Otomotivde Çin Etkisi Vergilerle Karşı Karşıya: Geçen haftalarda Türkiye’nin iki yeni yerli aracını tüm kamuoyuna tanıtması, Türk otomotiv pazarının önemli bir konumu yakalamasındaki ayak sesleriydi. Togg’la başlayan serüvenin Devrim’de olduğu gibi yarım kalmaması hatta üstüne iki aracın daha gelmesi kimilerine göre Türkiye’nin elektrikli araç pazarında söz sahibi ülkelerden biri olacağı şeklinde yorumlandı. Bunu söylemenin biraz erken olduğu gerçeğini bir kenara bırakarak bugün pazardaki en büyük etkiye sahip ülkelerden biri olan Çin’e odaklanalım. Avrupa’nın uyguladığı ağır vergilendirme politikalarına rağmen pazardaki etkisini artırmaya devam eden Çin, bunu nasıl başarıyor?
Pazar Payı Yüzde 5’e Dayandı
Hali hazırda Türkiye’ye getirilen Çin menşeili elektrikli araçlara ilave yüzde 40 gümrük vergisi uygulaması getirilmişti. Öncesinde bulunan yüzde 10’luk gümrük vergisiyle birlikte toplam vergi tutarı yüzde 54’e yükseliyor. Her ne kadar vergi uygulanıyor olsa da Türkiye’de en çok satılan elektrikli araçlar listesinde iki Çinli markayı görmek mümkün. Türkiye’de 8 Çinli marka bulunuyor. Bunlar; BYD, Hongqi, MG (Saic), Leap Motors, Chery, DFSK, Skywell ve Voyah. Söz konusu markalara Türkiye’de satış yapacağını açıklayan iki marka daha eklendi. 2024 yılında bu sayının 20’ye kadar da çıkması bekleniyor. Çinli markaların Türkiye’deki pazar payını yüzde 5’e yaklaştırdığını da hatırlatalım.

Yatırım İhtimali Önemli
Fakat Çinli markaların pazardaki payını artırmasından ziyade daha önemlisi bu dev markaların Türkiye’de hem araç hem batarya üretim tesisleri kurma ihtimali. Birçok Çinli markanın Avrupa’ya açılmak için ülkemizde tesis kurmak istediği haberleri geliyor. 2024 yılında ülkemize daha fazla Çinli markanın giriş yapmasını bekliyoruz. Bu hızlı artış ve rekabetin fiyatlara yansımasını görmek için de çok beklememiz gerekmeyecek gibi duruyor. Enflasyon artışının yaşandığı bir ortamda araç fiyatlarında düşüş beklemek zor görünüyor. Fakat enflasyonun gerçekçi olarak düşmesiyle birlikte elektrikli araç piyasasında yaşanan çeşitliliğin net bir biçimde fiyatlara pozitif yönlü etki yapacağını söyleyebiliriz. Hatta gelecek neslin büyük oranda içten yanmalı araçlarla değil, direkt olarak elektrikli araçlarla yollara çıkması ihtimalinin uzak olmadığını da görmek gerekiyor.

Avrupa’nın Devre Kesicisi
Türkiye’de giderek etkisini artıran Çinli otomobil devleri, Avrupa’da da ilerleyişini sürdürüyor. Fakat Avrupa bu ilerleyişin önüne bariyer koymak için harekete geçti. Eylül ayında Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Çin’den AB ülkelerine ithal edilen elektrikli otomobillere yönelik sübvansiyon soruşturması başlatıldığını söylemişti. Soruşturmayı Çin’in “adil olmayan rekabetçiliği” üzerine başlattıklarını aktaran Leyen, Çin’in adil olmayan ticaret uygulamalarının geçmişte Avrupa güneş enerjisi sektörünü olumsuz etkilediğini hatırlatmıştı. Avrupa’da pek çok işletmenin, büyük oranda sübvansiyon sağlanan Çinli rakipler nedeniyle de o dönem işlerini kaybettiğini söylemişti. Yani Çin AB’nin önünü bir kere kesti, bir kez daha kesmesine göz yumulması oldukça zor görünüyor.

Çin’in Sübvanse Ettiği İddiası
Leyen’in geçmişten ders alınması gerektiği yönündeki açıklamaları ışığında Avrupa elektrikli araçlar pazarını korumak istediğini görüyoruz. Gerçekte olan durum Leyen’in anlattıklarına yakın. Çin ülkesindeki markaları sübvanse ederek fiyatlarını düşük tutuyor. Böylece araçları tüm dünya çapında fiyat performans olarak en avantajlı pozisyona yükseliyor. Fakat bu Çin’in yaptığı ilk sübvansiyon girişimi değil. Çin söz konusu desteklerini cep telefonu markalarına da uyguluyor. Bunun son örneğini “Önü kesilemez” denilen ve Samsung’dan sonra Apple’ın en büyük rakibi olan Huawei’de görmüştük. Fakat peşinden Amerika’nın Huawei’ye olan yaptırım zincirini de gördük. Google tüm desteklerini marka özelinde çektiğini duyurmuştu. Markada bunun üzerine kendi işletim sistemini hazırlamış ve yoluna o şekilde devam etmişti. Ancak Amerika’nın uyguladığı yaptırımlar tüketiciler üzerinde önemli ölçüde etki bıraktı. Huawei’nin satışları eskisi kadar ‘olağanüstü’ değil. Açıkçası AB her ne kadar otomotiv pazarında Çin etkisini kırmak istese de telefonda olduğu gibi bir etki yaratması beklenmiyor.

Pekin Yönetimi ‘Şu An İçin’ Ilımlı
İşin birde Çin tarafı var tabi… AB’nin dahil olduğu engelleme sürecine Çin tarafından cevap gecikmedi. Pekin yönetimi, AB’nin Çin’in elektrikli otomobil endüstrisine yönelik sübvansiyon karşıtı soruşturmasını “çıplak korumacı bir eylem” olarak nitelendirdi ve soruşturmaya ilişkin ilk resmi yorumunda bunun ilişkiler üzerinde olumsuz bir etkisi olacağı konusunda uyardı. Çin Ticaret Bakanlığı “Çin, AB’nin korumacı eğilimlerini ve eylemlerini yakından takip edecek ve Çinli işletmelerin meşru hak ve çıkarlarını sıkı bir şekilde koruyacaktır” demişti. Çin’in pozisyonu özellikle Avrupa için oldukça önemli. Çünkü birçok Avrupalı otomotiv devinin Çin’de yüksek kapasiteye sahip fabrikaları bulunuyor. Ucuz iş gücü ile sadece otomotiv değil birçok sektörün yatırım noktası haline gelen Çin’in de en büyük kozu bu. Açık bir tehdit olarak bunu dile getirmeyen Pekin yönetimi an itibarıyla ılımlı yaklaşımını koruyor. Fakat ağır bir baskı altına girerse Çin’in uygulayabileceği politikalardan sadece Avrupa değil tüm dünya etki görecektir. Otomotiv pazarındaki tüm oyuncularsa söz konusu tartışmaların odağında ılımlı olmanın fayda getireceğini destekliyor. Soruşturmanın halen sürdüğünü de hatırlatalım.

Otomobil Alacaklara Son Çağrı
Tedarik zincirindeki sıkıntılar ve otomotiv arzında yaşanan sorunlar nedeniyle piyasada sıfır araç bulunurluğunu önemli ölçüde azaltmıştı. Ticaret Bakanlığı’nın attığı adımların ardından gelinen noktada ise artık piyasada sıfır araç sorunu kalmadı. Bekleme süreleri ise oldukça kısaldı. Bu süreçte pek çok otomobil bayisi ellerindeki stokları azaltmak için çeşitli kampanyalara başvurdu. Kimisi yüzde 0 faizli kredi imkânı sunarken, kimi bayide takas desteği, yakıt desteği adı altında çeşitli indirimleri tüketiciye yansıttı. Fakat uzmanlar uyarıyor… Otomotiv sektörü adına hareketli geçen Kasım ayı son şans olabilir. Zira yılbaşı ile birlikte beklenen zamlar yavaş yavaş fısıldanmaya başladı bile. Üstüne enflasyondaki artışta gelince fiyatların düşmesini beklemek hayal olabilir…

Tesla Türkiye’nin Batarya Ücreti Ne Kadar ?
Çoğu teknolojik alette olduğu gibi elektrikli otomobillerde de belli bir kullanımın ardından pil değişimi gerekebiliyordu. İşte bu yüzden Türkiye’deki Tesla sahiplerinin en çok merak ettiği konulardan biri ise Model Y’nin batarya değişim ücretiydi. YouTuber Engin Özören paylaştığı bir video da konuya ilişkin açıklamalarda bulundu. Bir takipçisine Tesla’dan batarya değişimi için fiyat verildiğini söyleyen ünlü YouTuber, Türkiye’deki değişim ücretinin KDV dahil 390 bin TL olduğunu ifade ediyor. 100 bin TL’ye varan bir işçilik ücretinin olduğunu da ekliyor. Bu da toplamda değişim ücretinin 490 bin TL civarlarında olabileceğini gösteriyor. Tabii bu sayıların resmî olmadığını, direkt olarak Özören’in videosundaki iddiasına dayandığını hatırlatmakta fayda var. Ayrıca şirketin resmi sayfasında “Garanti süresince minimum %70 batarya kapasitesini koruyarak 8 yıl veya 160 bin kilometre (hangisi önce gerçekleşirse)” ibaresini de görmek mümkün.

Türkiye’de En Çok Satılan 10 Elektrikli Otomobil
- Tesla – 10.700 (Ekim’de 500 adet)
- TOGG T10X V2 – 9.171 adet (Ekim: 3 bin 567)
- MG4 – 2.167 adet (Ekim: 603 adet)
- Renault Megane E-Tech – 2.093 adet (Ekim: 1075 adet)
- Skywell ET5 – 2.041 adet (Ekim: 620 adet)
- Renault Zoe – 1739 adet (Ekim: 31 adet)
- Opel Mokka – 1337 adet (Ekim: 99 adet)
- Dacia Spring – 1071 adet (Ekim: 175 adet)
- Volvo XC40 – 1018 adet (Ekim: 65 adet)
- MG ZS EV – 992 adet (Ekim: 102 adet)
Avrupa’da En Çok Satılan 10 Elektrikli Otomobil
- Tesla Model Y – 71.683 adet
- Tesla Model 3 – 19.621 adet
- Volkswagen ID.3 – 17.316 adet
- Volkswagen ID.4 – 16.646 adet
- Dacia Spring – 14.066 adet
- Volvo XC40 – 13.786 adet
- Fiat 500e – 13.543 adet
- Peugeot e-208 – 13.266 adet
- MG4 – 12.720 adet
- Renault Megane E-Tech Electric – 10.876 adet