PAGEV Başkanı Eroğlu: 2025 hedefimiz 10 milyon ton

Türkiye’nin plastik sektöründe önemli bir rol oynayan ve sektörü geniş bir yelpazede temsil eden PAGEV Başkanı Yavuz Eroğlu, dijitalleşme ve otomasyonun sektörde rekabetçiliği artırdığını, yerli üretimin desteklenmesi gerektiğini ve 2025 için plastik mamul üretim hedefinin 10,4 milyon ton olduğunu belirtti.

CEYLAN KÖSEOĞLU

AGEV, Türkiye’nin plastik sektöründe önemli bir rol üstlenen ve sektörü geniş bir yelpazede temsil eden bir sivil toplum kuruluşudur. Türkiye’nin plastik sektörünün cirosunun büyük bir kısmını elinde bulunduran PAGEV, sektörel temsil ve gelişim alanlarında güçlü bir misyon da üstlenmektedir.

Yeşil dönüşüm ve geri dönüşüm gibi çevresel sorunlara dikkat çekerek, plastiklerin çevreye etkilerini azaltma konusunda farkındalık oluşturan PAGEV, aynı zamanda sektöre nitelikli iş gücü yetiştiren meslek liseleriyle de önemli katkılar sunmaya devam ediyor. PAGEV’in uluslararası platformlarda sektörü temsil etme çabaları ve dijitalleşme süreçlerine yönelik adımları, Türkiye’nin plastik sektörünün küresel pazarda daha güçlü bir konuma gelmesine de olanak sağlıyor. PAGEV Başkanı Yavuz Eroğlu, plastik sektörünün son yıllarda yaşadığı değişim sürecini Sanayi Gazetesi’ne anlattı.

PAGEV olarak Türkiye plastik sektörünün ciro açısından büyük kısmını temsil ettiklerini ifade eden Yavuz Eroğlu, Türk Plastik Sanayicileri Araştırma Geliştirme ve Eğitim Vakfı (PAGEV), ülkemizde plastik sektörünün ciro olarak yüzde 88’ini temsil eden marka sivil toplum kuruluşu olarak etkin faaliyetler yürütüyor, dedi. Aynı zamanda ülkemizde sektörümüzü temsil eden dernek, vakıf, STK ve Konfederasyon gibi yapıların kanunla düzenlenmiş en yüksek temsil merci olan TOBB Plastik, Kauçuk ve Kompozit Sanayi Meclis Başkanlığını da kendilerinin yürüttüklerine dikkati çeken Eroğlu, “Dolayısıyla PAGEV’in dışında TOBB’daki görevimizden kaynaklı sektörel temsil konusunda önemli sorumluluğumuz bulunmakta” ifadelerine yer verdi.

Dünyada 6., Avrupa’da ise Almanya’dan hemen sonra 2. sırada yer alan Türk Plastik Sektörü’nün gelişimi için ciddi çalışmalara imza attıklarına değinen Eroğlu, “Değişen ve dönüşen mevzuatlardaki regülasyonların oluşturulmasından, firmaların büyümesinin önündeki engellerin kaldırılmasına varıncaya kadar PAGEV pek çok konuda güçlü bir misyonu temsil ediyor. Uluslararası fuarcılık anlamında marka haline gelen Plast Eurasia Fuarı’nı 33 yıldır gerçekleştiren PAGEV, en yeni teknolojilerin ve ürünlerin görücüye çıktığı dev organizasyonlara ev sahipliği yapıyor. Ayrıca plastik geri dönüşüme özel ihtisas fuarı olarak RePlast Eurasia’yı da düzenliyoruz” dedi.

Yavuz Eroğlu, yeşil Dönüşüm kapsamında plastik sektöründe ciddi değişimler yaşandığına dikkati çekerek: “Türkiye’nin en büyük pazarı olan Avrupa, otomotivden ambalaja ve tekstile kadar her alanda ürünlerin geri dönüştürülmüş hammaddeden üretilmesini talep ediyor. Yeşil Dönüşümle birlikte geri dönüştürülmüş hammadde yani atıklar, petrol kadar değerli hale geliyor. Türkiye olarak bizler de yeşil dönüşümün gerektirdiği regülasyonlara hızlıca adapte olarak bu fırsatı iyi değerlendirmeliyiz. Yeşil dönüşümün bir yönü fırsat sunarken diğer tarafı sorumluluk anlamına geliyor. Bu anlamda hem kamu hem de özel sektör olarak herkes Yeşil Dönüşümle ilgili üzerine düşen ev ödevlerine iyi çalışmalı. Geçen yıl İstanbul’da ilk kez TÜYAP’ta gerçekleştirdiğimiz Plastik Geri Dönüşüm Fuarı olan RePlast Eurasia’ya toplamda 124 firma katılım sağladı ve ilk yılında rekor ziyaretçiye ev sahipliği yaptı.  ‘RePlast’ Fuarımızla, Türkiye’yi küresel geri dönüşüm pazarında lider olmaya aday ülke konumuna getirmeyi hedefliyoruz” ifadelerine yer verdi.

PAGEV ve plastik sektöründeki hızlı dijitalleşme ve otomasyon trendlerini ‘rekabetçilik’ olarak algıladıklarına dikkati çeken Eroğlu, “Günümüzde dijitalleşme ve otomasyon olmadan küresel piyasalarda rekabet etmek mümkün değil. Zamanında ucuz işçilikle öne çıkan Çin bile dijitalleşme ve otomasyon süreciyle rekabetçiliğini sürdürülebilir hale getirdi. Türkiye’deki fabrikalarımızda da, makine parkımızın dijitalleşmesi ve makinelerin kendi aralarındaki iletişimi sağlayacak otomasyon yöntemiyle, merkezi bir sistemde verimliliklerinin sağlanması ve bunların yapay zeka ile entegrasyonu alanına ilişkin çalışmalar yapıyoruz. PAGEV üyelerimiz arasında bu alanda faaliyet gösteren önemli firmaları bir araya getirerek bilgi birikimini arttırmayı hedefliyoruz. Ayrıca hem Türkiye’de kendi düzenlediğimiz fuarlarımızda hem de yurt dışındaki fuarlarda bu alana ilişkin gelişimi yakından takip ediyoruz” dedi.

Sektörün en önemli sorunlarından birinin yeterli katma değer sağlanamamasıdır. Toplam satışlar içinde katma değeri yüksek mamullerin payı yüksektir. Üretim ve ihracatta daha yüksek katma değer sağlamanın başlıca 2 yolu var ifadeleriyle Eroğlu, sektörde yaşanılan sorunları şöyle dile getirdi: “Katma değeri yüksek inovatif ürünler imal etmek ve / veya kaliteden ödün vermeden maliyetleri düşürerek kâr marjını arttırmaktır. Sektörün kaliteden ödün vermeden küresel pazarlarda rekabetçi üretim ve ihracat olanaklarını arttırması için Avrupa standartlarında ve çevreye uyumlu üretim yapması kaçınılmazdır. Önemli olan Türkiye’de katma değeri yüksek hammaddeleri üretmektir. Sektörün yurt içinden ihtiyacını karşılayamadığı polipropilen ve polietilen gibi harç-ı alem hammaddeleri ithal ederken ödediği vergiler rekabeti olumsuz etkilemekte. Bu olumsuzlukları ortadan kaldırdığımızda plastik sektörünün Türkiye ekonomisine sağladığı katma değeri daha da arttıracaktır”.  Sektörün bir diğer önemli sorununa da değinen Yavuz Eroğlu; önemli sorunlardan bir tanesi de hammadde ihtiyacının sadece %15’inin yerli üretimle karşılanmasına rağmen, yerli üretimin korunması amacıyla daha ekonomik fiyatlarla hammadde temin olanaklarından, ithalata vergiler konularak mahrum edilmesidir. Bu durum, yerli hammadde üreticisinin korunması adına sektörün küresel piyasalarda rekabetçi ihracat olanaklarını azaltmaktadır, dedi.

2024 yılını değerlendirip 2025 yılı için gelecek hedeflerine değinen Eroğlu, “2024 yılında kapasite kullanımının yüzde 24’ünün kullanılamadı ve bunun başlıca nedeni ihracatın yüzde 3 artmasına rağmen yurt içi talebin yüzde 12 gerilemesidir. 2025 yılında plastik mamul üretiminin, iyimser bir görüşle yüzde 5 artarak 10,4 milyon tona çıkacağını tahmin ediyoruz. Bu durumda kapasite kullanımının yüzde 80’e çıkar. Kapasite kullanımını arttıracak en önemli faktör yurt içi satışları (plastiğin kullanıldığı sektörlerin talebi) ile ihracat artışları olacak” açıklamalarına yer verdi.

Kaynak: Sanayi Gazetesi