar doları aşan rakamlarla evsel ve endüstriyel soğutma makineleri ile içten yanmalı motor ve aksamında gerçekleşti. En fazla artış gösteren sektörler ise yüzde 25 ile türbin, jet ve hidrolik silindirler, yüzde 19 ile tekstil ve konfeksiyon makineleri oldu. İhracatta lider ülke Almanya, yüzde 6 gerilemeye rağmen ilk sırayı korurken, Rusya yüzde 17 ve ABD yüzde 11 düşüş veya artışla takip etti. Ağustos sonu itibarıyla 12 aylık makine ithalatı ise binde 2’lik bir azalma ile 44,5 milyar dolara ulaştı.
UCUZA İHRACAT DEZENFLASYON SÜRECİNE KATKI YAPMAZ
Yılın başında başlayan küresel ekonomik toparlanma umutlarının üçüncü çeyrek itibarıyla boşa çıktığını belirten Karavelioğlu, “Finansmanın maliyetinin yüksek olması, sanayi üretimini durgunluğa itmektedir. Hizmet sektörleri ise büyümeye devam ediyor. Küresel sanayi PMI’nın 48,8’e düştüğü, ihracat siparişlerinin dört aydır sürekli gerilediği bir süreçten geçiyoruz. Ancak dünya, 2024 yılını mal ticaretinde yüzde 2,5’e yakın bir artışla kapatacak”, İfadelerini kullandı.
Yıl sonunda Türkiye’nin toplam ihracatının fiyat indirimlerinin etkisiyle artacağını öngören Karavelioğlu, “Yüksek maliyetler ve düşük kurlar hakkında dile getirilen kaygıların yoğun olduğu bir dönemde elde edilecek başarıyı, kredi kullanmamak, stokları paraya çevirmek gibi stratejilere bağlamak mümkün. Ancak, düşük değerle ihraç edilen ürünlerin hem firmalar hem de ülke ekonomisi açısından maliyetleri olacağını unutmamalıyız. Bu durumun sürdürülebilir olmayacağı ve ithalata yöneliş, kayıpları telafi etme çabası gibi riskler taşıdığını dikkate almalıyız”, dedi.
Kaynak: Haber Merkezi