Selçuk Bayraktar iki gün önce uyarmıştı… İsrail’in Lübnan’a çağrı cihazları saldırısı dünyayı salladı

Selçuk Bayraktar İsrail’in Lübnan saldırısı öncesi uyarıda bulunmuş kendi egemenliğimiz için yerli sistemleri geliştirmeliyiz demişti.

Lübnan dün dünyada emsali görülmemiş bir saldırıyla sarsıldı. Türkiye saati ile 15.45 sıralarında ülkede çağrı cihazları neredeyse eşzamanlı infilak etmeye başladı. Lübnan’da Hizbullah’ın iletişim için kullandığı çağrı cihazlarının dün ülke genelinde neredeyse eş zamanlı olarak patlaması sonucu hayatını kaybedenlerin sayısı artıyor. 

Lübnan Sağlık Bakanlığı dün biri çocuk dokuz kişinin hayatını kaybettiğini, 2 bin 800 kişinin ise yaralandığını açıklamıştı. Yaralıların 200’de fazlasının durumunun kritik olduğu belirtilirken,  bu nedenle can kaybının artmasından endişe duyuluyor

TRT Haber canlı yayınına katılan Selçuk Bayraktar yerli sistemlerin önemine dikkat çekti. Selçuk bayraktar insansız hava araçlarından (İHA) gelen gelirlerle bağımsız sistemimizi inşa edeceğiz açıklamasında bulundu. Bayraktar; “saatlerin, telefonların içine kadar giriyorlar. Kendi sistemimizin olması egemenliğimiz açısında çok önemli. Bunu inşa edeceğiz” dedi.

Patlamalar Lübnan’da yerel saatle 15:30 civarında ülkenin güneyinde, Beyrut’un Dahiye olarak bilinen güney banliyölerinde ve Hizbullah’ın kalesi olan Bekaa vadisinin doğusunda başladı. Patlamalar yaklaşık bir saat sürerken, Reuters görgü tanıkları ve Dahiye sakinleri yerel saatle 16:30’da hala patlama sesleri duyduklarını söyledi. Güvenlik kaynaklarına ve Reuters tarafından incelenen görüntülere göre, patlamaların bazıları çağrı cihazlarının çalmasından (bip sesinin gelmesinden) sonra meydana geldi ve savaşçıların ellerini çağrı cihazlarının üzerine koymalarına ya da ekranı kontrol etmek için yüzlerine yaklaştırmalarına neden oldu.

Lübnan Başbakanı ve Hizbullah İsrail’i suçlasa da şu ana kadar kimse sorumluluğu üstlenmedi. Başbakan Necip Mikati patlamaların “Lübnan egemenliğinin ciddi bir ihlali ve tüm standartlara göre bir suç” olduğunu söyledi. Hizbullah, İsrail’i saldırıların arkasında olmakla suçladığı açıklamasında, bu ülkeyi “sivilleri de hedef alan bu suç saldırısından tamamen sorumlu” tuttuğunu belirtti. Açıklamada “Bu hain ve cani düşman, beklesin ya da beklemesin, bu günahkâr saldırganlığının cezasını mutlaka çekecektir” denildi. İsrailli yetkililer iddialar hakkında yorum yapmadı, ancak çoğu analist saldırının arkasında İsrail’in olduğu konusunda hemfikir. Lancaster Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Prof Simon Mabon BBC’ye şunları söyledi “İsrail’in hedefini takip etmek için teknolojiyi kullandığı örnekleri biliyoruz” ancak bu saldırının ölçeğini ‘benzeri görülmemiş’ olarak nitelendirdi. İngiltere merkezli Chatham House’dan Lina Khatib, saldırının İsrail’in Hizbullah’ın “iletişim ağına” “derinlemesine” sızdığını gösterdiğini söyledi.

Hizbullah’ın güvenlik önlemleriyle gurur duyduğunu hatırlatan bazı analistler, dünkü saldırının büyüklüğü karşısında şoke olduklarını hemen ifade etti. Bazıları bir hack saldırısının çağrı cihazlarının pillerinin aşırı ısınmasına ve cihazların patlamasına neden olmuş olabileceğini öne sürdü. Böyle bir saldırı daha önce görülmemiş eylem. Ancak pek çok uzman bunun olası olmadığını, patlama görüntülerinin bataryaların aşırı ısınmasıyla uyuşmadığını söylüyor. Bazı analistler de çağrı cihazlarına üretimleri sırasında ya da nakliye sırasında müdahaleyi içeren bir tür tedarik zinciri saldırısının daha olası olduğunu söylüyor. Tedarik zinciri saldırıları siber güvenlik dünyasında giderek artan bir endişe kaynağı ve son zamanlarda bilgisayar korsanlarının ürünlere geliştirme aşamasındayken erişim sağlamasından kaynaklanan birçok yüksek profilli olay yaşandı. Ancak bu saldırılar normalde yazılımla sınırlı oluyor. Donanım tedarik zinciri saldırıları, cihaza el koymayı içerdiğinden çok daha nadir. Eğer bu gerçekten bir tedarik zinciri saldırısıysa, çağrı cihazlarına bir şekilde gizlice müdahale edilmek için büyük bir operasyon yapılması gerekirdi.

Kaynak: Haber Merkezi