Sanayi Devrimi

Sanayi Devrimi bir tekstil makinesinin icadıyla başlamış. Seri üretime geçilmiş. Kısa sürede çalışanların üretim alanına yakın olmaları, bir arada toplu yaşamaları gerekmiş.
?????????????????????????????????????????????????????????????????????????????????????????????????????????????????????????????????????????????????????????????????????????????

Sanayi Devrimi: Sanayi Devrimi bir tekstil makinesinin icadıyla başlamış. Seri üretime geçilmiş. Kısa sürede çalışanların üretim alanına yakın olmaları, bir arada toplu yaşamaları gerekmiş. İlerleyen zamanlarda ise nitelikli iş gücünü bir arada tutalım derken toplumun yaşam şekline yansımış.

Gün gelmiş toplu konut kavramı yüksek katlı yapılar ile şehir merkezine yakın yaşam alanları banliyöler oluşturmuş. Nasıl ki dünün Necropolisi Mezarlık bugünün şehir merkezi Şişli oluverdiyse…Kozyatağı Bostancı Tuzla hattı da KOZ yani ceviz bahçeleri yerine ulaşması zor Ada manzaralı parseller hale gelmiş.

Şimdilerde ise bir gece çadırda bile uyumayanlar, ormanda yürümemişler su taşımamış kişi dağda arazi alıyor (arsa zannederek) halbuki parası yetiyor diye şehirlinin traktör lastiği almasından farksız.. Ama araştırmasını yapmadığı için farkında bile değil, adamı uyandırırsan da bozuluyor.

Peki sanayici imalatçı tedarikçi farklı mı?

Bizim kafa farklı çalışıyor toprak almadan, ev yapmadan olmuyor. Verimliliği düşürüyor diye Almanya da yüksek katlı toplu konuttan vazgeçilmesi elli yıl oldu. Biz de ise devam ediyor.

Tuzla’ya en erken gelen Koç grubu muydu? Kimin Öngörüsü bu? Koç un aldığı yerden o geldi diye mi arsa arazi aldık? Alıp yirmi sene sabır edenler mi kazandı? Kaç kişi bu yatırımı elinde yeterli süre tutup değerlendirebildi. Yıllarca alt limitlerde yaşayıp arsanın değerlemesini mi bekledik?

Bir çok Sanayi şirketinin çok değişkenli piyasa koşullarında ayakta kalabilmesinde, nakit akışının normale dönmesinde kurtarıcı rolünü bu arsa yatırımına borçludur.

Çıraklar kalfa olunca hemen kendi tezgahını almak istiyor… usta zaten yetişmiyor diyor Sanayi ağabeylerim… Ama taklitten ileri gidebildik mi çoğu zaman?

ARGE Faaliyetlerine bütçe ayıran kaç firma sayarsınız?

İSO 500 arasında ARGE Departmanı olan hatırı sayılır bütçe ayıran kaç şirketimiz var?

Peki marka değeri açısından THY, TÜPRAŞ, Arçelik, Vestel, Bayraktar, Havelsan… Çok çok iyi lakin çok emek çok metal çok çaba yerine… Az metal çok akıl çok digital çok yazılım olan 3 trilyon dolar marka değeri olan simitçiden sanatçıya, emekliden memura 8 milyar insanın neredeyse yarısının ellerinde gezen bir mobil cihaz nasıl oluyor da Sanayi devlerinin onlarcasının marka değerine bedel olabiliyor?

Çok sağlam bir Sanayimiz, sanayicimiz ve emektarlatımız var. Para ile ödenmez o alınteri…
Lakin daha düne kadar ülkede 450.000 müteahhit olduğunu size hatırlatırım… Avrupa yı topla 10 bin firma yok..

450 Avm olduk 450 OSB olduk mu?

Rakamları göğsümüzü kabaran kaç bin Sanayi şirketimiz var ?

Tek amacım var daha iyisini üretebilmesi için sizleri düşünmeye sevk etmek… Normalin dışında düşünmek… Kalıpların, alışkanlıkların, rutinin dışında düşünmek… Bunun için de önce bulunduğumuz yeri değiştirmeliyiz. Bakış açımızı… Malum ağaç değiliz neticede…

Bizlerin en az değer verdiği şeydir: DÜŞÜNMEK.

Hemen eyleme geçeriz, kervanı yol düzmeyi benimsemişizdir. Çoğu zaman iyidir bu At’ı alıp Üsküdar’ı hemen geçiveririz.

Lakin bizi kurtaracak olan: PLAN, plan, plan..

Daha 1 haftalık seyahat planı yapıp, üretimi ve ödemeleri düşünmeden fuar gezmeye bile gidebilen kaç İşletmeci var?

Fuar Kültürümüzü başka bir sefer irdeleriz.

Düşünmek çoğumuzu korkutuyor mu? Vakit kaybı olarak mı görüyorsunuz? Fırsatı kaçırma korkusu? Bizden önce başkası yaparsa ilk olamayız endişesi mi?

İlk olmak bu kadar önemli olsaydı… Ayfon değil Nokyanın 3 trilyon dolar olduğunu konuşuyor olurduk.

El emeği çok kıymetli ama akılla ilim ve bilimle harmanlanan emek ise paha biçilemez hale geliyor. Bunun için de erken kalkmak çok çalışmak yetmiyor.

Üretim… Beceri den önce ARGE demek..
Böyle düşünen Kaç Sanayici var?