Sürdürülebilir geleceğe açılan kapı: Biyoteknoloji Vadisi

Sanayi ve akademiyi bir araya getiren Biyoteknoloji Vadisi, geleceğe yön veren teknolojileri hayata geçiriyor.

Biyoteknoloji alanında yenilikçi ve sürdürülebilir çözümler üreten Biyoteknoloji Vadisi, Türkiye’yi global rekabette ileri bir seviyeye taşıyor. Sanayi ve akademiyi bir araya getiren Biyoteknoloji Vadisi, geleceğe yön veren teknolojileri hayata geçiriyor.

Gelecek nesillere daha yaşanabilir, bilinçli ve sürdürülebilir bir dünya bırakmayı amaçlayan Biyoteknoloji Vadisi bilim, inovasyon ve doğa arasında güçlü bağ kurarak, geleceğin kapılarını aralıyor. Biyoteknoloji sektöründe uzmanlaşmış bir ekosistem oluşturma vizyonuyla hayata geçirilen geniş kapsamlı bir proje olan Biyoteknoloji Vadisi, Türkiye’nin uluslararası biyoteknoloji pazarında güçlü̈ bir oyuncu haline gelmesine katkı sağlamayı hedefliyor.

Dünyanın önde gelen biyoteknoloji ve inovasyon merkezlerinden biri olmayı hedeflediklerini söyleyen Biyoteknoloji Vadisi Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Ercan Varlıbaş, Biyoteknoloji Vadisi projesinin, ülkenin bilim ve inovasyon merkezi olma potansiyelini ortaya koyduğunu söyledi.

Biyoteknoloji Vadisi’nin uluslararası ölçekli birçok yatırımcı ve firma için cazip bir destinasyon haline gelmeye başladığını dile getiren Ercan Varlıbaş, “Geçtiğimiz aylarda, Güney Kore ile biyoteknoloji alanında imzaladığımız Mutabakat Zaptı (MoU) ile önemli bir kilometre taşını geride bıraktık. Serbest Ekonomik Bölge yönetimiyle yaptığımız toplantılar neticesinde, bölgede yer alan Samsung Biologics, Celltrion ve DongA ST gibi önde gelen firmaları ziyaret ettik.  Ayrıca, Amerika’da katıldığımız BioProcess fuarı, projelerimizi uluslararası arenada tanıtma adına büyük bir fırsat sundu. Türk bayrağı altında Biyoteknoloji Vadisi’ni temsil etmenin verdiği gururla, ABD’li yatırımcılarla pek çok değerli bağlantı kurduk” dedi.

Hedeflerinin Türkiye’yi biyoteknoloji alanında global bir güç ve marka haline getirmek olduğunu vurgulayan Varlıbaş, “Biyoteknoloji Vadisi projesi, bu vizyonun tam olarak ortasında yer alıyor. Ülkemizin inovasyon ve yüksek teknoloji alanında uluslararası arenada daha da ileriye taşınması için uluslararası tanınırlığımızı artırmak büyük önem taşıyor.  Biyoteknoloji, modern sanayinin sürdürülebilirlik idealiyle buluştuğu noktada temel bir kalkınma aracıdır. Bu bağlamda, Biyoteknoloji Vadisi’nde gerçekleştirmeyi planladığımız araştırmalar ve yenilikçi çözümler, tarımda daha yüksek verimlilik, enerji üretiminde ise fosil yakıtlara bağımlılığı azaltacak temiz enerji kaynaklarının geliştirilmesi gibi öncelikli hedeflere hizmet etmektedir. Biyoyakıt ve biyoenerji projelerimiz, karbonsuz bir ekonomi yolunda ileriye doğru attığımız kararlı adımlardır. Türkiye, Biyoteknoloji Vadisi aracılığıyla küresel iş birliği ortamına katkı sağlayarak doğa dostu teknolojilere ev sahipliği yapıyor. Bu kritik dönemde uluslararası alanda ortak çalışmalar yürütmek, bilimsel bilgi paylaşımını artırarak inovasyonu hızlandırmak, sürdürülebilir kalkınma hedeflerimize ulaşmamız için elzemdir” ifadelerine yer verdi.

Biyoteknoloji Vadisi’nde atılan yeni temellerle sadece bir yapı değil, geleceğe açılan kapılar inşa ettiklerini dile getiren Varlıbaş, “Burası, Türkiye’nin biyoteknoloji sahasındaki potansiyelini realize ederek yerelden küresele bir köprü olma misyonuyla çalışacak. Amacımız, milli kaynaklarımızı en verimli şekilde kullanarak, ithalata olan bağımlılığımızı azaltmak ve kendi kendine yetebilen bir biyoteknoloji ekosistemi kurmaktır.

Biyoteknoloji, sadece sağlık sektöründe değil, tarım, çevre bilimleri ve sürdürülebilir enerji gibi birçok sektörde devrim niteliğinde yeniliklere kapı açacaktır. Bu teknoloji sayesinde, daha verimli ve çevre dostu tarım yöntemleri geliştirilebilir, biyolojik atıkların dönüştürülmesiyle enerji elde edilebilir ve çevresel sorunlara kalıcı çözümler üretilebilir” şeklinde konuştu.

Türk biyoteknoloji sektöründe kamu ve özel sektör arasındaki iş birliğini güçlendirmeyi ve uluslararası yatırımlar için Türkiye’yi cazip hale getirmeyi hedeflediklerini söyleyen Varlıbaş, sözlerini şöyle tamamladı: “Ayrıca, biyoteknoloji vadisi gibi projelerle altyapı gelişimini teşvik etmek ve Türkiye’nin küresel bir biyoteknoloji markası haline gelmesini amaçlıyoruz. Singapur’dan alınacak stratejik dersler, Türkiye’nin biyoteknoloji alanında güçlü bir oyuncu olarak dünya sahnesinde yer almasına katkıda bulunacaktır. Bu adımlar titizlikle uygulandığında, Türkiye’nin bölgesel bir lider olması mümkündür. Küresel iş birliklerimiz ve yerel girişimlerimizle tüm bu hedefleri toplumsal fayda ekseninde genişletiyoruz. Amacımız sadece bireysel gelişimi değil, toplumların refahını ve bu refahın çevresel bilinçle desteklenmesini güvence altına almaktır. Yerel topluluklarla kurduğumuz iş birlikleri, sürdürülebilir kalkınmanın sosyal katmanlarına da yansımaktadır.”

Kaynak: Sanayi Gazetesi