Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, Türkiye’nin 2022’nin ilk 3 çeyreğinde, birçok gelişmiş ülkeyi geride bırakarak yüzde 6,2 büyümeyi başardığını dile getirdi. Makine ve teçhizat yatırımlarındaki aralıksız büyümeyi de 3 yıla çıkarmayı başardıklarını ifade eden Nebati, yatırımların GSYH’ye oranının 2002’de yüzde 17,1 seviyesinden 2021’de yüzde 25,2 seviyesine çıktığını söyledi.
Bütçedeki faiz giderlerinin payının 2002’deki yüzde 43’lerden bugün yüzde 10’lara kadar indirmeleri sayesinde eğitime, sağlığa, ulaşıma çok daha fazla kaynak ayırdıklarından hiç ama hiç bahsedilmediğini, bütçedeki yatırım harcamasının sadece bir kısmının faiz giderinden daha düşük olduğunu gündeme getirerek asıl başarıların üzerinin örtülmeye çalışıldığını ifade eden Nebati, “Büyüme, yatırım ve ihracat artışları sayesinde istihdamda da büyük başarılar elde ettik. Yıl 2022. Ülkemizde istihdam edilen kişi sayısı 31,6 milyon kişiyle tarihi zirvesine ulaşmıştır. Bugün de ocak ayı ihracatımız geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 10,4 artış kaydederek 19,4 milyar dolarla en yüksek ocak ayı rakamına ulaştık. Yıllıklandırılmış ihracatımız böylece 256 milyar dolara yükselmiştir” dedi.
“Enflasyonu İnşallah Çok Daha Aşağılara Da İndireceğiz”
Bakan Nebati, bu başarıların ardında geçen yıl devreye aldıkları Türkiye Ekonomi Modeli olduğunu dile getirerek şöyle devam etti:
“Bizler yatırımda, istihdamda, üretim ve ihracatta beraberce atılımlar yapmaya devam ederken ülkemizi bu kulvarların her birinde çok daha ilerilere yine birlikte taşıyacağız. Öte yandan, 2022 yılını küresel sarsıntıların gölgesinde yüksek bir enflasyonla geçirmiş olsak da aldığımız önlemler ve beklentilerdeki iyileşmeyle birlikte kasım ayında düşüşe başladı. Bu eğilim aralık ayında da artarak devam etti. Kasım ayında boynunu, aralık ayında belini kırdık. Milletimiz ve ekonomideki tüm paydaşlarımızla birlikte mücadele vererek, enflasyondaki artış eğilimini aşağı yönlü çevirmeyi hep birlikte başardık. Enflasyonu inşallah çok daha aşağılara da indireceğiz. Türkiye Ekonomi Modeli kapsamında etkin destek ve teşvik programları uygulamayı sürdürüyoruz. Gençlerimizden, kadınlarımıza, esnafımızdan, çiftçimize, sanayicimizden turizmcimize kadar, üreten, istihdam oluşturan, ülkemize değer katan her kim varsa aralıksız bir şekilde desteklemeye devam ediyoruz.”
Selektif kredi politikalarıyla tüm kaynakları üretken alanlara yönlendirmeye büyük bir özen gösterdiklerini, 2022’de gerçekleşen ticari kredi artışının yüzde 33’ünün imalat sanayisine, yüzde 20’sinin ise ticaret sektörüne tahsis edilen kredilerden sağlandığını dile getiren Nebati, Başta KOBİ’ler olmak üzere firmaların finansmana erişimini büyük ölçüde kolaylaştıran kefalet imkanlarını da sürekli artırdıklarını, yakın dönemde 14 KGF paketiyle 250 milyar liralık kredi tutarını kullanıma sunduklarını, bu kredileri kullandırırken de teminat sorunu yüzünden krediye erişmekte güçlük çeken firmalara öncelik verdiklerini, kimseyi asla geride bırakmadıklarını kaydetti.
Borçların Yapılandırılması
Bakan Nebati, öte yandan, yeni ilan ettikleri Katılım Finans Garanti Fonu’nun kararnamesinin yayınlandığını belirterek çiftçi, sanayici ve esnafın her türlü talebini karşılamaya hazır olduklarını ifade etti. Vatandaşların yapılandırılan borçlarını 4 yılda ve aylık taksitler halinde 48 taksitte ödeyebileceğini, ödeme süresini uzun tuttuklarını ancak daha kısa sürede ödemek isteyenlere de ayrıca avantajlar getirdiklerini belirten Nebati, şöyle devam etti:
“Yapılandırılan borçlar peşin ödenirse zaten küçük oranlar uygulayarak hesapladığımız Yurt İçi-ÜFE tutarının yüzde 90’ından vazgeçiyoruz. Eğer yapılandırılan borç idari para cezası ise asıl alacaktan da yüzde 25 oranında indirim yapıyoruz. Teklifte, matrah artırımı ve stok, kasa ve ortaklardan alacaklara ilişkin kayıtlarının düzeltilmesi imkanı sağlayan düzenlemelere de yer veriyoruz. Bu çalışmayla en önemli düzenlemelerden biri de vergi dairelerimize vergi, ceza, faiz gibi hangi türden olursa olsun borcu bulunan vatandaşlarımızın 2 bin lirayı aşmayan borçlarını siliyoruz. Herhangi bir başvuru yapmasına da gerek kalmaksızın. Küresel ekonomi kapsamlı değişim ve dönüşümler yaşarken bizler de ülkemizi her bakımdan Türkiye Yüzyılı’na en iyi şekilde hazırlamayı sürdürüyoruz.”
Yatırım Yapmak İstiyoruz
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank ise “Herkes yatırımını genişletmek, büyütmek, yeni yatırım yapmak istiyor. Yatırım iştahı hamdolsun gayet iyi” dedi. Firmalardan bugünlerde en sık duydukları talebin “Yatırım yapmak istiyoruz” olduğunu söyleyen Bakan Varank, Organize Sanayi Bölgelerinin sayısının 353’e ulaştığını, yatırımcıların taleplerine yetişebilmek için 33 yeni OSB kurmak üzere çalışmalar sürdürdüklerini, bunlara mevcut OSB’lerin genişlemek için başvurularının dahil olmadığını dile getirdi.

Teşvik Belgelerinde Rekor Kırıldı
Bakan Varank, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Sanko’dan örnek verelim. Şu anda Gaziantep’te yana yakıla arsa bulmak için uğraşıyoruz. Çünkü herkes yatırımını genişletmek, büyütmek, yeni yatırım yapmak istiyor. Aralık ayı teşvik belgelerinde biz rekor kırdık. Düzenlediğimiz 2 bin 62 teşvik belgesi ile 85 milyar liralık sabit yatırımın ve 54 bin istihdamın önünü açtık. Milli Teknoloji Hamlesi rehberliğinde yerlileştirme bizim en önemli dikkat ettiğimiz hususların başında geliyor. Bu noktada da birçok adım attık, atmaya devam ediyoruz. Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi Programı ile cari açık verdiğimiz ürünlerin üretimini AR-GE aşamasından ticarileşmeye kadar uçtan uca bir şekilde destekliyoruz. Bugüne kadar aldığımız destek kararlarıyla 147 proje için 3,9 milyar lirası AR-GE harcaması olmak üzere toplam 50 milyar liralık yatırımı harekete geçirdik.
“Model Fabrikalara Yenilerini Ekleyerek Bunların Sayısını 14’e Çıkaracağız”
Bakan Varank, bakanlık olarak önem verdikleri bir başka konunun da yeşil dönüşüm olduğunu, ihracatın önemli bir kısmını Avrupa Birliğine gerçekleştirdiklerini, bu noktada Avrupa Birliği Yeşil Mutabakatına uyumun temel hedefler arasında yer aldığını belirterek, “Karbon vergisi düzenlemesine tabi olan demir-çelik, alüminyum ve çimento sektörlerinde Yeşil Büyüme Teknoloji Yol Haritalarımızı bu yılın ilk çeyreği itibarıyla kamuoyuyla paylaşacağız. Bu konuda attığımız birçok adım var” diye konuştu.
Dünya Bankası ile OSB’lerin yeşil dönüşüm sürecini desteklediklerini, 250 milyon avroluk kredi bütçesi ile Türkiye’nin farklı OSB’lerinde ileri atıksu arıtma, su geri kazanım, GES, sıfır atık, biyogaz tesisi projelerini hayata geçirmeye başladıklarını ifade eden Varank, Türkiye olarak, Avrupa Birliği Temiz Hidrojen Ortaklığı kapsamında açılan çağrılara projelerle aktif katılım sağladıklarını dile getirdi. Varank, Güney Marmara Kalkınma Ajansı koordinatörlüğünde, Türkiye’den 13 kurum ve şirketle Almanya, İtalya ve Fas’tan ortakların yer aldığı araştırma projesinin desteklenmeye uygun bulunduğunu aktararak, şunları kaydetti:
“36 milyon avroluk bütçesiyle bir seferde AB’den kazandığımız en yüksek bütçeli projeden bahsediyoruz. Projeyle birlikte hidrojenin yanında yurt dışına bağımlı olduğumuz metanol ve amonyak gibi hidrojen türevlerini de yeşil yöntemlerle inşallah geliştirip üretmiş olacak. Bakınız yakın zamanlara kadar AB’ye verdiğimiz katkıların geri dönüşlerini alamıyorduk. 50 milyon avro katkıyı AB’ye gönderiyorduk, ama bizim araştırma projelerimizde alabildiğimiz rakam sadece 40 milyon avro oluyordu ama son 3 senede inovasyona ve teknolojiye yaptığımız yatırımlar sayesinde AB’ye verdiğimiz katkıdan daha fazlasını biz projelerle Türkiye’ye kazandırabiliyoruz. Bu da geldiğimiz noktayı göstermesi açısından önemli bir gösterge. Ortak kullanım alanları ve destek programlarıyla sanayinin dijital dönüşümünü teşvik etmeye çalışıyoruz. Halihazırda faaliyette olan 8 model fabrikamızda işletmelerimize yalın üretimi öğretip kendi şirketlerini dönüştürmelerini destekliyoruz. Bu sayede firmalar hiçbir ilave yatırıma gerek duymadan çok önemli verimlilik kazanımları elde ediyor. Model fabrikalara yenilerini ekleyerek bunların sayısını 14’e çıkaracağız. Burada işletmelerimize önce yalın üretimi öğreteceğiz, arkasından da dijitalleşmelerine bir altyapı kazandırmış olacağız.”
“Hedeflerimize 2023 Dönemecinden Sonra Da Hızlı Bir Şekilde Erişeceğiz”
Varank, bugün yerli İHA’sını, SİHA’sını, elektrikli otomobilini, uydusunu üretebilen, uzay yarışında var olan, kutup araştırmalarında aktif yer alan, Turcorn sayısını arttırma hedefinde, yeşil dönüşümde öncü olma peşinde bir Türkiye olduğunu vurguladı. Türkiye’nin daha önce sadece, bilimin, teknolojinin ve üretimin pazarı olduğunu, bugünse bilimin, teknolojinin, üretimin önde gelen merkezlerinden biri haline geldiğini ifade eden Varank, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Sanayi ürünlerinin domine ettiği ihracatımızın küresel ihracat pazarından aldığı pay giderek yükseliyor. Sanayide katma değerli üretim artıyor. Türk sanayisi dünya pazarlarında artık üst sıralarda yer alıyor. Güneş paneli, demir çelik, beyaz eşya ve ticari araç üretiminde Avrupa’nın bir numarası. Küresel inovasyon endeksinde son 3 yılda 14 sıra birden yükseldik. Küresel ekonomi zorlu süreçlerden geçerken Türk sanayi yatırıma, üretime, istihdama ve ihracata devam ediyor. Gönül isterdi ki yaptıklarımızdan bahsederken altılı masanın temsilcileri de burada olsun. Çünkü belli ki Bakanlığımızın politikaları hakkında en ufak bilgileri yok. Kamuoyuna ilan ettikleri Mutabakat Metni’nde, halihazırda yaptığımız her şeyi kendilerine hedef olarak belirlemişler. İşte biz o yüzden diyoruz ki bizim yaptıklarımıza altılı masanın hayalleri bile erişemez.”
Türkiye’nin kalkınmasının, bilimden, teknolojiden, üretimden geçtiğinin farkında olduklarını ama bunun özel sektörün eliyle yapılacağını da bildiklerini ifade eden Varank, devletin kurduğu bir çimento fabrikasının dünyada artık rekabetçi olma şansının bulunmadığını söyledi.
Varank, eskiden Kamu İktisadi Teşebbüsü (KİT) olduğunu, 1 kişinin çalışması gereken yerde 3 kişinin çalıştığını, artık KİT’lerin sosyal sorumluluk projesi haline geldiğini aktararak, “Peki bu KİT’lerin zararlarını kim ödüyordu? Bütün vatandaşlarımız verdiği vergilerle bu zararları ödüyordu. Onun için biz özel sektörden yanayız. İş dünyasının Türkiye’nin önünü açacağının farkındayız. Hamdolsun bugün 255 milyar dolar ihracat yapan bir Türkiye varsa iş dünyası sayesinde bunu başarabiliyoruz. İşte bu iki vizyonu da iş dünyamız lütfen doğru değerlendirirsin. 2023’te buna göre karar versin.” ifadesini kullandı.